Hukukçu hekimler bir arada

Hukukçu hekimler bir arada

(AS: Bizim katkılarımız yazının altındadır..)
Prof. Dr. Özcengiz: “Platformun üyeleri arasında akademik kariyer yapmış hocalar, diplomalılar, doktoralılar var. Tanımlanması çok kolay olmayan, renkli bir topluluk. Gelecek, interdisipliner bir dünya üzerinden şekillenecek. Daha fazla hukukçuyu ve hekimi platformumuza davet ediyoruz.”
Hukukçu hekimler bir arada

Hem tıp hem de hukuk eğitimi almış Hukukçu Hekimler, hem hukuksal hem tıbbi birikimlerinden yararlanarak sağlığı ülke çapında geliştirmek ve hasta-hekim haklarını savunmak için “Hukukçu Hekimler Platformu” ile biraraya geldi.

Hukuk ve tıp alanları arasında köprü görevi görmek isteyen platformun üyelerinden Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Özcengiz, platformun nasıl bir araya geldiğini ve gelecekte yapmayı planladıkları çalışmaları Medimagazin’e anlattı.

1.    Öncelikle platformunuzun kuruluş öyküsünü kısaca anlatır mısınız?
Mevcut 50 üye nasıl bir araya geldi?

Platformumuzdaki kimi üyeler tıp fakültesinden sınıf arkadaşı, kimisi aynı kurumda çalışıyor ya da aynı daldan hekimler bir biçimde birbirlerini tanıyarak platformumuza yönlenmiş oluyor. Kimi üyeler hukuk fakültesinde sınıf arkadaşı ya da yüksek lisanstan tanışıyor. Bu biçimde bir çekirdek yapı oluştu. Çevresinde toparlanma oldu. Aslında biraraya gelmek çok hızlı ve kolay oldu. Hem hekimlikten gelen organize olma yeteneği hem de hukuk eğitiminin verdiği örgütlenme bilinci birlikteliğimizi kolaylaştırdı. Hala platformdan haberi olmayan hukukçu hekimler olduğunu da düşünüyoruz ve onları da bekliyoruz.

2.    Platformunuzun ne gibi amaçları var? Öbür  topluluklara göre farklılıklarınızın
ya da güçlü yanlarınızın neler olduğunu düşünüyorsunuz?

Platformumuz hem tıp bilgisine hem de hukuk bilgisine egemen. Ayrıca platformda hemen hemen her daldan arkadaşlarımız var. Bu bize tıp dünyasında olan her türlü gelişme ve değişim hakkında fikir sahibi olmamızda büyük katkı sağlıyor. Tıp dünyasında ortaya çıkan değişimler, yeni gereksinmeleri de birlikte getiriyor ve sosyolojik bir etki doğuruyor. Toplumsal değişimler de hiç kuşku  yok ki hukukta yeni gereksinimler doğmasına neden oluyor.

Hukukçular tıp dilini anlamıyor doğal olarak. Hekimler için de hukuk korkulası bir şey. Oysa her iki meslek kesimi birbirini net anlamalı. İşte biz hukukçu hekimler platformu olarak bu köprü görevini yapmaya istekliyiz öncelikle. Bunun bir süreç olduğunun da bilincindeyiz. Ortak bir anlayış zemini için çaba göstereceğiz. Ülkemizde sağlık alanında birçok sorun olduğunun da farkındayız. Hekimlerin hukuk bilincini artırmak ve haklarını, sınırlarını anlatmak yönünde eğitimler vermek için hazırız. Ancak hukukçu farkındalığımızla kuşku yok ki hasta haklarının gelişmesine ve savunulmasına da katkı sağlayacağız. Tıp ve sağlık hukuku alanında oluşmuş literatür doğal olarak hukukçular tarafından üretilmiş. Biz literatüre katkı sağlayacak kitaplar yazmayı, çalışmalar yapmayı da planlıyoruz. Hatta sürdürdüğümüz bir kitap projemiz de var. Zamanla platform daha da olgunlaştıkça bizim oynayacağımız roller de farklılaşacaktır.
Bizim topluluğumuz, öğrenmeye aşık insanlardan oluşuyor. Platformun üyeleri arasında akademik kariyer yapmış hocalar, diplomalılar, doktoralılar var. Tanımlanması çok kolay olmayan, renkli bir topluluk. Tıp ve hukuk yanında, öbür ortak noktamız bilme ve öğrenme sevdası. Platformda yalnızca öğrenme aşkına dayalı davranış modeli bizi idealist yapıyor. Herkes kendisini çok alanda da kanıtladığı için bir onaylanma beklentisi veya başka bir getiri peşinde değil. Topluma ve bilimin gelişimine  hizmet dışında amaç taşımıyor olmamız bizim en güçlü yanlarımızdan birisi. Elbette topluluk yürüyen bir kütüphane gibi, bunu vurgulamaya bile gerek yok.

3.    Bir hekim olarak hukuk alanında aldığınız eğitimlerin size ve pratiğinize ne gibi katkıları oldu?

Hukuk alanında aldığımız eğitimler bizim doğal olarak bakış açımızı değiştirdi. Her birimiz farklılaştık. Hekimlik mesleğini sürdüren arkadaşlarımız, mesleksel sınırlarını ve haklarını daha iyi fark etti. Bunun yanında da yeni hukuksal gereksinmeleri daha çok hissettik. Hukukçu olarak mesleği sürdüren arkadaşlarımız ise, hekim olarak öğrendiklerini de o alanda kullanarak farklı bakış açıları ortaya koyuyor.

4.    Hekimken farklı düşündüğünüz, hukukçu hekim olduktan sonra ise bakış açınızın tümüyle değiştiği konular var mı?

Her iki meslek de doğumdan ölüme dek gerekli meslekler! Hukukçu olmak kişiye daha başka bakış açıları kazandırıyor kuşkusuz. Hukukçular hekimlerin düşmanı değildir düşüncesi galiba en önemli değişiklik. Hukuk da tababet gibi insana hizmet eder. Bu yönden de benzerler. Her ikisi de insan haklarına dayanır. İki meslek için de özgürlük, adalet ve kişilik hakları önceliklidir. Hukuk eğitimi, hekimken de sahip olduğumuz bu düşünceleri daha da pekiştirmiş olabilir.

5.    Hangi sağlık konularına hukuksal açıdan katkı sağlamayı planlıyorsunuz?
Özellikle sorunlu gördüğünüz, hukuksal temelinin ve bilincin geliştirilmesi gerektiğini düşündüğünüz sağlık konuları var mı?

Hekimlerin çalışma koşullarının çok ağır olduğunu düşünüyoruz. Bir hekimin günde yüz hastaya bakması olur şey değil. Bu hem hekimin iş yükünü artırırken hem de hastanın etkin ve doyurucu bir tedaviyi alamaması sonucunu getirebilir. Hekimin hastaya kısa süre ayırmak zorunda kalması ile karşılaşacağı hukuksal sorunlar da ona zarar verecek mi? Bu ve benzeri sorular var. Her iki meslekte de karar veriliyor. Bu kararların doğru ve adil olması gerekli. Ayrıca güncel bilimsel temele de oturması gerek. Hasta haklarının da geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sağlığın bir hak olduğunu bilerek bu yönde eksik gördüğümüz alanlarda da fırsat tanınırsa görüş bildiririz. Organ bağışı, yaşam sonu yararsız tedavinin durdurulması, yoğun bakım yatakları gibi değerli yataklardan daha çok hastanın yararlanması, evde bakım hastalarının gereksinmeleri, hasta insanların sosyal destekleri, yaşlıların bakımı gibi çözüm ve görüş bekleyen ortak alanlar olduğu görüşündeyiz. Ayrıca ötenazi, rıza, kişinin kendi geleceğini belirleme hakkı, çocuk istismarı, kimyasal kastrasyon, genetik alanındaki gelişmelerin hukuksal yönü, organ nakline ilişkin sınırlama ve sorunlar, hasta ve hekim hakları sağlık çalışanlarına karşı şiddetin önlenmesi, hekimler ve öbür sağlık çalışanları için Sağlık Hukuku alanında lisans düzeyinde ve yaşam boyu eğitimler boyutunda yapılacak çalışmalar gibi konularda katkı sağlamayı düşünüyoruz. Hasta memnuniyeti kuşku yok ki hekimin memnuniyeti ile el ele gider. Bu nedenle de sorunların çözümünde katkı sağlamak için çaba göstereceğiz.

6.    Son olarak hem hukukçulara hem hekimlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Her iki meslek de insana hizmet ediyor. Birbirlerini daha çok anlayarak ve daha çok ortak alanda proaktif (AS: öngelen) çalışmalar yaparak ülkemizdeki karşılaştığımız veya karşılaşabileceğimiz birçok soruna çözüm bulabilirler. Her meslek değerlidir. Dolayısıyla işini düzgün ve bilimsel sınırlarda, insanlara saygı duyarak ve insan haklarına dayanarak yapan her birey topluma katkı sağlar. Her iki meslek kesiminin de sahip oldukları toplumsal sorumlulukları hatırlamaları ve bu yönde çaba harcamaları önemlidir. Geleceğin dünyası interdisipliner bir dünya üzerinde biçimlenecektir. Daha çok hukukçuyu ve hekimi bu konuda ortak eğitime çağırıyoruz.
(https://www.medimagazin.com.tr/guncel/genel/tr-hukukcu-hekimler-bir-arada-11-681-75523.html)
================================
Dostlar,

Biz de bu girişimin üyesiyiz..
Çoğumuz Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü bünyesinde açılan SAĞLIK HUKUKU tezli yüksek lisans (master) programında tanıştık..
Biz Şubat 2016’da bu eğitime başladık ve Ağustos 2018’de tamamladık. Tez konumuz

“ANAYASA MAHKEMESİ’NİN ZORUNLU AŞI UYGULAMASININ YASAL DÜZENLEME BULUNMAMASI GEREKÇESİYLE HAK İHLALİ OLDUĞUNA İLİŞKİN BİREYSEL BAŞVURULAR ÜZERİNE VERDİĞİ KARARLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ” idi.

Kazanılan derece, uluslararası kısaltması ile “MSc” (Master of Science). Pratik karşılığı “Sağlık Hukuku Uzmanı“. Dileriz Sağlık Hukuku doktora programları da ülkemizde yaygınlaşır.

Tıp öğrenciliğimizden bu yana (1971 Hacettepe Tıp) tıp – sağlık hukukuna ilgi duyduk.
Tıbbiyenin (İstanbul Tıp) son 2 sınıfında, üniversite sınavına  girerek kazandığımız (ilk 2 bine girerek, 526 puanla) İstanbul Hukuk Fakültesinin de ilk 2 sınıfını okuduk. Yaşam bizi İstanbul dışına savurunca bitiremedik. Ancak 2018’de çıkarılan 7143 sayılı yasanın Ek.1 md. sinden yararlanarak bu fakülteye kaydımızı yeniledik ve Ankara Hukuk Fakültesine yatay geçiş yaptık.

Adı geçen Derneğe üyelik için temel koşul tıp + hukuk lisans diploması (hukuk öğrenciliği dahil).. Bu durumda, bizim bildiğimiz bir de Üroloji profesörü hocamız var, aynı fakültede hukuk lisans öğrencisiyiz..

Bizim bir de yeni başladığımız Anayasa Hukuku Doktora (PhD) programımız söz konusu..
Bilim ve öğrenme aşkına sınır yok.. Ve kazanımları mutlaka toplum yararına sunma yükümü..

Sevgi ve saygı ile. 10 Ekim 2018, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Halk Sağlığı  (Toplum Hekimliği) Uzmanı, AÜTF Halk Sağlığı AbD
Sağlık Hukuku Uzmanı – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net   profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir