GERÇEK ve SAHTE ATATÜRKÇÜLER

GERÇEK ve SAHTE ATATÜRKÇÜLER

“Baylar ve ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz! En doğru ve en hakîkî tarikat, medeniyet tarikatıdır.”

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

Çeşitli Atatürkçüler olduğu bilinmektedir. Atatürkçüleri, biri gerçek Atatürkçüler, diğeri sahte Atatürkçüler olmak üzere iki bölüme ayırabiliriz.

Peki ama, herkesin Atatürkçü göründüğü bir ortamda gerçek ve sahte Atatürkçüleri birbirinden nasıl ayıracağız.? Gerçek Atatürkçülüğün ölçüsü, belirleyici nitelikleri nelerdir? Kanımca, gerçek Atatürkçülüğün ölçüsü, Atatürk’ü içtenlikle sevmek, Atatürk ilkelerine inançla bağlanmak, bu ilkelerin uygulanması için çalışmak ve Atatürk devrimlerinin bekçiliğini her dönemde yapmaktır.

Gerçek Atatürkçüler, tam bağımsızlıktan yanadırlar ve emperyalizmin her türüne karşıdırlar. Amerikan emperyalizmine karşı oldukları gibi, Sovyet, Kızıl Çin, İngiliz, Fransız, Alman, kısacası her çeşit emperyalizme, yabancı bir devletin güdümüne karşıdırlar. Tüm dünya devletleriyle eşitliğe, dostluğa, karşılıklı güvene dayanan bir dış politika izlenmesini savunurlar.

Sahte Atatürkçüler, tam bağımsızlığa karşıdırlar.

Onlara göre, yabancı bir devletin himayesi, güdümü olmadan yaşanmaz. Tam bağımsızlıktan söz edilince “Biz Amerikasız yapamayız. Amerika’nın kucağından kalkıp Rusya’nın kucağına mı oturalım?” derler. Atatürk’ün, Türkiye’yi Amerika’nın da, Rusya’nın da, bir başka devletin de dümen suyunda gitmeden, tam bağımsız bir dış politika ile yönettiğini unuturlar. Tam bağımsızlığa modası geçmiş gözüyle bakarlar. Sahte Atatürkçüler, köle, uşak ruhludurlar.

Gerçek Atatürkçüler, egemenliğin kayıtsız ve koşulsuz ulusta, halkta olmasını isterler, cumhuriyet yönetiminden yanadırlar.

Sahte Atatürkçüler, cumhuriyetçiliğe karşıdırlar, padişahlığı, halifeliği savunurlar. Sahte Atatürkçüler, Atatürk’ü hiç sevmezler ve O’nun aleyhinde demediklerini bırakmazlar. Zalim Padişah II. Abdülhamit ile Padişah Vahdettin’e övgüler düzerler.

Gerçek Atatürkçüler, şeriatçılığa karşıdırlar, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını, laiklik ilkesinin tam olarak uygulanmasını, vicdan, inanç ve ibadet özgürlüğünü savunurlar.
Sahte Atatürkçüler, şeriatçılıktan yanadırlar, devletin İslam dini kurallarına göre yönetilmesini ve devletin yurttaşların dini inançlarına karışmasını isterler. Laikliğin yeminli düşmanıdırlar.

Gerçek Atatürkçüler, birleştirici, bütünleştirici, kaynaştırıcı, insalcıl ve çağdaş bir milliyetçilikten, Atatürk milliyetçiliğinden yanadırlar.

Sahte Atatürkçüler, ümmetçi, gerici, ırkçı, kafatasçı, Turancı, şoven, saldırgan, bölücü ve yıkıcı bir milliyetçiliği savunurlar.

Gerçek Atatürkçüler, halkın halk tarafından halk yararına yönetildiği, toplumun her kesiminin düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün tanındığı gerçek bir demokrasiden yanadırlar. Halkın yönetime en geniş ve en etkin bir biçimde katılmasını isterler. Halk içindeki ayrıcalıklı kişi, zümre ve sınıflara karşıdırlar.

Sahte Atatürkçüler, yalnızca sermaye sınıfına, para babalarına ve onların temsilcilerine düşünce ve örgütlenme özgürlüğü tanıyan göstermelik bir demokrasiden, daha doğrusu demokrasi maskesi faşist bir rejimden yanadırlar. Halk içinde ayrıcalıklı kişi, zümre ve sınıfların bulunmasını savunurlar.

Gerçek Atatürkçüler, devrimcidirler, toplumun sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel yapısının demokratik devrimlerle değişmesini, toplumun sürekli olarak ileri gitmesini isterler.

Sahte Atatürkçüler, toplumsal değişmelere, demokratik devrimlere, yeniliklere karşıdırlar, bağnazdırlar, tutucudurlar.

Gerçek Atatürkçüler, ülke ekonomisinin geniş halk kitlelerinin çıkarlarının birinci planda tutularak yönetilmesinden yanadırlar. Ekonomisinin yabancılar tarafından, örneğin, IMF (Uluslararası Para Fonu) ve diğer kuruluşları tarafından yönlendirilmesine karşıdırlar.

Sahte Atatürkçüler, ülke ekonomisinin kapitalistlerin, işadamlarının, holdinglerin çıkarlarına göre yönetilmesini, onların çıkarlarının halkın ve devletin çıkarlarından üstün tutulmasını isterler. Yurt ekonomisinin yabancılar tarafından, örneğin, IMF ve diğer finans kuruluşları tarafından yönlendirilmesini isterler.

Gerçek Atatürkçüler, Batının bilimini, tekniğini, çağdaş kurumlarını, düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü, çok partili parlementer rejimini benimserler, ancak Batılılaşmayı, Batı uyduculuğu, kuyrukçuluğu, öykünmeciliği olarak anlamazlar, Batı uyduculuğuna karşıdırlar.

Sahte Atatürkçüler, Batılılaşmayı, Batı uyduculuğu ve öykünmeciliği olarak kabul ederler.

Gerçek Atatürkçüler, hoşgörüden, barıştan, akılcı ve bilimsel düşünceden yanadırlar.

Sahte Atatürkçüler, bağnazdırlar, fanatiktirler, önyargılıdırlar, barışa, akılcı ve bilimsel düşünceye karşıdırlar, düşmandırlar.

Gerçek Atatürkçüler, Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü her dönemde (sivil ve askeri hükümetler döneminde, normal ve olağanüstü dönemlerde) savunurlar. Atatürk ilke ve devrimlerinin, her zaman, her dönemde, inançlı bekçiliğini yaparlar.

Sahte Atatürkçüler, her dönemde değil, bazı dönemlerde kendilerini en büyük Atatürkçü sayan hükümetler döneminde Atatürkçü görünürler. Böyle zamanlarda herkesten fazla Atatürkçü geçinirler.

Gerçek Atatürkçüler, Atatürk’ü sadece bir yönüyle değil, çeşitli yönleriyle ele alırlar. Örneğin, Atatürk’ü yalnızca bir asker, komutan olarak görmezler. O’nu yurt kurtarıcısı, devlet kurucusu, anti-emperyalist ve devrimci yönleriyle de ele alırlar.

Sahte Atatürkçüler, Atatürk’ün yalnızca asker yönünü ele alırlar ve Atatürk’e sadece Kurtuluş Savaşına katılmış bir asker gözüyle bakarlar. Onlara göre, Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşına Padişah Vahdettin’in isteğiyle katılmış bir Osmanlı paşasıdır. Atatürk düşmanları, Atatürk’ün yurt kurtarıcılığını, devlet kuruculuğunu, anti-emperyalist ve devrimci niteliğini inkar ederler.

Gerçek Atatürkçüler, dil devriminden, dilimizin özleştirilmesinden yanadırlar. Arapça, Farsça ve Türkçeden oluşan ve yapay bir dil olan Osmanlıca’yı değil, öz Türkçe’yi savunurlar.

Sahte Atatürkçüler, dil devrimine karşıdırlar, öz Türkçeyi değil, Osmanlıcayı savunurlar.

Gerçek Atatürkçüler, Atatürkçülüğü bir bütün olarak ele alırlar ve Atatürkçülüğün bilimsel bir biçimde incelenmesinden yanadırlar. Atatürkçülüğün tabulaştırılmasına, dogmalaştırılmasına ve dondurulmasına karşıdırlar.

Sahte Atatürkçüler, Atatürkçülüğün tabulaştırılmasını, dogmalaştırılmasını, belli kalıplar içinde dondurulmasını isterler. Atatürkçülüğü içeriğinden soyutlayarak yozlaştırmaya çalışırlar.

Gerçek Atatürkçüler, Atatürk ilkelerinin uygulanması ve Atatürk devrimlerinden ödün verilmemesi için çalışırlar. Gerçek Atatürkçüler, Atatürkçü olduklarını sözleriyle değil, işleriyle, eserleriyle, davranışlarıyla, eylemleriyle gösterir, kanıtlarlar.

Sahte Atatürkçüler, Atatürk ilkelerinin uygulanmaması ve devrimlerin yozlaştırılması için tüm güçleriyle çalışırlar. Sahte Atatürkçülerin Atatürkçülükleri sadece sözde kalmaktadır.

Sahte Atatürkçüler, Atatürk’ü sevmedikleri ve Atatürkçülüğe inanmadıkları halde gerçek amaçlarına ulaşmak için Atatürk’ü seviyor ve Atatürkçülüğe inanıyor görünürler. Atatürk ve Atatürkçülük, sahte Atatürkçüler için, amaca ulaşmada, sadece bir maskedir, bir kalkandır, bir paravandır, bir araçtır.

Sahte Atatürkçüler, gerçek amaçlarına ulaşmak için her yolu denerler. Onlara göre amaca ulaşmak için her yol mubahtır. Sahte Atatürkçüler, gerçek Atatürkçüleri gerçek dışı ihbarlarla, iftiralarla sindirmeye, korkutmaya, onları komünistlikle suçlayıp susturmaya ve böylelikle meydanın kendilerine kalmasına çalışırlar.

Gerçek Atatürkçü olmak, Atatürk ilkelerini her dönemde savunmak, Atatürk devrimlerinin bekçiliğini her dönemde yapmak, Atatürkçülüğün yozlaştırılmasına her dönemde karşı çıkmak ve bunun için her türlü tehlikeyi göze almak gerçekten çok zor, ama o derece onurlu bir iştir.

Gerçek Atatürkçülere, her zaman, her dönemde çok büyük görevler düşmektedir.

Gerçek Atatürkçüler, Atatürk ilke ve devrimlerini her dönemde yılmadan, usanmadan, bıkmadan savunacaklar ve Sahte Atatürkçülerin oyunlarını boşa çıkaracaklardır.

Yurdumuz, sahte Atatürkçüler yüzünden çok çekmiş, çok şey kaybetmiştir ve hala kaybetmektedir.

Gerçek Atatürkçüler, sahte Atatürkçülerin yüzlerindeki Atatürkçülük maskesini indirmeli ve onları halka gerçek kimlikleriyle tanıtmalıdırlar.

Sahte Atatürkçüler, ne yaparlarsa yapsınlar, istedikleri kadar Atatürk, Atatürkçülük, Atatürk ilke ve inkılapları üzerine söylev çeksinler, istedikleri kadar yüzlerine Atatürkçülük maskesi takıp Atatürkçü görünsünler, gerçek Atatürkçüler, onları, yani sahte Atatürkçüleri çok iyi tanıyorlar artık.

Sahte Atatürkçüler, meydanın boş olduğunu ve amaçlarına ulaşacaklarını sanıyorlar, ama yanılıyorlar.

Gerçek Atatürkçüler, dün olduğu gibi, bugün de, yarın da sahte Atatürkçülerin oyunlarını bozacaklar, boşa çıkaracaklardır.

Kaynak : Asım ASLAN, Sömürülen Atatürk ve Atatürkçülük, 60. basım,
Ankara 2003, s. 162-163-164-165-166-167.
Baskı : Uzman Matbaacılık Ltd. Şti.
Yazışma Adresi : P.K. 34 Yenişehir/ANKARA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir