Dostlar,
Halen ADD GYK Üyesi, bizim ADD Genel Başkan Yrd. olduğumuz dönemde (2004-6)
Bursa Şubesi başkanı dava arkadaşımız Sn. Lütfü Kırayoğlu’nun aşağıdaki yazısı
ufuk açıcı..
Türkiye’nin kaprisli bir barometreden farksız kılınan gündeminde kimi yazılar yitip gidiyor. Biz de bu erimeye karşı koymak üzere biraz geciktirerek kimi yazıları
daha sonra veriyoruz. Güncelliği sürüyor bu tür yazıların hiç kuşku yok.
Sn. Kırayoğlu aşağıdaki makalesinde kısa bir kuramsal irdeleme ile siyasal parti üyeliği işle işsizlik arasındaki ilişkiye dikkay çekerek bilimsel araştırmalara konu edilmesi gereğini vurguladıktan sonra AKP – işsizlik ve bu partinin üye profiline dikkat çekiyor.
Öne çıkardığımız paragraf şöyle :
- AKP iktidarının 12 yıl içinde yaptığı en önemli iş;
yoksulluğu, işsizliği ve çaresizliği yönetmek olmuştur.
Son seçimlerde çok sayıda işsiz gencin iş bulma vaadi ile
seçim kampanyasında boğaz tokluğuna çalıştırıldığını herkes bilmektedir.
Sevgi ve saygı ile.
4 Mayıs 2014, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
===================================
İşsizlik ve Parti Üyeliği
Lütfü Kırayoğlu
28.04.2014, www.add.org.tr
İşsizlik ile parti üyeliği arasında hangi ilişki vardır?
Sosyo-ekonomik ilişkilerin sağlıklı geliştiği ülkelerde anlaşılabilir bir ilişki kurmak olasıdır. Örneğin işsizliğin arttığı bir ülkede işsiz insanların muhalefet partilerine yönelmesi son derece doğaldır. Bu yöneliş parti üyeliği biçiminde gelişme gösterirse buna şaşırmamak gerekir.
Tersine, işsizliğin azaldığı dönemlerde iş bulanların iktidar partisine sempatilerinin artması, bu sempatinin parti üyeliğine dönüşmesi de son derece doğaldır.
Bizim gibi bütün ilişkilerin ters ve anlaşılmaz olduğu, demokratik kuralların işlemediği ve kuralsızlığın kural haline geldiği ülkelerde işsizlik ile parti üyeliği arasında ne tür bir ilişki vardır?
Her konuda olduğu gibi bu konuda da bütün dünyayı şaşırtacak bir ilişki bilim adamları için esaslı bir araştırma konusu olmalıdır.
İktidara gelişinin üzerinden yaklaşık 12 yıl geçen bir siyasal partinin üye sayısının hızla yükselmesi, partinin yeni üyelerinin işsiz gençlerden oluşması, üstelik bu gençlerin diplomalı ve nitelikli bir iş gücünü oluşturması şaşırtıcı bir gelişmedir. Şaşırtıcı olan işsiz gençlerin salt kendilerinin değil, ailelerinin de iktidar partisine üye olma yarışı içine girmeleridir.
İktidar partisinin üye sayısının ana muhalefet partisinin üye sayısının 8,5 katı olması
sosyologları şaşkına çevirecek cinstendir. Eğer herhangi bir bilim insanı bu şaşırtıcı konu üzerinde araştırma yapmadıysa, ülkemizde üniversitelerin ve bilim kuruluşların içinde bulunduğu içler acısı durum da gözden geçirilmelidir.
Bir başka ilginç nokta ise iktidar partisine üye olanlar ile oy verenler arasındaki çarpık ilişkidir. İktidar partisine oy veren her 2.4 kişiden birinin partiye üye olması dünyanın hiçbir ülkesinde karşılaşılabilecek bir durum değildir.
2013 yılı sonunda açıklanan parti üyeleri araştırmasına göre AKP’ye üye olanların sayısı 8 083 665 ’tir. Bu partinin 3 ay sonra yapılan yerel seçimlerde aldığı oy sayısının 19 milyon 830 bin olduğu dikkate alınırsa AKP’ye oy veren 2.4 kişiden 1’inin partiye üye olduğu görülebilir. Oysa aynı seçimlerde 12 861 000 oy alan CHP’nin üye sayısı 973 363; 7 103 000 oy alan MHP’nin üye sayısı 364 475’tir. Yani CHP’ye oy veren her 13 kişiden biri parti üyesi iken, MHP’ye oy veren her 19 kişiden yaklaşık biri parti üyesidir.
Bu tabloyu nasıl açıklayabiliriz? Elbette işsizlik rakamları ile…
Bugün ülkemizde artık iş bulabilmenin yolu iktidar partisine üyelikten geçmektedir.
AKP üyesi olmayan birinin yalnızca devlet kapısında değil, özel sektörde, hatta ister özel sektöre çalışsın, ister kamu sektörüne çalışsın, taşeron firmalarda bile iş bulabilmesi hayaldir.
Ülkemizde işsizlik oranı AKP iktidarında sürekli artmaktadır.
Zaman zaman gerçekler gizlense, işsizlik oranı sabit tutulmaya çalışılsa bile,
genç nüfus hızla arttığından, işsiz sayısı buna bağlı olarak artmaktadır.
Çarpıtılmış ve gizlenen rakamlara göre 2013 yılı için işsizlik oranı %9.7 olarak gerçekleşmiş, işsiz sayısı geçen yıl 229 bin kişi artarak 2 milyon 747 bin kişiye yükselmiştir (Gizli işsizler, iş bulma umudunu yitirip iş aramaktan vazgeçenler, ev kadını kategorisine sokulanlar bu sayıya dahil değildir..). Yine geçen yıl 703 bin kişinin işe yerleştirildiği düşünülürse, yalnızca 1 yılda 932 bin kişi için iş istemi olduğu görülebilir. Bu denli insanın büyük bölümünün yolu, iş bulabilmek umudu ile iktidar partisinden geçmektedir. Hem de aileleri ile birlikte… (İktidar partisine üye olanların sayısı,
işsiz sayısının 3 katıdır!)
Elbette AKP üyelerinin tümü işsizler ordusundan oluşmamaktadır. Bu sayı içinde
ilk günden beri parti üyesi olanlar ile istenci dışında ve çeşitli “sahteciliklerle” parti üyesi yapılanlar olduğu söylense bile, üye artışındaki en önemli etkenin işsizlik olduğu artık gizlenemez bir gerçektir.
- AKP iktidarının 12 yıl içinde yaptığı en önemli iş;
yoksulluğu, işsizliği ve çaresizliği yönetmek olmuştur.
Son seçimlerde çok sayıda işsiz gencin iş bulma vaadi ile
seçim kampanyasında boğaz tokluğuna çalıştırıldığını herkes bilmektedir.
İş olanakları adeta partinin babasının malı gibi kullanılmakta, kimi aileler yıllardır bağlı oldukları, oy verdikleri partilerinden çocuklarının geleceği adına kopmaktadırlar.
Ayrıntılı bir araştırma sonucu, işsizlerin ve iktidar partisi üyelerinin ad listelerinin karşılaştırılması ile gerçek ortaya çıkacaktır.
Bu araştırmanın yapılmamış olmasına karşın, halkımız yakın çevresinden gerçeği bilmektedir.
Bu çarpık rakamların ters yüz olması ile iktidarın tepe takla olması eşzamanlı olacaktır.