Dostlar,
Prof. Selçuk Erez hocamızın yüksek mizah yeteneğinin ürünü Pazar yazılarına,
son birkaç haftadır yer verememiştik. Aşağıdaki yazı ODTÜ’ye saldırı ve uydu yapımı odaklı.. Hoca ince ince yer yer de çuvaldız çuvaldız iğnelemekte..
İyi okumalar..
Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 21.1.13
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
==================================
SELÇUK EREZ
HERKES UYDU YAPMALI
Ortadoğu Teknik Üniversitesi öğrencileri, demokratik ülkelerde doğal karşılanan
bir şekilde haklarını, hukuklarını kısıtlayan koşulların düzeltilmesini istediler. Coplandılar, biberlendiler. Başbakan, onlara ve hocalarına söylemediğini bırakmadı.
Göktürk Uydusu’nun atıldığı günü biz bu nedenlerle demokrasi tarihimizin kara günlerinden biri olarak hatırlayacağız. Bundan sonraki uydu fırlatmalarını da olumsuz bir şekilde anımsamamız için böyle davullu zurnalı gösterilerden vazgeçmeliyiz. Bunun yerine vatandaşlarımıza kendi uydularını yapmaları için gerekli bilgileri verelim, proje geliştirenlere parasal katkı sağlayalım.
Bu gün yeryüzünün birçok köşesinde çok sayıda üniversite öğrencisi, “mikro” (10-50 kg) ya da “nano” (1-10 kg) uydular yapıp uzaya yollamaktadır. Milyonlarca doları şuna buna kaptırıp “uzay çağına atladık” diye böbürlenmekten daha akla yatkın bir tutumdur bu: Böyle davranırsak çok sayıda vatandaşımız uzay çağına geçişin ilkelerini öğrenir, aralarından yetişenler, yarın en görkemli uyduları üretirler.
ABD’de öğrencilerin uyduları, “Discovery” uydularına eklenerek yörüngelerine ulaştırılmış, Fransız ve Rus öğrencilerinin oluşturdukları ise, Mir uydusundaki kozmonotlarca istenilen yere bırakılmıştır.
Bir dergide, kendi uydumuzu yapıp fırlatmak için topu topu 8 bin doların
yeterli olduğu anlatılmaktaydı. Bu bilgileri aktardığım kızım Esin işi gırgıra vurdu:
“Baba” dedi, “8 bin dolar çok…”
– Peki, en ufağını yaptın, Çinlilerin uzaya kaça attıklarını biliyor musun?
– Ben olsam, bunu alır İşkuleleri, olmazsa Özdilek Plaza’nın tepesine çıkar,
oradan bir mancınıkla yollardım. Belki FB’li Bekir İrtegün’e rica eder
uyduyu binaların tepesinden iyi bir rövaşatayla yollamasını sağlardım.
Esin, uyduya “Babam sağ olsun!” diye yazacağını söyleyince ben bu fikri
daha da benimsedim.
– Ben uyduma öyle “Göktürk” gibi İstanbul’da zenginlerin yaşadıkları semtlerin adını vermezdim!
– Ne derdin?
– “Selamsız” derdim, “Küçük Armutlu” derdim.
Şaka bir yana, olanak sağlasınlar bizim öğrenciler bak ne güzel şeyler yaparlar.
En görkemlisini ODTÜ öğrencilerinin yapacağından kuşkum yoktur.
Ancak ellerini çabuk tutmalılar.
– Neden?
– Bakarsın YÖK bir “feza tüzüğü” çıkarır, uydu değil ibrik bile yapamazlar!
www.selcukerez.com, 20.1.13, Cumhuriyet Pazar eki
Kaleminize ve yüreğinize sağlık değerli hocam..Facebook da paylaşmamın sakıncası yoktur umarım. Varsa lütfen uyarınız, esenlik dileği, selam ve saygılar..