‘Seçim’ tiyatrosu ve CHP

Örsan K. Öymen
Örsan K. Öymen
29 Mayıs 2023, Cumhuriyet

 

Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinde, bugüne kadar teokratik, monarşik, nepotist bir diktatörlük rejimini uygulayan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “seçimi kazandı”.

Böylece bir seçim tiyatrosu daha sahnelenmiş oldu.

  • Bu seçimlerin, önceki yıllarda olduğu gibi, özgür bir ortamda, eşit koşullarda ve adil bir biçimde gerçekleşmediği açıktır.

– AKP hükümeti, olası kazanabilecek adaylardan birisi olan CHP’li İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na kumpas davasıyla siyaset yasağı getirmiştir;
– HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı hapishaneye atmıştır;
– muhalefetin propaganda olanaklarını sınırlamıştır;
– medyada büyük bir hükümet tekeli kurmuştur;
– kamu hizmeti vermesi gereken devletin televizyonu TRT’yi, AKP’nin yayın organı gibi kullanmıştır;
– devletin tüm kurumlarının olanaklarını, seçim kampanyasında kullanmıştır;
– muhalefetin afiş asmasını, ekran kurmasını, telefon mesajı yollamasını birçok yerde engellemiştir;
– muhalefete karşı yalanlara, iftiralara ve tehditlere dayalı bir kampanya yürütmüştür;
– ithal “vatandaşlara” oy kullandırmıştır.

Ancak muhalefetin seçim yenilgisi, tek başına bununla açıklanamaz.

Eğitimsiz geniş bir halk kitlesinin var olduğu bir ülkede, seçim yapmanın hiçbir anlamının olmadığı, bir kere daha doğrulanmış oldu.

Halkın % 52’sinin, faşizmi, diktatörlüğü, teokrasiyi, monarşiyi uygulayan birisini cumhurbaşkanı olarak seçmesiyle, demokrasinin, cumhuriyetin, halk egemenliğinin yaşama geçmeyeceği açıktır. Demokrasi, sandıkçılık değildir.

  • Demokrasi, demokrasiyi ortadan kaldırma hakkı da değildir.
  • Yasama, yürütme, yargı arasında güçler ayrılığının; düşünceyi ifade, yayın, medya ve örgütlenme özgürlüğünün; laikliğin; ekonomik ve sosyal adaletin; bu ilkelerin anlamı ve önemi konusunda temel bir eğitim seviyesinin (düzeyinin) ve bilincin olmadığı bir ülkede, demokrasi, cumhuriyet, halk egemenliği olmaz.

***
Öte yanda, halkın %48’inin, halkın yaklaşık yarısının, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinden yana tavır koymuş olması ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermesi, Türkiye’de ulusal güvenliğin ve bütünlüğün sağlanması açısından da, AKP hükümetinin mutlaka dikkate alması gereken bir durumdur.

AKP’nin ve Erdoğan’ın, bugüne kadar olduğu gibi, anayasanın 2., 6., 7., 8., 9., 11., 14., 24., 25., 26., 28., 34., 138. ve 148. maddelerini ihlal etmeye devam etmesi durumunda, AKP hükümeti, meşruiyetini kaybeder. Çünkü siyasi partiler yasasına göre, siyasi partiler anayasaya uymak zorundadır. Meşruiyet sadece seçimle değil, anayasaya uymakla da kazanılan bir şeydir.
***
Son olarak, ana muhalefet partisi olan CHP’nin yönetiminin yıllardır yaptığı hatalar da, seçim yenilgisinde büyük bir rol oynamıştır.

Genel Başkan seçildiği 2010 yılından beri girdiği tüm genel ve yerel seçimleri ve referandumları kaybeden ve CHP’nin oyunu %25’in üzerine çıkartamayan Kılıçdaroğlu’nun, artık CHP Genel Başkanlığı’ndan ayrılması ve bir daha genel başkanlığa aday olmayacağını açıklaması zorunlu hale gelmiştir! (AS: Bu görüşe katılmıyoruz..)

Muhalefetin, bir Aydınlanma ve sivil eğitim seferberliği başlatacak yeni bir yönetime ihtiyacı vardır!

  • CHP işgalden kurtarılmadan, vatanı işgalden kurtarmak olanaksızdır!

Kimse ülkeyi terk etmeye kalkmasın, bu vatanı Cumhuriyet düşmanlarına teslim etmesin!

Seçimi yitirenlerin ülkeyi terk etmesini isteyen, Erdoğan ve AKP’dir!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir