KURUCU GENEL BAŞKANIMIZ, DEVRİM ŞEHİDİMİZ, BİLGE HUKUKÇU MUAMMER AKSOY’U SAYGIYLA ANIYORUZ

KURUCU GENEL BAŞKANIMIZ, DEVRİM ŞEHİDİMİZ,
BİLGE HUKUKÇU MUAMMER AKSOY’U SAYGIYLA ANIYORUZ

Tam 31 yıl önce, Ankara’nın soğuk bir kış gününde emperyalizmin maşaları tarafından, arkasından kalleşçe sıkılan üç kurşunla aramızdan koparıldı Muammer Aksoy.

Kemalizm’in ödünsüz savunucusu Muammer Aksoy, Türk aydınlanma mücadelesinin en cesur, en kararlı, en ateşli savaşçılarından biriydi.

Emperyalizmin, Türkiye’yi yeniden sömürgeleştirme ve Sevr koşullarına sürükleyerek çökertmeye yönelik saldırıları işbirlikçi iktidarlar üzerinden kesintisiz olarak sürdürülürken, tam 40 yıl boyunca bu saldırılara karşı Türk aydınlarının en önünde yer aldı.

1950’li yıllarda Adnan Menderes iktidarının baskılarına karşı mücadele etti. 1961 Anayasasını hazırlayan akademisyen kadrosu içinde hocası Ord. Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu ile birlikte çalıştı ve Komisyonun sözcülüğünü yaptı. Velidedeoğlu’nu hocası, Uğur Mumcu‘yu ise öğrencisi bildi.

1960’lı yılların ortalarında çokuluslu petrol şirketlerinin ülkemiz petrollerini yağmalamasının önünü açan düzenlemelere karşı TPAO’nun avukatlığını yaparak hukuk mücadelesi verdi.

1970’li yıllarda devrimci öğretmenlerin sürgün edilmelerine, kıyılmalarına karşı onların davalarını savundu.

Tam bağımsız, demokratik, laik Türkiye mücadelesini 1977’de TBMM’de milletvekili olarak sürdürdü.

Türkiye’nin Kemalizm’i savunan bir kuruma ihtiyacı olacağı düşüncesiyle, 1989 yılında 49 arkadaşıyla birlikte Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kurdu.

Yine o yıllarda birçok aydın ve siyasetçi Türk Ceza Yasası değişikliği hakkında “141, 142. ve 163. maddeler hep birlikte kaldırılmalıdır” derken, Muammer Aksoy bugünleri öngörerek “163. madde kalkarsa Türkiye şeriat devletine doğru gider” demişti. Öldürüldüğü gün, ADD’nin laiklik bildirisi üzerine çalışıyordu.

En önemlisi, tüm mücadele yaşamı boyunca hep “örgütlü mücadele” içinde kaldı. Türk Hukuk Kurumu Başkanlığı, Ankara Barosu Başkanlığı, CHP içindeki çalışmaları ve nihayet Atatürkçü Düşünce Derneği kurucu genel başkanlığı

O, ülkenin bağımsızlığını, ulusal kalkınma olanaklarını aşındıran, ulusal birliğini çürüten ekonomik, kültürel, siyasal girişimlere karşı adeta erken uyarı sistemi gibi hiç durmadan çalıştı, mücadele etti.

Bu mücadele kararlılığını Menderes’in gözaltıları da, 12 Mart muhtırasının cezaevleri de, evine gelen tehdit mektupları da değiştiremedi.

Biz, Onsuz geçen 30 yılda, Muammer Aksoy’ları olmayan bir milletin başına neler gelebileceğini yaşayarak gördük.

Muammer Aksoy’ların yaşadığı bir ülkede Anayasayı, yasaları böyle tartışmadan, usule aykırı biçimde ve antidemokratik esaslara göre değiştirebilmek bu kadar kolay olur muydu?

Muammer Aksoy’ların, Mumcu’ların, Kışlalı’ların, Üçok’ların, Dursun’ların, Hablemitoğlu’ların yaşadığı bir ülkede, siyasi partilerin, kurumların ya da aydın geçinenlerin oy avcılığı uğruna Kemalizm’den hızla uzaklaşıp neoliberal projelere eklemlenmeleri bu kadar kolay mümkün olur muydu?

Aksoy bugün aramızda olmasa da mücadelesiyle, yazıları, eserleri ve yetiştirdiği öğrencileriyle, kurup emanet ettiği ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ ile sonsuza kadar yaşamaya devam edecek!

O’nu katledilişinin 31. yılında, emanet ettiği bayrağı daha yükseklere taşıma kararlılığında olan Kemalistler olarak saygıyla, özlemle anıyoruz.

Dr. HÜSNÜ BOZKURT ve ARKADAŞLARI

KURUCU GENEL BAŞKANIMIZ, DEVRİM ŞEHİDİMİZ, BİLGE HUKUKÇU MUAMMER AKSOY’U SAYGIYLA ANIYORUZ” hakkında bir yorum

  1. Ekrem Sisalan

    Ülkenin geleceği ürkütücü bir sona yönelik görünüyor. Bu yön ancak ve ancak CHP’nin kendi içinde toparlanması, çürük elmaların ayıklanarak gerçek ulusalcı, Atatürk ilkelerine inanmış kişilerin yönetime gelmeleri ile değiştirilebilecektir. Bunların daha sıkı bir şekilde kenetlenmelerini, gücü ele geçirmelerini şiddetle arzu etmekteyim. Ülkenin geleceği CHP’nin elindedir.

    Cevapla

Ekrem Sisalan için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir