Demokrasi düşmanları: Yolsuzluk ve zulüm
Her yolsuzluk yapan zalim olur…
Her zalim yolsuzluk yapar!
***
Siyaseti halka hizmet için değil, ceplerini doldurmak için yapanlar:
Mutlaka din gibi, milliyet gibi, birtakım mukaddes değerlere dayalı olarak halkı aldatırlar.
***
Halkı aldatarak soyanlar, yolsuzluklarını gizlemek için zalim olmaya mecburdurlar.
Çünkü yolsuzluklarını ancak zulümle örtbas ederler.
***
Yolsuzluk ve soygun uzun süre devam edip saklanamaz duruma geldiğinde, yoksullaşan halk zulme rağmen konuşmaya, eleştirmeye, direnmeye başlar.
Bunun üzerine zalimler, iktidarda kalmak için ulufe, komisyon, rüşvet dağıtmak zorunda olduklarını fark ederler.
***
Ulufe, komisyon, rüşvet dağıtmak için kaynak gerekir…
Kaynak için yolsuzluk yapılır.
***
Zulüm için sadece para ve maddi kaynak yolsuzluğu da yeterli değildir…
Rejimin gereklerine göre, seçimli diktatörlüklerde farklı, seçimsiz diktatörlüklerde farklı olmak üzere, siyasal yolsuzluk da gerekir.
***
Maddi ve siyasal her türlü yolsuzluğun yapılabilmesi için eylemin “kitabına uydurulması”, yani meşru süsü verilmesi gereklidir…
Yolsuzlukların “kitabına uydurulması” için ise yargı egemenlik altına alınır.
***
Sonuç olarak:
Zulüm yolsuzluğu….
Yolsuzluk zulmü…
Teşvik ettiği için:
Zulüm daha çok zulmü…
Yolsuzluk daha çok yolsuzluğu…
Gerekli kılar.
***
Tarih ve siyaset bilimi bize şu gerçekleri öğretmiştir:
1) Her zalim hırsızdır…
2) Her hırsız zalimdir!
3) Hırsızlığın ve zulmün egemen olduğu toplumlarda Hukuk Devleti de çöker:
4) Toplumun her kademe ve aşamasında hırsızlık ve zulüm yaygınlaşır; kaba kuvvet egemen olur…
5) Zulüm ve yolsuzluk, zalimler ve hırsızlar iktidardan gidene kadar devam eder.
***
Zulmün ve yolsuzluğun panzehri: Demokrasi ve Hukuk Devleti’dir.
NE MUTLU TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NE Kİ;
ANAYASASINDA “DEMOKRATİK, LAİK VE SOSYAL HUKUK DEVLETİ” YAZMAKTADIR.