Sn. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e açık mektup.. İVEDİDİR..

Sn. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e açık mektup

Sayın Gül,

Öncelikle, 35 yıllık bir hekim sonra da bir yurttaş olarak size
kulaklarınızla ilgili önemli sağlık sorununuzda hızlı şifa dilerim.
“Geçmiş olsun” demiyorum, büyük Cumhuriyet ozanımız Sayın Fazıl Hüsnü Dağlarca’dan öğrendiğim çarpıcı söylemle “iyileşin de gelecek olsun..” diyorum.

Sayın Gül,

İkinci olarak da, bırakın Türkiye tarihini, dünya tarihinde eşi benzeri olmayan
bir nefsi müdafaa hareketinin akıllara durgunluk veren görkemli başarısının
90. yıl dönümündeyiz.

30 Ağustos 1922, Büyük Zafer’in 90. Yılından söz ediyorum. Bu büyük millet
ve hatta insanlık bayramınızı kutlamak isterim ve kutluyorum.
Törenlere katılamamaktan üzüntü duyduğunuzu Ulusumuza yayımladığınız iletiden
anlıyor ve hüznünüzü paylaşıyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı,

Bir de, kutlama -ne olur “tebrikat” demeyin ve dedirtmeyin- programına çağrınızda kullandığınız “Türkiye Cumhurbaşkanı” nitemini (sıfatını) eleştirmek zorundayım.
Çok iyi biliyorsunuz ki -ya da aksi ise bilmelisiniz ki- sizin anayasal niteminiz “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı” dır.

Arada düşen, düşürülen “Cumhuriyeti” sözcüğü var ki; bunu ayrımsayacağımızı,
hele son yılların bir dizi olumsuz gelişmesi (malumunuz) karşısında içimize sindiremeyeceğimizi, kabul edersiniz.

Sayın Cumhurbaşkanı,

30 Ağustos kutlama törenlerinin Genelkurmaydan Köşke alınması çok yanlış olmuştur
bize göre. Çünkü eski biçimiyle bize özgü ince espri; Türk Ulusu’nun bir bütün olarak Ordusu’na karargahında şükran sunumu idi. Zarifti, şıktı, kendine özgü idi,
vefa dolu idi ve değerbilirlikti. Kendine özgü idi, çünkü Türkiye Cumhuriyetini
apaçık Ordumuz yoktan yeniden kurdu. Dünyada benzersiz!

Bu simgesel Genelkurmay Karargahı ziyareti de elbette Türk Silahlı Kuvvetlerimize
bir moral ve motivasyon kaynağıydı. Bunu, mümtaz ve özverili Ordumuza çok görmemeliydik. En hafif deyimiyle bu davranış, siz de kabul edin, hiç ama hiç nezih olmamıştır;
TSK’yı inciticidir. Bize göre de gelecek yıldan başlayarak eski biçimine dönülmesinde ülkemizin çok yararı vardır.

Sayın Gül,

Hastaneden durumunuzla ilgili yaptığınız açıklamayı az önce (saat 14:00 gibi)
bir kez daha dinledim. Birkaç gün daha hastanede olacağınızı duyurmuşsunuz.
Bir hekim olarak bu duruma değinmek istiyorum. Bir insanın hastaneye yatırılması, “sağlığının çalışamayacak derecede elverişsiz olması” demektir. Bu durumu
kamu görevlisi hemen kurum yönetimine bildirir ve yattığı süre içinde
işe gelemediği günler ”hastalık iznine” dönüştürülür (657 sayılı yasanın
ilgili hükümleri).

Yani kurumu o kişiye, hastalığı nedeniyle yasal izin verir ya da “hastalık izinli” sayar. Eğer sağlık sorunu kişinin hastaneden çıkmasından sonra da tam iyileşmemiş ve
çalışmasına engel ise, bu kez de hekimler kişiye bir “tıbbi rapor” düzenleyerek,
daha ne denli süre iş ve gücünden geri kalacağını (çalışamayacağını) belirtirler. Kurumlar bu tıbbi raporu hastalık iznine çevirir.

Öyle anlaşılıyor ki; siz hastaneden çıktıktan sonra da epey bir süre denge, başdönmesi,
göz kararması, hatta bulantı-kusma, kulaklarınızda uğultu, basınç, çınlama ve az duyma.. sorunları yaşayacaksınız.

Ne yazık ki, demokratik bir ülkede tepe yöneticimizin sağlık sorunu hakkında
saydam tıbbi açıklamalar yapıl(a)mıyor. Bu yüzden de bir hekim olarak ancak
genel çıkarımlar yapıyorum. Kabul edersiniz ki Sayın Gül, -çünkü yaşıyorsunuz- belirttiğim yakınmalar önemli ve ağırdır. Yaptığınız göreve engeldir.
Devlet Başkanlığı makamı boş bırakılamayacağına göre, dolayısıyla, görevinizi
Anayasal olarak (md. 106) TBMM başkanına geçici olarak bırakmak zorundasınız.

Bu açık ve kaçınılamaz, ertelenemez bir anayasal yükümdür.
Nitekim 30 Ağustos 2012 sabahı Anıtkabir’de yapılan törenlerde TBMM Başkanı
Sayın Cemil Çiçek sizi vekaleten temsil etmiştir. Doğru olan da budur.
Ancak;

Sayın Cumhurbaşkanı,

Bu bağlamda, devlet ve işleri süreklilik taşıdığından, bu gün akşam Köşkte vereceğiniz kabulü (resepsiyonu) iptal etme yetkiniz bulunmamaktadır.
Çünkü hukuksal bağlamda görevinizle ilgili fiil ehliyetiniz, hasta olduğunuz,
hastanede yattığınız için hukuksal olarak askıdadır.

Hastaneye yatırıldığınız anda otomatik olarak, herhangi bir işlem yapılmaksızın
görev ve yetkileriniz TBMM Başkanına geçer. Hukuksal zorunluk bir yana,
Köşk resepsiyonunun iptali, Genelkurmayda yapılmadığı için zaten burukluk
doğurmasına ek olarak, nedeni ne olursa olsun bir de kaldırılırsa, halkta
eziklik yaratmakta, ulusal coşkuyu ağır biçimde zedelemektedir. Oysa içinde bulunduğumuz nazik günlerde Ulusun moral ve motivasyona gereksinimi çok fazladır, bunu elbet
kabul edersiniz.

Sonuç olarak;

Sayın Gül,

Köşk resepsiyonunun TBMM Başkanının size vekaleti ile yapılmasını sağlamanız
sizin için ve ülkemiz için, kaç bin yıllık devlet geleneği olan kadim Türkiye’miz için çok hayırlı olacaktır. Biliyorum, çok hastasınız ama Yüce Atatürk de
Sakarya savaşını kırık iki kaburgası ile at sırtında acılar içinde yönetmişti.
Birçok muharebede sıtma nedeniyle ateşler içinde avuç avuç kinin alarak
insanüstü çaba göstermişti. Sizden kalkıp resepsiyona gelmenizi değil ama
ağzınızdan çıkacak 2 sözcükle, bu kabulün yapılmasını sağlamanızı mutlaka diliyoruz.

Saygıdeğer Genel Sekreterinizden, özel kaleminizden ve danışmanlarınızdan bu
açık mektubumuzun size derhal yansıtılması için özel ilgi ve yardım rica ediyoruz.

Bağlarken:

(1) Bir kez daha hızla iyileşmenizi diliyorum;

(2) Büyük 30 Ağustos bayramınızı kutluyorm ve

(3) Bu akşam Köşkte 30 Ağustos Kutlama Kabul töreninin yapılmasına izinlerinizi
ısrarla ve önemle bir kez daha arz ve talep ediyorum.

30 Ağustos 2012, Tekirdağ.

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
www.ahmetsaltik.net

Sn. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e açık mektup.. İVEDİDİR..” hakkında 2 yorum

  1. Ahmet SALTIK Yazar

    KUTLAMAMIN KABULÜ RİCASIYLA

    Değerli hocamız,

    Cumhurbaşkanı seçili bulunan Abdullah Gül’e olan yazınız nedeniyle sizi kutlamama izninizi rica ediyorum. Hukukun,Tıbbın, Kamu yönetiminin bilimsel bir sentezi olan o yazınız, kanımca geleceğe ders olacak bir öğreti niteliğindedir. Size sarılıyor yanaklarınızdan öpüyorum.

    Sevgi ve saygılarımla.
    30 Ağustos 2012

    Ali Nejat ÖLÇEN
    alinejat@olcen.net

    ===========================================0
    Cumhuriyetimizin ağabeyi, 90’lık bilge Sayın Dr. Ali Nejat Ölçen’e
    engin teşekkürürmüzü aynı gün telefonla sunduk..

    Sevgi ve saygı ile.
    İstanbul, 31.8.12

    Dr. Ahmet Saltık
    http://www.ahmetsaltik.net

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir