Bedri GÜLTEKİN
ulusal.com.tr, 01.10.18
(AS: Bizim katkımız yazının altındadır.)
AKP iktidarı, ABD’li Uluslararası Denetim Şirketi Mckinsey’e, Türkiye ekonomisini denetlemesi için başvurdu.
Çok ilginç! Erdoğan ve diğer AKP yetkilileri bir yandan Türkiye’nin uluslararası bir ekonomik saldırı altında olduğunu söylüyorlar ve bu saldırının merkezinin ABD olduğunu da kezlerce açıkladılar. Öte yandan ABD’nin uluslararası operasyonlarında kullandığı bir kuruluşa, Türkiye ekonomisini teslim ediyorlar.
Deyim yerindeyse kuzuyu kurdun önüne atıyorlar.
Mckinsey olayı gündeme geldikten sonra hemen herkesin aklına Osmanlı’nın Duyun-u Umumiye İdaresine kadar giden öyküsü geldi.
Haksız da değiller…
Çetin Ünsalan arkadaşımız ise AKP, “Kemal Dervişi’ni buldu” diye yazdı.
Ama Ünsalan’ın da saptadığı üzere zaman artık 2001 yılı değil… Ne Dünya ekonomisinde 2001 yılının koşulları var, ne de Türkiye’nin 2001 yılında olduğu gibi emperyalistlere peş keş çekebileceği ekonomik kaynakları…
Operasyon aygıtı
Uluslararası Denetim Şirketi Mckinsey herhangi bir şirket değil. CIA ile doğrudan ilişkili. Hatta bir CIA şirketi olduğu da söylenebilir.
Türkiye ise yalnızca ekonomik çökertme operasyonunun hedefi olan bir ülke değil.
Ekonomik çökertme operasyonu daha yeni başladı. Daha öncesinde bilindiği üzere, yıllardır süren ABD’nin Üç İsrail Planı’nın hedefi olan bir ülkeyiz.
2015 yılında Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e açılmak istenen “Kürt Koridoru”nun hedefi Türkiye’ydi. Öyle olduğu için Türkiye Fırat Kalkanı operasyonunu yapmak zorunda kaldı.
15 Temmuz darbesi de bir CIA operasyonudur.
Hemen ardından gelen Zeytin Dalı Operasyonunun gerçek hedefi ABD’nin kendisi idi.
Yani Türkiye, tam üç yıldır ABD ile dolaylı olarak sıcak savaşın içindedir.
Bu süre içinde PKK’ya verilen 20 bin TIR ağır silah, Fırat’ın doğusunda şu anda faaliyet gösteren 15 ABD üssü; bunların hepsi Türkiye’yi hedef alıyor. Yani Türkiye, ABD’nin ekonomik ve askeri operasyonlarının hedefi olan bir ülkedir.
Dümende AKP olamaz!
AKP ise bir yandan ABD’nin ekonomik ve askeri operasyonlarının hedefi olduğumuzu söylüyor ama aynı zamanda CIA ile doğrudan ilişkili, netameli bir şirkete, Türkiye ekonomisinin denetimini veriyor.
Bu politika, ne yaptığını bilmeyen bir iktidarla karşı karşıya olduğumuzu gösterir.
İşte bundan dolayı AKP Türkiye’yi yönetemez.
Türkiye ne yaptığını bilmeyen, attığı adımın bir sonrasını hesap edemeyen bir iktidarla yoluna devam edemez.
Fırtınalı bir denizin ortasındayız. Bütün belirtiler fırtınanın şiddetinin daha da artacağı yönünde…
Böyle bir durumda Türkiye gemisinin dümenine, fırtınalı denizde egemen olacak bir kaptana gerek var.
O kaptanın AKP olmadığı bir kez daha bütün çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır.
Türkiye’nin ihtiyacı Türkiye’nin ABD’li denetim şirketine değil;
- Üretim ekonomisine geçmeyi sağlayacak,
- Tarımı destekleyecek, milli sanayiyi koruyacak,
- Türkiye’de her alanda Türk lirası diyecek, yabancı paranın giriş çıkışını kontrol altına alacak,
- Tasarruf tedbirlerini Beştepe Sarayından ve Erdoğan’ın uçak filosundan başlayarak yürürlüğe koyacak,
- Hortumcunun malına el koyacak,
- Bütün stratejik sektörlerde yeniden kamulaştırmaya gidecek,
- AB aday üyeliğini geri çekecek,
- Komşularımızla Batı Asya Birliğini gerçekleştirmeye yönelecek,
- Ve Türkiye’nin Avrasya’daki onurlu yerini almasını sağlayacak bir programa ihtiyacı var.
Bu programı da ancak bir Milli Hükümet uygulayabilir.
======================================
Dostlar,
Sevgili arkadaşımız M. Bedri Gültekin çok net ve ustalıkla tabloyu sergilemiş sağolsun. Biz de benzer önerileri ve saptamaları değişik yazılarımızda bu sitede yapmaktayız.
Şunu bir kez daha çok ama çok net olarak görüyoruz ki; dinci sağ Türkiye’de -ve her yerde- emperyalizm ile savaşım yapamaz (mücadele edemez)!. Tam tersine onların güdümünde uydu – taşeron gayr-ı milli dolayısıyla Türkiye’ye zarar veren (haydi Türkiye düşmanı demedik!) politikalar izlerler.
1969 kanlı pazar olayında – cinayetinde yurtsever sol “ABD defol!“ diye savaşım verirken, M. Şevket Eygi güdümünde dinci sağ, 6. filoya dönerek namaz kılmıştı = biat bildirimi yapmıştı.. Müslüman, gayr-ı müslime biat ediyor nasıl oluyorsa! Dolayısıyla AKP iktidarı da kesin ve tartışmasız olarak bu kategoridedir. Sokaktaki insanımızın bu kadim oyunu – ikiyüzlülüğü artık çözmesi gerek. Oyun çırılçıplak ortada..
Ayrıca suç işlenip – işlettirilip sabıka kaydı da tutulduğundan, Batı’ya tutsaklık feci düzeydedir; ülkenin salt bu gününü değil geleceğini (bekasını) da tehdit eder.
- Sahnede bir kayıkçı kavgası oynanır, yurdum insanı mest olur gider; bu yaman ahlaksız dümen nereye dek gider ??!
Sevgi ve saygı ile. 04 Ekim 2018, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com