Mustafa AYDINLI
GÖRELİM…
Bol keseden atıp, tutma Çaylar akar, tarla kuru Yollar dolsun insan seli Sevgi dağlarına karış İnsanları güler yüzlü Aydınlı’nın bak halına (KEŞİŞ DAĞI adlı şir kitabından..) |
Mustafa AYDINLI
GÖRELİM…
Bol keseden atıp, tutma Çaylar akar, tarla kuru Yollar dolsun insan seli Sevgi dağlarına karış İnsanları güler yüzlü Aydınlı’nın bak halına (KEŞİŞ DAĞI adlı şir kitabından..) |
ESKİ KAFALI
Eski kafalı diyorlar
Eskileri özlemeye,
İyisiyle kötüsüyle yaşanmışlıkları anımsamaya
Hadi öylesi öyle de,
İşi kötüye yorarak
“Eski kafalısın sen de yahu” diyenlere derim ki:
Yenide ne buluyorum sanki,
Aşkın en temizini mi,
Müziğin en güzelini mi,
Hele de ülkemi yönettiğini sananların
Bin bir güçlükle yaratılanların
Yok edilişine mi,
Ne gezer.
Yahu eski adam değilim ama,
Dinozor olmak güncelleşti
Bir güzel insan çıktı ortaya,
tapılası,
ütopya aşığı
dünyalar güzeli sosyalist
Dinozor da üstelik ötekilerin deyimiyle,
“her şeyden çok
insanlığa ve insanların
yaratıcı gücüne inanıyorum” dediğinde,
haksız değildi kuşkusuz.
Ben de bir dinozorum ve
her bir şeyini özlüyorum arkadaş
at izinin it izine karıştığı bu günlerde,
o varoşlarda yalın ayak dolaştığım
yetmişli yılların,
gölgesinde şarap içmişliğim yoksulluk zamanlarımdaki
armut ağaçlarının yok edilmişliğine üzülmem mi
eski kafalılık?
Eski mahallemdeki
tertemizliği ve saflığı,
bir tatlı yorgunluk sonunda
kapısını çaldığım o güzel insanları ve
çalakapı girip ekmek su istediğimi
unutmamış olmak mı
eski kafalılık?
Seyran bağlarının kuytu guzlarında
fingirdeşmelerimizi unutmamak mı eski kafalılık?
İnsana dair güzellikleri yazdılar diye
zındanlara atılan yazarı ozanı seviyor olmak
onları kurşunlayanları unutmamak ise eski kafalılık,
eğer buysa geride kalmak,
evet ben halen evrenselliği,
yüzyılın en büyük devrimcisi Atatürk’ü,
Pir Sultan Abdal’ı
Simavna kadısı oğlu Şeyh Bedreddin’i
Ve Giardano Bruno’yu ve Hayyam’ı
Voltaire’i ve babamı özlüyorum arkadaş,
bu gün etrafımdaki çürümüşlüğe
kokuşmalar ve
yozluklara inat.
Ben eski kafalıyım he heyy
var mı ötesi.
Galip KARAKUŞ
Van- 1994
Galip bey,
Yüreğinize sağlık…
Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 7.1.13
Dr. Ahmet Saltık
http://www.ahmetsaltik.net
Değerli dost sayın Galip KARAKUŞ, değerli dizelerin için öncelikle teşekkür ederim. Sizi bu nedenle tanımış olmaktan onur duydum. Eski yeni tartışmasında ve özellikle şiirsel bazda değerli ozan Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun bir dizesi ile yanıt vermek isterim. ”Ben şiiri ayak seslerinden tanırım- Nerede bir halk türküsü duysam, şairliğim den utanırım.” diyor.
Bilmiyorum başka söze gerek var mı.Doğaçlama yazdığım aşağıdaki şiirimi sunuyorum sizlere, saygı ve dostlukla.
Mustafa AYDINLI
ESKİ, YENİ
Bize eski diyen dostlar
Emrah, Yunus yeni midir?
Sis çökmüşken ovalara
Tartışmanın günü müdür?
Geçmiş gelecek aynası
Pir Sultanım haslar hası
Veysel, Mahzuni dahası
Almayanın yönü müdür?
Karanlığa set çekelim
Işık fidanı dikelim
Güneş, balçıkla sıvarlar
Uygarlığın sonu mudur?
Çok iş düşer sana bana
Mustafa Kemal’den yana
Yüreğini koy meydana
Koymayanlar yeni midir?
Mustafa AYDINLI