Alzheimer hastalarının yakınlarına
yaşamı kolaylaştıran 10 öneri
Alzheimer hastalığının, 65 yaş ve üstü kişilerde en sık görülen bunama nedeni olduğunu söyledi. 65 yaş üstü her 5 yaş dilimi için Alzheimer hastası oranının 2 katına çıktığını kaydetti.
Doç. Dr. F.Çiğdem Doğulu, hastalıkla ilgili şu bilgileri verdi:
“Bellek ve düşünme yeteneğini yavaşça harap eden ilerleyici bir beyin hastalığıdır,
her ne kadar AH gelişme riski yaşla birlikte artmakta ise de AH normal yaşlanmanın bir parçası değildir. Beyinde bir akson ve birçok dendrite sahip milyarlarca nöron vardır.
Sağlıklı kalabilmek için, nöronlar birbirleri ile ilişki içindedirler, metabolizmayı sağlayıp kendilerini onarırlar. Alzheimer hastalığı (AH) bu görevlerin tümünü bozar.”
HASTALIĞIN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Hastalığın ilk belirtisinin bellek bozukluğu olduğuna dikkat çeken Dr. Doğulu,
şunları dile getirdi:
“Para kullanmada bozukluk,
yargılamada zayıflama,
ruh durumu değişiklikleri,
endişede artma.. başlangıç bulgularıdır.
Hastalık ilerledikçe bellek bozukluğu artar, kişileri tanımada sorunlar, lisan ve düşüncede güçlük, huzursuzluk, ajitasyon, amaçsızca gezinme, yinelenen cümleler tabloya eklenir. Hastalığın şiddetlendiği dönemde ise hastalar bakımları için tümüyle başkalarına bağımlı duruma gelirler. Kilo kaybı, nöbetler, deri enfeksiyonları, inleme, homurtu, artmış uyku,
mesane ve bağırsak denetiminin yitirilmesi izlenir.”
HASTA YAKINLARINA ÖNERİLER
Dr. Doğulu, hasta yakınları için şu 10 öneride bulundu:
1- Bellek bozukluğuna karşı notlarla yardımcı olun:
Hastalar uzak geçmişi ayrıntılı olarak hatırlarken, birkaç dakika önce gelişen olayları anımsamakta zorluk çekerler. Ancak ileri dönemlerde uzak geçmişle ilgili ayrıntılar da
yavaş yavaş silinmeye başlar. Hastalığın erken evrelerinde ortaya çıkan bellek bozuklukları ile baş edebilmek amacı ile liste, not, takvim gibi anımsatıcılar kullanılabilir ancak ileri dönemlerde hasta artık bu katkılardan yararlanamaz duruma gelir.
2-İletişimde basit ve kısa cümleler kurun:
Alzheimer hastası ile konuşurken basit kelimeler ve kısa cümleler kullanılmalı, ses tonu hafif ve nazik olmalıdır. AH olan bir kişiyle çocuk gibi ya da o orada yokmuş gibi konuşulmamalıdır. Yanıt vermesi için yeterli süre tanınmalı, yanıtlarken onu kesmemeye çalışılmalıdır.
Eğer AH olan kişi bir kelimeyi ya da sonucu ifade etmekte zorlanıyorsa,
yavaşca aradığı kelimeyi ona hatırlatılmalıdır
3-Aktivite sırasında öfke krizlerine hazırlıklı olun:
Kişinin daha önceki yeteneklerini göze alarak planlanmış, basit aktiviteler en uygunu olacaktır. Çok fazla beklenti olmamalıdır.
4-Kendi kendine giyinmesine sabır gösterin:
AH olan bir kişi için giyinmek pek çok zorluğu bir araya getirmektedir. Ne giyileceğinin seçilmesi, giysilerin giyilmesi veya çıkarılması, düğmeler ve fermuarla başa çıkmak bunların içindedir. Kişinin günün aynı saatlerinde giyinmesini sağlayarak bunu günlük rutinin bir parçası haline getirmeye çalışılmalıdır. Kişi kendi kendine giyinmesi konusunda cesaretlendirilmeli, yeterli süre tanınmalıdır.
5-Yemeği sınırlı sayıda ve küçük porsiyonlarla verin:
Yemek yemek de bir sorun olabilir. Kimi hastalar sürekli yemek isterken kimilerinin de
iyi bir besin alımı için desteklenmesi gerekebilir. Yemek için sakin bir ortam oluşturulmalıdır. Yemek sınırlı sayıda çeşit ve küçük porsiyonlar halinde sunulmalıdır.
Pipetler ve kapaklı fincanlar içimi kolaylaştıracaktır.
6-Her gün banyo yaptırmayın, arada ıslak süngerle temizleyin:
Kimi hastalar banyo yapmaktan korkup, agresyon gösterebilmektedir. Banyo işi kişinin en sakin ve iletişim kurulabilir olduğu dönemde planlanmalıdır. Güvenlik konusunda dikkatli olunmalı ve hasta banyoda tek başına bırakılmamalıdır. Her gün banyo yaptırmak yerine aralarda süngerle silerek de temizlik sağlanabilir.
7-Hastanın tuvalet rutini oluşturulmalı:
Hastalık ilerledikçe AH mesane ve bağırsak denetimi ile ilgili sorunlar yaşayabilir.
Kimi kez inkontinans başka bir fiziksel rahatsızlığa bağlı olarak da ortaya çıkabileceği için mutlaka doktoru ile bu konuda görüşülmelidir. Hastayı tuvalete götürmek için bir rutin oluşturulmalı ve buna olanak olduğunca bağlı kalmaya çalışılmalıdır.
(Her 3 saatte bir yinelemek gibi..).
8-Uyuyabilmesi için sakın ve huzurlu bir ortam oluşturun:
AH olan birçok kişi ve yakınları için geceler zor geçebilmektedir. Hastayı yatağa götürmek ve uyumasını sağlamak için kimi planlamalar gerekebilmektedir. Uykuyu destekleyecek sakin ve huzurlu bir ortam oluşturmaya çalışılmalıdır. Akşamları hep aynı saatte yatması sağlanmalıdır. Gün içinde egzersiz desteklenmeli ve ufak şekerlemeler engellenmeye çalışılmalıdır.
Günün ileri saatlerinde kafein alımı engellenmelidir. Eğer hasta korkuyor ve dezoryante ise yatak odası, hol ya da banyonun ışığı açık bırakılmalıdır.
9-Hasta sanrı ve halüsinasyon görebilir, önlem alın:
Halüsinasyonlar kişinin olmayan bir şey görmesi, işitmesi, koklaması veya hissetmesidir. Delüzyon ise hastanın ikna edilemediği yanlış düşünceleridir. Kimi krz halüsinasyonlar ve delüzyonlar fiziksel bir hastalığın da belirtisi olabilmektedir. Bu yüzden bu durumu mutlaka doktoru ile paylaşınız. Hastayla gördüğü ya da işittiği şey konusunda tartışılmamalıdır.
Kişinin ilgisi başka bir konuya çekilmeye çalışılmalıdır. Televizyonda rahatsız edici ve
şiddet içerikli bir program varsa kapatılmalıdır.
10-Gezinmelere karşı kapıları kilitli tutun:
Kimi kez Alzheimer hastalarının evden uzaklaşma ve gezinme gibi eğilimleri olabilmektedir. Kişinin bir kimlik taşıması ve bunun medikal bilgi de içermesi hasta kaybolduğunda hastayı bulanlara yardımcı olabilmektedir. Kapıların kilitli tutulması ve hastanın alışkın olduğu
kilidi açabildiği durumda ek kilit uygulaması yardımcı olacaktır. İçeride ya da dışarıda
tehlike yaratabilecek eşyalar ortadan kaldırılmalıdır.
====================================
Dostlar,
Bu site bir “TIP ve AYDINLANMA” sitesi..
Ancak Türkiye’nin yoğun ve yakıcı gündemi nedeniyle politik nitelikli Aydınlanma yazıları ister istemez ağırlık taşıyor..
Alzheimer hastalığı (AH), yaşlanan nüfusla birlikte giderek artan bir önem kazanıyor..
65+ yaşta görülme sıklığı artarak hızlanıyor. Tüm AH olgularının yalnızca %5’i 65- yaşlarda.
2014 sonu verileriyle Türkiye’de 65+ nüfus %8’lere yaklaşmıştır.
77,7 milyon nüfusta 6,22 milyona varan yaşlımız (65+ yaş) söz konusudur.
Dünya Sağlık Örgütü‘nün (DSÖ) kestirimlerine göre ülkemizde yarım milyon dolayında
AH vardır. Bu ciddi bir hastalık yüküdür (Disease burden – DALY).
DSÖ, dünya genelinde 44 milyon AH olabileceğini kestirmektedir. Türkiye Dünya nüfusunun %1,1’ine sahip olup, toplam Küresel hasta sayısının da yaklaşık bu oranını yüklenniştir.
Küresel gelirin %1’ine denk düşen 600+ milyar Dolar kaynak AH için tüketilmektedir.
(http://www.alzheimers.net/resources/alzheimers-statistics/, 13.12.15)
ABD’de “Alzheimers.net” adlı web sitede AH ile savaşmak için 7 öneri getirilmektedir:
(http://www.alzheimers.net/2013-09-18/stop-alzheimers-infographic/)
Alüminyum önemli bir risk etmeni..
Başta içeme suları olmak üzere kullanımını iyice denetlemek gerek.
Önceki yıl önce Ankara şebeke suyunda Aluminyum düzeyi öngörülen üst sınırın 4 katını bulmuştu. Bu sorun ciddi boyutludur ve hangi nedenle olursa olsun izin verilemez,
mutlak biçimde önlenmesi gerekir.
İçme-Kullanma sularının kalitesi, 17.02.2005 tarihli ve 25730 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik” kurallarına göre denetlenmektedir. Bu Yönetmelikte alüminyum için belirlenen sınır değer
200 µg/L‘dir. Sorunu 31.07.2013 günü sitemizde yayımladığımız yazıda irdelemiştik :
ANKARA ŞEBEKE SUYUNDA YÜKSEK ALÜMİNYUM!
(http://ahmetsaltik.net/2013/07/31/ankara-sebeke-suyunda-yuksek-aluminyum/)
Kanuni Sultan Süleyman‘ın 1564’te Zigetvar seferinde çadırında sancılandığı ve appendiksinin iltihaplanması (appendisit) sonucu bağırsak delinmesi – sepsis yüzünden öldüğü bilinir.
Kanuni, çok şiddetli ızdırap çekerken ağzından iyi bilinen şu dizeler dökülmüştür :
- Halk içinde muteber bir nesne yok Devlet gibi,
Olmaya Devlet Cihanda bir nefes Devlet gibi..
Ancak bu dizeler çoook geç söylenniştir ve koruyucu sağlık hizmetlerine bir gönderme yapmamaktadır. Kanuni, gelip çatan hastalığına çare – tedavi aramaktadır.
Aslolan sağlığın korunması, KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİDİR..
Türkiye bu yakıcı olgunun ne denli ayrımında acaba??
Alzheimer‘dan sınırlı korunma önlemleri yukarıdaki kutudadır..
Ya da erken tanı.. Tanı alan olgunun iyi yönetimi.. (Üzgünüz, İngilizce..)
Şimdilik elden gelen bu..
Genetik tanı ve onarım,
Prof. Sancar’ın Nobel aldığı konuda, DNA zedelenmesi ve onarımı yolları..
artık bilindiğine göre; çok uzak değildir diye ummaktayız..
Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
AÜTF Halk Sağlığı AbD
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com
Ülkemizde de alüminyum nesli var, bakır kaplardan sonra kullanılan alüminyum kaplar sayesinde toksik ensefalopati diye tanımlayabileceğimiz tabloya duçar olan nesil birçok hastalık tablosuyla karşı karşıya kaldı…provokasyonla (DMSA) yapılan idrar analizlerinde alüminyum dahil birçok ağır metal dedekte edilebiliyor…ve beyin gelişim bozuklukları (başta otizm, MS, immunite bozuklukları, fibromyaljiler vs. gibi) yaygın olarak toplum sağlığını olumsuz etkiliyor olmaya başladı…Biyokimyasal yollarla vücudun detoksifikasyon mekanizmaları zarar görüyor ve barsak geçirgenliği, birnevi malabsorbsiyon bozuklukları toksik maddelerin birikimine yol açarak başta santral sinir sistemi olmak üzere tüm vücudu etkiliyor…Beslenme kültürünün azgın gıda ve tarım sektörünce bozguna uğratılması sonuç olarak onarılması hemen hemen mümkün olmayan hastalık tablolarının erken yaşlarda ortaya çıkmasına sebep olmaktadır…Erken yaşta saptanan beyin gelişim bozuklukları (otizm gibi) tedavi edilebilmektedir, ancak pahalı ve uzun yıllar sabır gerektirmektedir…Sağlık bakanlığının bu ailelere sadece eğitim alanları oluşturması yeterli değildir, aynı zamanda diğer tedavi modellerinin maliyetlerinin de karşılanmasında yardımcı olması gereklidir…Zira algılaması yavaşlamış veya olmayan bir beyni eğitmek mümkün değildir…Tedavilerde biyokimyasal suplementler ve şalasyon sağlayıcı ilaçlar ile barsak enflamasyonu ve nöroenflamasyona karşı etkili olan aynı zamanda beyin perfüzyon bozukluğunu düzelten hiperbarik oksijen tedavisi tüm dünyada kabul edilmiş ve kullanılmaktadır…
Değerli tıbbiye (İstanbuk Tıp) sınıf arkadaşım Dr. Elbüken,
Sağolasın katkın için..
Bu gibi durumlarda Hiperbarik oksijen tedavisi hakkında bir yazı yazarsan seviniriz..
İster tıbbi, ister halka dönük ister ortalama..
Bilgilenelim senin ömemli uzmanlık birikiminle..
Sevgi ve saygı ile.
20 Aralık 2015, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
AÜTF Halk Sağlığı AbD
http://www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com