BAŞ-BAKAN’DAKİ BAŞ
Dr. Müh. Ali Nejat Ölçen
Hiçbir Baş-Bakandaki baş, ülkeyi çıkmazlara sürükleme hakkına sahip ola-maz.. Görevi huzursuzluk yaratmak değil, gidermektir. Ülkeyi bölünmüşlüğe sürüklemek değil, tersine bütünlüğü sağlamaktır. Baş-Bakanlar’daki baş, bunun için vardır, Hasım kamplar yaratmaz, tersine hasım kampları giderecek çarelere yönelir, yönelmelidir. Baş olmanın gereğidir bu.
Ülkemiz Baş-Bakanındaki Baş, bu koşulların hiçbirine uymamakta. O baş, sürekli sorun yaratmakta, yarattığı sorundan da kendisi yakınmakta. Öyle sanıyoruz ki, Baş-Bakandaki Baş, zihnindeki topografyayı sergilemektedir. O topografyada, kayalar, uçurumlar, dağlar var. Vadiler yok. Vadilerde çiçekler, kelebekler, kuşlar yok. Kurtlar var. Sırtlanlar var. Biat kültüründen gelenlerin baş’ı, “baş’a geçince asar da, isterse keser” de.
1,80 m boyundaki gövdenin üzerindeki baş şunu bilmeli ve kabul etmeli ki; kim baş olursa olsun, Yasama ve Yargı erklerinin gözetimi altında görev yapmak zorundadır. Her kararında Yasama ve Yargı erklerine karşı sorumludur; hesap vermek zorundadır. Hiçbir baş, bundan kaçamaz. İktidardan bir gün uzaklaştığında o baş, Yargı erkinin karşısına çıkar ve yarattığı faşizmin yasalarından yakınan kendisi olur. Eskiler, böylelerine “eştiği kuyuya düştü” derler. Tarihin ğeleceği bunu gösteriyor.
1 metre 80 santim boyundaki gövdenin üzerindeki baş, bu önerimize dikkat etmelidir. Eski defterleri karıştırmamalı: O defterlerin içinde (1950 yılına dek) soyguna rastlayamaz. O defterlerin içinde oğlu gemicik edinen bir başka baş bulamaz. O defterlerin içinde, neden suçlandığını bilmeden yıllarca tutuk evinde kalan, bir tek yurttaşa rastlayamaz. O defterlerde, 12 silindirli, kurşun işlemez arabalarda
ülkeyi dolaşan kendi baş’ından başka baş göremez. Hikmet Yar’ın ayak ucunda diz çökmüş bir Baş’a da rastlayamaz. Bir PKK’lıyı değil, Türkiye’ye kedi bile vermem diyen kendini bilmez bir ABD yamağının, ülkeye davet edildiğini eski defterlerde kimse göremez. O defterlerin içinde Türk askerlerinin başına çuval geçirmeye cüret eden bir Yanki de göremez. O eski defterlerde “Devlet” vardı. Ulusuna ve Cumhuriyete, ordusuna ve onuruna sahip çıkan Devlet. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Ordusundaki YAŞ bu denli kurumamış ve de işgale uğramamıştı.
Devlet + Ulus + Ordu bütünlüğünü yok etmeye hiçbir baş cüret edememiş ve ülkenin bölünmez bütünlüğünü tehlikeye itecek kararları almayı aklından bile geçirmemiş, yurtseverliği bunun engeli olmuştu.
Hiç kimse Mustafa Kemal Atatürk’ün ve İsmet İnönü’nün defterlerini karıştırmasın. O defterlerin her sayfası suratlarına şamar olarak iner.
T.C. Dr.Ölçen
Sayın A. Nejat Ölçen Dostumuz,
Bu makalesinde yaşadıklarını, şahit olduklarını yazmış, az bile yazmış.
Kendilerinin de dedikleri gibi; dile getirdiği olayları hiç bir BAŞ yapmamıştır Atatürk’ün Cumhuriyetinde… Sayın Ölçen, Yüce Atatürk’ümüzün kurduğu Cumhuriyetle yaşıt olduğu için, bu anlattıkları yüzde yüz doğrudur. Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında doğduğu için, son yıllardaki olanlara hepimizden çok üzülüyordur mutlaka. Bunları yaşamayanlara da anlatmışlar. Bizleri aydınlatma görevine devam ederken Sayın ÖLÇEN’e sağlıklı bir yaşam diliyor, ellerinden saygı ile öpüyorum…
Duran Aydoğmuş
ÖLÇEN ve SALTIK web Siteleri okuyucusu