ASTIĞI ASTIK, KESTİĞİ KESTİK

Mustafa AYDINLI
Eğitimci – Yazar
aydinliddo@gmail.com

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rize’de katıldığı açılışta kurdeleyi erken kesen çocuğun kafasına (elindeki mikrofonla) vurarak uyardığı görüntüler, düşündürücü ve son derece üzücüdür. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanının çocukları seven ve onları koruyan kollayan, şefkat besleyen nitelikte olması gerekirdi. Çocuğun kafasına mikrofonla vurmak ve azarlamak kabul edilemez bir sevgisizlik örneğidir.

Genelde insanlar neden şiddete başvurur? Sevgisiz ve şiddet ortamında büyüyenler sevgi dağıtamaz onlar da şiddete başvurur. Bir atasözünde olduğu gibi, “Ne ekersen onu biçersin”. O çocuğun başına vuran sıradan bir insan olsaydı -ki zaten her gün oluyor- bu düzeyde tartışmazdık. İçimizi ve toplumun yüreğini bu denli yaralamazdı. Ülkenin 1 Numarasında oturan kişi çocuk döverse, O’nu örnek alan polis insanın kemiklerini kırar. Şiddet kalıcı ve bulaşıcı olur.

Örneğin öğretmen öğrencisini döverse, yarın o çocuk polis olur, jandarma olur öğretmenini döver. Hatta öğretmen olur, O da öğretmeninin torunlarını döver. Bir söz vardır “Kurt atasından gördüğü gibi ulurmuş” öyle gördü, öyle uygular. Toplumda yukarıdan aşağıya şiddet egemen olur. Sevgi, saygı, şefkat, uygarca iletişim ortadan kalkar.

Rahmetli Erdal İnönü bir toplantı sonrası otelden çıkarken, kapı önünde uyuyan köpeği rahatsız etmemek için uzaktan dolaşıyor. Gazetecilerin “neden uzaktan dolaştınız?” sorusuna yanıtı, “Köpek uyuyordu, rahatsız etmedim.” İnsan olarak böylesi yüce bir düşünce karşısında, saygı ile eğilmek düşüyor. Burada sevgi gösterilen neslimizin en küçük varlığı çocuklarımız değil, üstelik uyuyan bir köpek. Oysa insan yavrusuna gösterilecek sevgi, bir hayvana yaraşır bulundan eksik olmamalı.

Öte yandan 2010 yılı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarında, Sayın Erdoğan usulen başbakanlık koltuğuna oturan öğrenciye şöyle demişti :

  • Artık Başbakan sensin.. astığın astık; kestiğin kestik…” 

Daha o zamandan Sayın “dünya lideri“nin nasıl bir ruh haline sahip olduğunun kanıtıdır.  “Asmak ve kesmek” gibi ilkel bir duyguyu körpe beyinlere şırınga ediyor.

Bu bir padişah, sultan edasıdır. Yandaş basından çıt yok. Yüzünün üstüne yatıyorlar. Hani siz demokrattınız? Hani siz demokrasi açılımı yapıyordunuz? Demokratlıkta bırakın yandaş basını, yetmez ama evet’ diyen yalamaları da safınıza katmıştınız. Şimdi gördüler, neyin yettiğini, neye evet dediklerini. Yalanın sonu bir yere dek. Her şey yalan, her şey takiyye, bir toplum yalanla, takiyye ile ne denli aldatılabilir?

Şiddet, çağımızın genel geçer anlayışı olamaz “Astığın astık, kestiğin kestik” uygar, modern, çağdaş toplumların söylemi olamaz.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Çorum’da annesinin yanındaki küçük bir çocuğa yaklaşarak, onun gönlünü almak, sevgi şefkat göstermek ister. Nasılsın?’ diye sorar. Ne var ki çocuğun annesi Kılıçdaroğlu’na “Hadi yürü, yürü!” diyerek tepki gösterir. Keşke o bacımız ya da çocuğunun başına mikrofonla vurulan anne, bu şiddet karşısında aynı tepkiyi gösterebilse. Keşke şiddet ve şefkati ayırabilen bir toplum olabilsek.

Yaşadığımız dünyanın kutup yıldızı ülkeler astığını asan, kestiğini kesen” ülkeler olmayıp, aksine barışı, demokrasiyi, adalet ve özgürlüğü geçerli kılan ülkelerdir. Genlerinde şiddeti değil, sevgi ve şefkati taşıyanlardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir