Çoklu TTB: Tabuta çakılan son çivi!
Dr. Ceyhun Balcı
https://www.veryansintv.com/coklu-ttb-tabuta-cakilan-son-civi
17 Ekim 2020
MHP önderi Bahçeli’nin haftalar önceki çıkışıydı: “TTB (Türk Tabipleri Birliği) kapatılsın! Yönetcileri soruşturulsun, kovuşturulsun!”
Tek yetkili Cumhurbaşkanı bu çıkışı farklı bir yorumla tamamladı!
Çoklu TTB görüşü bir bakıma ölümü gösterip hastalığa razı etmek olarak da yorumlanabilir.
Gerçekte TTB’nin kapatılması ile Çoklu TTB arasında pek de fark olmadığının altını çizmekle başlayalım. İkincisinde “kapatmadan kapatma” söz konusudur. Çok daha kötüdür!
En yetkili ve muktedir ağızdan süreç başlatılmışken, bundan sonra bu gelişmeye karşı hekim kamuoyunun nasıl bir duruş göstereceği tartışılabilir.
TTB’yi son 25 yıldır yöneten grupçuklar koalisyonu bugün gelinen noktada hekim kamuoyunu öylesine bölüp, parçalayıp etkisizleştirmiştir ki, tabuta çakılan son çiviye eşdeğer bu düzenlemeye karşı hekim kamuoyu duruşundan kuşkuya düşmek kaçınılmazlaşmaktadır.
Bugün için 165 bin hekimin gözbebeği olması gereken ve geçmişinde sayısız şanlı sayfa olan
- TTB dış kaynaklı etnikçiliğin yuvasına dönüştürüldüğü için
zaten uzunca süredir kendi kitlesi olan hekimlerden kopmuş bir görüntü vermekteydi. Dolayısı ile Türk kamuoyu gözünde de herhangi bir öneme ve saygınlığa sahip değildi.
Denebilir ki, bu böyle olmasa da her kişi ve kuruluşu “kendisileştirme” tutkusuyla yanıp tutuşan siyasi iktidar yine de benzer bir uygulamaya yönelmez miydi? Kuşkusuz bu kuşku ve öngörü de yersiz değildir.
Ancak, ikisi arasındaki fark saygınlığı ve güvenilirliği olan bir TTB’nin arkasında duracak hekim yığını ve Türk kamuoyuyla açıklanabilir. Az şey değildir.
Uzunca süredir dile getirmeye çalıştığımız kaygılarımızın da yersiz olmadığı bu önemli gelişmeyle bir kez daha doğrulanmıştır.
ŞEBNEM KORUR FİNCANCI ADIMI
Salgın ortamındaki baskın seçimlerle iktidarlarını pekiştirmek isteyen grupçuklar koalisyonu ortamdaki olumlu havayı değerlendirerek TTB Merkez Konseyi’nin başına çok daha ılımlı ve saygın bir kişiliği getirmek yerine, etnikçiliği ve Türkiye karşıtlığıyla nam salmış Şebnem Korur Fincancı’yı getirince iktidar için tabuta son çiviyi çakmak kolaylaşmış oldu! Kurumun başına adı terörle ilişkilendirilemeyecek birisini getirmek bu kadar zor muydu diye sormaktan alamıyor kendisini insan!
Öte yandan; çoklu tabip odası düzenlemesi yasalaşıp da yürürlüğe girince olacakları şimdiden söylemiş olalım!
Herkes kendi meşrebindeki Odaya üye olacaktır. Böylelikle yaşamın öbür alanlarındaki ayrıştırma ve kutuplaştırma hekimlik gibi siyaset üstü olması gereken ortama da taşınmış olacaktır. Kuşkusuz bu çoklaşmada kimi Odalar iktidara yakın olacaktır. İktidar bu oluşumları koruyup, kollayacak ve kök salmalarına yardımcı olacaktır. Hatta, sendikalarda olduğu gibi iktidarın etki ve yetki alanındaki kamu kurumlarında çalışan hekimlerin yandaş Odalara üye olmaları sağlanarak güç kazanmaları (en azından görüntüde) sağlanmış olacaktır.
Demedi demeyin! Biz bu filmi o kadar çok gördük ki…
Sencilik-bencilik Türkiye’nin hücrelerine dek işlenerek ülkeye yazık ediliyor!
Hekimin özlük haklarının, toplum sağlığının ve hekimler arası ilişkilerin iktidarcısı – muhalefetçisi olur mu?
TTB ve kimi Tabip Odalarının yönetimine egemen olan, adları anılmaya değmez kimi grupçuklar buraları öylesine siyasallaştırdılar ki; aynı tutkuyla donanmış olan siyasi iktidar arayıp da bulamadığı fırsatı önünde buldu ve değerlendirme yoluna gitti.
Olay budur!