Türker Ertürk : HANGİ İSLAM?


HANGİ İSLAM?

portresi_adiyla

 

Türker Ertürk
E. Amiral

Paris saldırısının (AS: 07. Ocak 2015) Avrupa’nın 11 Eylül’ü olduğunu, böyle bir saldırıyı planlamanın ve sahneye koymanın saldırganların boyutunu aştığını,
esas hedefin Avrupa’nın demografik yapısı içinde çıbanbaşı olarak görülen Müslümanlar ile enerji kaynakları bakımından zengin ve jeopolitik önemi çok büyük olan Ortadoğu coğrafyası 
olduğunu son iki yazımla bu köşede anlatmaya çalışmıştım.Bulunduğumuz yer kürede eğer barış içinde birlikte yaşamak istiyorsak Batı ikiyüzlülüğü ve çifte standardı bırakmak zorunda. Terörizm ve ifade özgürlüğü bunların başında geliyor. Siyasi amaçlarına ulaşmak için devlet eliyle terörizmi destekle, sonra işin ucu sana dokununca terörizmi lanetleyici açıklamalar yap ve kitleleri harekete geçirmeye çalış.

Ya ifade özgürlüğüne ne demeli? Yasalar çıkararak Ermeni soykırımı yoktur,
bu emperyalist bir yalandır”
şeklinde düşüncesini ve değerlendirmesini açıklayanı yargıla ve cezalandırmaya çalış, sonra Müslümanların ifade özgürlüğüne saygıları olmadığını ve saldırdığını söyle. Kargalar bile güler!

Müslümanlar hedef tahtasında

Müslüman dünyanın radikalleşmesinin en önemli nedenlerinden biri de Batı!
Onun yanlış politikaları ve İslam coğrafyasına yönelik olarak geçmişten günümüze kadar uzanan hegemonik yaklaşımlarıdır.

Açık olarak söylemeseler de, düşmanın terörizm olduğunu ifade etseler de
Batı, Müslümanları hedef tahtasına koymuş durumda. Bu yeni bir şey de değil.
Paris saldırısı hedef tahtasına konan Müslümanlara bir şekilde saldırmak için meşruiyet ve kitlelerini ikna etmek ve harekete geçirmek için bir bahane.


Amerika’da yapılan 11 Eylül 2001 saldırısı da bahaneydi.
Ama epey süre geçti, yenisine ve özellikle Avrupa’dakine ihtiyaç vardı!
Genişletilmiş Ortadoğu coğrafyasında halen devam eden ve bu bölgeyi şekillendirmeye
ve yeniden dizayn etmeye (AS: tasarlamaya) yönelik savaşa yeni bir ivme kazandırabilmek için!

Akıl, cesaret ve kol gücü

Peki, bu Haçlı Seferine karşı Müslüman dünya nasıl karşı duracak?
Yazarken bile üzülüyorum ama böyle bir şansı yok. Çünkü İslam dünyasında
eleştirel akıl ve bilim egemen değil. Hem de çok çok uzun süredir.

Anadolu dahil Ortadoğu bölgesinin zenginliklerine yönelik 1095-1272 arasında yapılan 9 Haçlı Seferi sonuç olarak başarı ile savuşturuldu. Ama o tarihlerde yapılan savaşlar ile şimdi yapılanlar arasındaki akıl, cesaret ve kol gücü kompozisyonu
çok farklı. Artık savaşların ve mücadelelerin sonuçlarını akıl, bilim ve teknoloji
tayin ediyor. Savaşı haklılar kazanmıyor, güçlüler kazanıyor.

Ne yazık ki, İslam dünyasında akıl egemen değil,
bilim ve teknoloji yok..

O zaman kaybetmek kaderinizdir.
Sağlık Bakanımız Müezzinoğlu “kadınlarımızın kariyeri anneliktir” diyor.
Batı’da böyle çağdışı bir dünya görüşü belirten birisi bulunduğu mevkide bir gün bile kalamaz. İşte o dünya görüşü Müezzinoğlu’nun ifade ettiği dünya görüşünü her zaman
ve yerde yener ve sömürür.

Dayak yemeye devam!

İslam artık din olmak zorunda. Halihazır yaygın şekli ile bir siyasi görüştür.
Ayrıca hangi İslam? Etrafınızdaki herkese sorun farklı farklı İslam tarifi yapacaklardır. Tarikat liderlerinin bile nasıl birbirine düşman olduğunu biliyorsunuz.

Hıristiyan dünyası İslam dünyasından her bakımdan fersah fersah ilerde ve güçlü. Ama bunun nedeni Hristiyan olmaları değil!

Hıristiyanlığı sadece din, inanç ve itikat yapmaları, kültür olarak görmeleri ve dünyevi yaşamın referansı yapmamalarıdır.

Hıristiyanlar bu noktaya analarının karnında gelmediler.
Reformlarla, uzun soluklu ve acılı mücadeleden sonra ulaştılar.

İşte Atatürk aynı zamanda budur!
Yani İslam’ı yalnızca din yapma mücadelesinin adıdır.
Hayır, biz istemiyoruz!
O zaman, dayak yemeye devam, kendi düşen ağlamaz.

Saygılar sunarım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir