KOALİSYON BİLMECESİ
Değerli arkadaşlar,
(Aynı karşıtlık MHP-HDP için de söylenebilir)
Her şeyden önce ters kutupların birleşimi gibi, mantıken
“eşyanın doğasına aykırı” bir durum. (Akıl ve mantık kurallarının pek işlemediği Ülkemizde ‘olmaz olmaz deme…’ özdeyişini de unutmamak gerekir
bu arada)
Çok arzulanan Muhalefet işbirliği, MHP-CHP-HDP koalisyonu mümkün olmadığına göre, kurulacak bir ikili-koalisyonda AKP mutlaka yer alacaktır. Sonuçta (eğer yeni bir seçime gitmeden Hükumet kurulursa!) bu CHP dışında, 4/9 (%44) olasılıkla AKP-HDP veya 5/9 (%56) olasılıkla AKP-MHP Hükümeti olacaktır.
Açılıma öncelik vererek HDP ile ortaklık yoluna gidecektir.
Umarız ki, bu arada Seçim yasası değiştirilir (İllere +1 kontenjan Kuralı, d’Hondt yöntemi kaldırılır, Baraj %5’e düşürülür..).
Atatürk ilkelerini savunduğunu söyleyen Vatan Partisi, Ana Vatan Partisi ve DSP CHP’ne dahil olurlar; eleştirdikleri konularda reformlar yaparak daha güçlü bir biçimde seçime girerler.
7 Haziran 2015 seçimlerinde halkımız AKP’nin dışarıda kalacağı bir koalisyon kurulması veya HDP’nin dışarıdan destekleyeceği bir CHP-MHP Hükümetinin oluşturulması için fırsat vermişti.
Son günlerde yapılan kimi açıklamalar bu olasılıklara kapıyı kapatmışa benziyor. Muhalefet liderleri yüz yüze konuşma yoluna bile gitmeden, medya aracılığıyla AKP’siz bir hükümet seçeneğinin yolunun tıkanması kuşkusuz AKP’nin mutlaka hükümetin içinde olmasını savunan iç ve dış çevreleri sevindirmiştir.
çeşitli düşünce ve beklentilerle hükümete katılmayı benimseyenlerin bulunması anlaşılabilir. Ancak, “Türkiye’yi hükümetsiz bırakmamak” gibi gerekçeler ileri sürerek
böyle bir seçeneğe yönelmeyi düşünenler varsa onların anımsamalarında yarar olabilecek kimi ögeler şunlardır:
ne kaybettireceği ve CHP’ye gönül veren kesimleri nasıl hüsrana uğratacağı iyi hesap edilmelidir.
3- İki büyük partinin bir büyük koalisyon kurmalarının dünyada örnekleri vardır.
Almanya’da Hıristiyan Demokrat ve Sosyal Demokrat Partiler böyle koalisyonlar kurmuşlardır. Ancak unutulmaması gereken husus, Atatürk’ün öncülüğünde CHP’nin büyük devrimler yaparak çağdaş, laik ve demokratik Cumhuriyetimizin kurucusu olma özelliği taşıdığı, AKP’nin ise bu devrimlerin birçoğunu benimsemeyen ve Osmanlı döneminin özlemini çektiğini sık sık dile getiren bir parti olduğudur.
Demokratik ülkelerde, rejime ilişkin olarak aralarında köklü görüş ayrılıkları olan partilerin koalisyon yaptıkların örneği pek yoktur. Türkiye’de bu konuda yaşanan kimi denemeler laik cumhuriyeti güçlendirecek sonuçlar vermemiştir.
4- Birçok açıdan güç ve zahmeti olacağının bilinmesine karşın bir erken seçimin bile AKP-CHP koalisyonundan daha sakıncalı olup olmayacağı da iyi değerlendirilmelidir.
Bütün bu gerçekler ortadayken CHP’yi AKP’yle bir koalisyona sürüklemeye
çalışanlar tarih karşısında taşıyacakları sorumluluğun bilinciyle hareket etmelidirler.
GDO’LU ORGANİZMA OLUR DA GDO’LU TOPLUM VE SİYASET OLMAZ MI
GDO’LU ORGANİZMALAR VE TARIM
Bir canlının gen diziliminin değiştirilmesi ya da ona kendi doğasında bulunmayan bambaşka bir karakter kazandırılması yoluyla elde edilen canlı organizmalara “Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar”,kısaca GDO adı veriliyor. Bir canlıdan diğerine gen aktarımı, bir çeşit kesme, yapıştırma ve çoğaltma işlemi olup, genetik mühendisleri tarafından uygulanmaktadır. Aktarılacak gen önce bulunduğu canlının DNA sından kesilerek çıkarılıyor. Sonra vektör adı verilen taşıyıcı virüs ile bu gen DNA molekülüne yapıştırılıyor.
GDO’LU TOPLUMLAR VE SİYASET!!!
TIPKI BİTKİLERE UYGULANDIĞI GİBİ;
BİR TOPLUMUN GEN DİZİLİMİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ YANİ BİNLERCE YILLIK KÜLTÜRÜNÜN, KENDİNE ÖZGÜ YAŞAM BİÇİMİ VE YÖNETİM GELENEĞİNİN KENDİ DOĞASINDA OLMAYAN BAMBAŞKA BİR KARAKTER KAZANDIRILMASIYLA OLUŞTURULAN TOPLUMLARA”GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ TOPLUMLAR “, KISACA GDO’LU TOPLUM ADI VERİLİYOR!
ASLINDA KENDİSİ DE GDO’LU DİNİ İMANI PARA OLAN ÜLKELERDEN, GENETİĞİ ÖZGÜN ÜLKELERE AKTARILACAK PROJE VE OYUNLAR BİR ÇEŞİT KESME, YOK ETME VE YAPIŞTIRIP ÇOĞALTMA İŞLEMİ OLUP, SİYASET MÜHENDİSLERİ TARAFINDAN GİZLİ LABORATUVARLARDA TASARLANIR, KOLAY YUTULACAK HAP YA DA SERUM HALİNE GETİRİLİR. SONRA VEKTÖR ADI VERİLEN TAŞIYICI VİRÜS YANİ YANDAŞ VE SATILMIŞ MEDYA, İŞBİRLİKÇİ PİYONLAR, SÖZDE AYDIN, SÖZDE DİNDAR, SÖZDE SİYASETÇİLER VE DE AYRILIKÇILAR TARAFINDAN 24 SAAT TOPLUMUN, ÜLKELERİN CAN DAMARLARINA ZERK EDİLİR.
BİZİM GİBİ GELİŞMEKTE OLAN YA DA GERİ KALMIŞ ÜLKELERE BAKTIĞIMIZDA BU YÖNTEMLERİN NE KADAR BAŞARIYLA UYGULANDIĞI AŞİKARDIR.
SON DÖNEMLERDE TÜRKİYE’NİN BOZ BULANIK DURUMUNA BAKIP “BİZ BU HALE NASIL GELDİK, SİYASET NASIL BU KADAR LAÇKALAŞTI” DEYİP DÖVÜNEN, İŞİN İÇİNDEN DE ÇIKAMAYAN, BECEREMEYEN HALKIMIZIN, İLGİLİLERİN BİLGİSİNE ARZ EDERİM.