KUTSAL MAĞDURİYET

KUTSAL MAĞDURİYET

Soner YALÇIN
SÖZCÜ, 24.12.18

Mesele…
Metin Akpınar ve Müjdat Gezen‘in ne anlatmak istediği değil!
Mesele… Fatih Portakal‘ın ya da Kemal Kılıçdaroğlu‘nun ne söylediği de değil! Mesele başka!
Mesele hiç öyle “anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadar” filan değil; sistemli bir algı operasyonu varAKP iktidarının bilinçle oluşturduğu hınç kültürüyle karşı karşıyayız. (Bu hiç yeni değil; yıllardır bitmez tükenmez halde sürüyor. FETÖ’den miras kaldı iktidarlarına!)
Meselenin özü ülkede örgütlü kötülük” olması:
-Önce yandaş medya, sözleri-gerçekleri çarpıtıp haber yapıyor.
-Sonra çarpıtılan sözler-hakikat Erdoğan’ın metnine sokuluyor.
-Ardından savcı-polis devreye giriyor.
Ve:
Türkiye yaratılan bu -gerçek dışı- kanaat üzerinden, bir kez daha “biz” ve “onlar” ekseninde ikiye ayrılıyor! AKP iktidarının -özellikle de seçim öncesi- arzuladığı bir bölünme bu!
Bu nedenle, sürekli -suçlamak için- düşman arıyorlar!
Kandırma yoluyla inşa edilen “kutsal mağduriyet” her daim iktidarlarının sürmesine yarıyor. Zaten… Yalanı kurgulayan “kanaat endüstrisi” yandaş medyayı bu amaçla kurmadılar mı?
78 yaşındaki Metin Akpınar ile 76 yaşındaki Müjdat Gezen’in kapısına polis dayanmasına hiç şaşırmayınız. AKP, ülkenin siyaset alanını / kültürel iklimini böyle biçimlendiriyor.
Hedefi belli: Tehdit algısıyla oy kazanmak!

  • Ülkeye bedeli ne olursa olsun iktidarını devam ettirmek!

ORGANİK YALANCILIK

AKP, yandaş medyasıyla yıllardır şunu yapıyor:
Yarım bilgiler/ basmakalıp önyargılar üzerinden toplumu kutuplaştırmak!
Bakınız: Gerçeği, kendi çıkarına hizmet edecek biçimde eğip bükmeye “organik yalancılık” deniyor.
-“Kabataş’ta başörtülü bacımıza saldırdılar.”
-“Camide içki içtiler” vs.
Kuşkusuz türbanlı kadının Kabataş’ta bulunduğu gerçek; ama saldırıya uğradığı yalan.
Kuşkusuz insanların polis şiddetinden kaçıp camiye sığınması gerçek; ama içki içmeleri yalan.
Alman filozof Max F. Scheler, “Hınç” kitabında şöyle yazdı:

  • “Bir kişinin zihni ancak kendi çıkarına ya da içgüdüsel tavrına hizmet eden izlenimleri kabul ediyorsa organik yalancılık vardır.”

AKP, -yandaş medyası aracılığıyla- sahteliğe inanan kitle yarattı / yaratmaya devam ediyor. Hedefi gerçek dışılığa koşulsuz inanan fanatik taraftar sayısını artırmak!
Dr. Zafer Yılmaz “Yeni Türkiye’nin Ruhu” kitabında şu önemli saptamada bulundu:
-Düşünüldüğünün aksine, bugünün Türkiye’sinde AKP tarafından asıl ihtiyaç duyulan gerçekten inançlı bir kitle değil. Sadece sahteliğin icrasının yarattığı etkilere inanmış bir kitlenin üretilmesi
-Bu bağlamda sarf edilen sözlerin, verilen rakamların, sözü geçen komplo kuramlarının doğru olup olmamasının özel bir önemi yok. Yalnızca partiyi destekleyen kitlelerin bunlar gerçekmiş gibi yaşamasının, harekete geçmesinin ve liderin performansına katılmasının önemi var…
Peki… Kitleler bu organik yalana/yalanlara nasıl inanıyor?
Lidere güven ve yandaş medyaya inanmak bunda başat rol oynuyor! Başka?

SANDIĞIN GÖZÜ ÇIKSIN!

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir