Atatürk 10. Yıl Söylevini verirken, 29 Ekim 1933
Değerli arkadaşlar,
89 yıl önce Emperyalizme başkaldırarak, büyük özverilerle, kanla, irfanla kurulan Türkiye Cumhuriyeti Bu gün kuruluş felsefesiyle hiç de uyumlu olmayan bir gidişat içerisindedir. “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” diyen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün eserlerine, düşüncelerine ve gelecek için beslediği umutlarına milletçe layık olabildiğimizi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını bu anlamda sevinçle, gururla, övünçle kutlayabildiğimizi söyleyecek durumda değiliz.
Ülkemiz değişik eksenlerde sürekli ayrışmalara, çatışmalara itilmekte, bilimden, teknolojiden, sanattan, üretimden alıkonmakta, gelecek kuşaklarımızın telafi edemeyecekleri çok değerli zaman yitirilmektedir. Hemen bütün alanlarda Dünya ortalamasının altında, İnsani Gelişmişlik sıralamasında 90 ülkenin ardından gelen Türkiye; Emperyalizmin “Demokrasi, insan hakları, Özgürlük” kavramlarıyla süslü siyasal, ekonomik, kültürel tuzaklarına düşerek git gide Kurucu felsefeden,“Bilimin Rehberliğindeki Ulus Devlet” anlayışından uzaklaşıyor, borçlanıyor, ülkenin bütünlüğünü tehdit eden emperyalist taleplere karşı direnemiyor, yaşam kaynaklarını elden çıkarıyor ve geleceği umarsız duruma düşüyor.
“Yurtta Barış, Dünyada Barış” idealinin mümtaz temsilcisi Mustafa Kemal Atatürk’ü anladığını sanan, “Atatürkçü geçinen” aymazların, Atatürk’ü hiç anlamak istemeyen sapkınların ve Atatürk düşmanı işbirlikçilerin, hainlerin elinde adım adım karanlığa, belirsizliğe, çöküntüye giden ve gelişkin uygar milletler arasındaki onurlu yerini alamayan “sıradan” bir ülkenin 89. Kuruluş Bayramını gönül burukluğu ile kutluyoruz. æ