AKP’nin son masalı :
Yeni Ekonomik Program..
1 milyon yeni işsiz!
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak , kur ve faiz şoku sonrasında merakla beklenen ekonomi programını açıkladı. Orta Vadeli Program’ın (OVP) adı Yeni Ekonomi Programı (YEP) olarak değiştirilirken, bir yıl önceki OVP’ye göre YEP’te hedefler büyümede aşağı, enflasyon ve işsizlikte yukarı yönlü olarak sert şekilde revize edildi.
Büyüme hedefi 2019 için de % 5.5’ten %2.3’e düşürüldü. Daha önce %7 olarak açıklanan 2018 yıl sonu enflasyon hedefi yeni programda %20.8’e yükseltildi.
- 2017’de 851 milyar $ olan milli gelirin 2018’de $ cinsinden % 10 daralarak 763 milyar Dolara ve kişi başı gelirin de 10 602 Dolardan 9 385 Dolara gerileyeceği belirtildi.
Fiyat istikrarının ve finansal istikrarın sağlanacağını vaat eden Albayrak, 2019 bütçesinde 59.9 milyar liralık tasarrufa gidileceğini duyurdu. Ekonominin en büyük sorunlarından cari açıkta 2018 beklentisi %4.7 olarak belirlenirken, hedefler 2019’da %3.3, 2020 için %2.7, 2021 için %2.6 olarak belirlendi.
Batıklara çözüm yok
Temel ögeleri ‘dengelenme, disiplin, değişim’ olarak kodlanan ve 2019-2021 yıllarını kapsayan programda makro hedeflerin piyasa beklentilerine yaklaştırılması olumlu karşılandı. Ancak bankalardaki batık krediler ve özel sektörün yüksek döviz borcu konusunda somut bir çözüm planının yer almaması dikkat çekti. BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) Başkanı Mehmet Ali Akben’in “Batık kredilerin başka bir kuruma devredilmesi planda yok” açıklaması da Borsa İstanbul’da bankacılık endeksinde %2.77 oranında düşüşe neden oldu.
Kısırdöngü sürecek
2019 yılı için Dolar/TL kurunun 5.60 olarak alınması programın en zayıf yanlarından biri olarak değerlendirildi. Yüksek enflasyonun devam edeceğinin kabulü, enflasyon-faiz- kur sarmalının önümüzdeki dönemde süreceği beklentisini güçlendirdi.
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecek, finansal sistemin istikrarının önemine vurgu yaparken, “Programın somut sonuçlara hızla ulaşmasını temenni ediyoruz” dedi.
İşsiz sayısı hızla artacak
YEP’te 2019 sonunda işsizlik oranının %12.1’e yükselmesi öngörülüyor. Ekonomistler tarafından “fazla iyimser” olarak değerlendirilen bu hedef tutturulsa bile Haziran 2018’de 3.3 milyon kişi olarak açıklanan dar tanımlı resmi işsiz sayısı 2019 sonunda 4 milyonu aşmış olacak.
Resesyon kabul edildi
Ekonomistler programı gazetemize değerlendirdi:
Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp:
-Ekonominin uzun vadeli ortalama büyümesi %5.5’ti. Bunun %3.8 ve %2.3’e çekilmesi resesyon olacağının kabulü anlamına geliyor. İşsizlik daha fazla olabilir.
-Enflasyon gerçeğinin kabul edilmesi, tahmin ve hedeflerin piyasa beklentilerine yaklaşması olumlu.
-Ekonomik problemler yok deniyordu, şimdi resesyon kabul edildi.
-Daha önceki hedeflerin tutmaması, bu programa dair de endişe yaratıyor.
-2020’de büyüme artışı olacak ancak cari açık yine düşecek denmiş. Mevcut üretim yapısıyla fazla iyimser bir hedef. Finansman sıkıntısı varken de cari açığı kapatacak yatırımları yapmak zor.
-Hızlı toparlanma hedefi iyimser çünkü dünyada da konjonktür olumsuz. Türkiye’ye sermaye akışı zor.
-Olası şirket iflaslarının özel sektör borçlarını nasıl etkileyeceği, hasarın ne şekilde karşılanacağı belirsiz kalmış.
-2019 için 5.60’lık Dolar/TL kuru beklentisi fazla iyimser.
Kur gerçekçi değil
İktisatçı Ali Rıza Güngen:
-2019 için $ kuru beklentisinin 5.6, 2020 için de 6 TL olmasının izah edilebilir bir tarafı bulunmuyor. Merkez Bankası’nın (beklenti anketinde 2018 sonu için 6.59 rakamı verilmişti. TL’nin 2019’da ve sonrasında muazzam değer kazanacağı öngörülüyor. Böyle bir değişimin gerçekleşmesi ancak para bolluğu ile ve yoğun sermaye girişleriyle gerçekleşir. Kur öngörüleri gerçekçi değil.
-2019’da 2.3’lük büyüme hedefi var. Küresel finansal koşullar ve Türkiye’nin tabi olduğu bağımlı bütünleşme sürecinin kırılganlıkları beni daha düşük bir oran bekleme yönünde uyarıda bulunmaya sevk ediyor.
Burada siyasi bir trajedi mevcut:
- Artan işsizlik, ücretlilerin yoksullaşması ve hayatın milyonlar için zorlaşması karşısında AKP, bir şey yapamayacağını itiraf ediyor.
Borçlar belirsiz
Eski Hazine Müsteşar Yardımcısı Ferhat Emil:
-Tasarruf ve bütçe açığı hedefleri uçuk değil gerçekçi, ancak ayrıntılar için orta vadeli mali planı beklemek lazım.
-Ekonomi daralacağı için vergileri artırmak mümkün olmayabilir ve bir daha olmayacak denilen vergilerin yeniden yapılandırılması tekrar gündeme gelebilir.
-Banka batık kredileri ve özel sektör borcu konusu net değil. Devletin sırtına yüklenmemesi gerekir, böyle olursa bütçe açığı artar. Devletin, dolayısıyla halkın sırtındaki borç yükü artabilir.
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan:
Acil sorunlar geçiştirildi
-Orta Vadeli Programlar doğaları gereği ‘orta vadeli’ planlama, stratejik makro ekonomi haritalarını paylaşmak için hazırlanır. Dolayısıyla bugün ekonomi idaresinin piyasaların krizden çıkış beklentilerini OVP metni üzerinden kurgulamak çok sağlıklı bir yaklaşım değildi.
– Piyasa karar alıcıları yerel ve uluslararası ekonomi yatırımcıların şu andaki beklentisi, Türkiye’nin mevcut döviz krizinin peş peşe yaşanan iflaslara, sermaye akımlarının yönlendirilmesi üzerine alınacak tedbirlere acilen ihtiyaçları vardı.
– Türkiye’nin iki üç yılda % 5-6’lık geleneksel büyüme ve enflasyon hedeflerine ulaşması temennisi var ama bu fazla iyimser.
– Türkiye’nin çok acil yapısal nitelikli sorunları olan, şirketler kesiminin dış borçları, enflasyonla ve işsizlikle mücadele gibi başlıklardan programda hemen hemen hiç bahsedilmiyor. Yalnızca rakamsal hedeflerin sıralanmasıyla bu acil sorunlar geçiştiriliyor.
ÇALIŞANLARI KIZDIRACAK PROGRAM
Hükümetin 2019-2021 yıllarını kapsayan Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) çalışanların tepki gösterdiği bütün düzenlemeler yer aldı. -Kıdem tazminatı: İşçi sendikalarının “kırmızı çizgi” olarak değerlendirdikleri kıdem tazminatı değişikliği YEP’e girdi. Hükümet yıllardır kıdem tazminatını fona dönüştürmek istiyor. Böyle bir durumda işçilerin mali kayıpları olacağı için işçi konfederasyonları buna sert tepki gösteriyor. Anlaşma sağlanamadığı için de düzenleme rafa kaldırılmıştı. Ancak programda, “Sosyal tarafların mutabakatıyla kıdem tazminatı reformu gerçekleştirilecektir” denildi. Bu “mutabakatın” nasıl sağlanacağı ise soru işareti yarattı. -Esnek çalışma: Sendikaların mali ve sosyal haklarda gerilemeye neden olacağı gerekçesiyle eleştirdikleri “esnek çalışma” programda şöyle yer aldı: “Hizmetin özelliğine göre uygulanacak esnek çalışma modelleri ile çalışanların iş-yaşam dengesini kurarak aile ve sosyal yaşamlarına, kurs ve eğitim programlarına daha fazla vakit ayırabilmeleri sağlanacaktır. Kamu kurumlarının esnek çalışma ile iş tatmini ve verimi yüksek işgücüne sahip olmaları sağlanacaktır.” -Performans yeniden masada: Hükümet çalışanların tepki gösterdikleri bir başka düzenleme olan performans sistemini de yeniden gündeme getirdi. Geçen dönem tepkiler üzerine bu düzenle de rafa kaldırılmıştı. Programda, “Kamu sektöründe çalışanlar için yetenek ölçümü, tekrar yerleştirme ve norm kadro çalışmaları yapılacak, kamu sektörü insan kaynağının ödül ve performans sistemleri vasıtasıyla etkin yönetimi sağlanacaktır.” denildi. –İlla zorunlu BES: Hükümet bütün çalışanları zorunlu bireysel emeklilik sistemine (BES) geçirmekte kararlı. Geçen dönemde uygulama başlatılmış ancak çalışanların önemli bir bölümü sistemden çıkmıştı. Programda, “Çalışanların işverenleri aracılığıyla BES’e otomatik olarak katılması uygulaması yeniden yapılandırılarak daha sürdürülebilir hale getirilecektir.” ifadesi yer aldı. (Cumhuriyet internet, 22.9.18) |
“….2017’de 851 milyar $ olan milli gelirin 2018’de $ cinsinden % 10 daralarak 763 milyar Dolara ve kişi başı gelirin de 10 602 Dolardan 9 385 Dolara gerileyeceği belirtildi….”
2017 de dolar ortalama 3,5 TL olduğuna göre Milli Gelir 851 x 3,5 = 2,98 trilyon TL idi…. 2018 ortalaması en iyimser 1 $ = 5,0 TL ve Milli Gelir 763 milyar dolarsa, TL Cinsinden Milli Gelirimiz 763 x 5 = 3,82 trilyon TL demektir. Yani Milli Gelir (382/298 = 1,28) %28 artmış olur ??? Kuyruklu Yalan !!!
İşin doğrusu şöyle;
2017 deki yaklaşık 3 trilyon TL milli Gelir en fazla %4 büyüme ile 2018 de 3,12 trilyon TL olmuştur… Bu da 1$ = 6,0 TL karşılığı ile 520 milyar dolar demektir; 763 değil !
Fert başına gelir de 520 milyar $ / 82 milyon = 6400 $ olacaktır… Milli Parası bir yılda %40 değer kaybeden ve Geliri 10600 den 6400 e yuvarlanan bir Türkiye ! ” 9385 $ ” gerçekten Masal !!! æ
Ali hocam,
Sitemizin manşetine koyuyorum..
Varolun…
Ahmet Saltık