03 Ağustos 2012
Çetin Ünsalan
Sağlık Bakanlığı, çalışanlarına, görev yaptıkları kuruma 30 dakika mesafede oturma şartı getirdi. Neden? İhtiyaç durumunda gelebilsinler diye… ‘Bırak işini kaşı başını’ derler ya tam da öyle bir uygulama…
Sanki sağlık alanında tüm sorunlar bitti, bir tarafta vatandaşın katkı paylarıyla soyulması diğer tarafta personelin göz önünde öldürülmesi halledildi; ilaçtan bakıma tüm problemler ortadan kalktı da şimdi bunu konuşuyoruz. Ama ben son söyleyeceğimi ilk başta belirteyim: Bu iptal edilen tam gün yasasının rövanşıdır.
Valiliklere gönderilen genelgede bu gereklilik hatırlatılıyor. Şimdi bu işin tutar yanı olmamakla birlikte, son derece keyfiyet içeren de bir görüntü veriyor. Elbette sağlık çalışanı da evine yakın bir yerde çalışmak ister. Ama yaşam ve şehir koşulları malûm…
Mesela lüks bir semtte ya da o kişinin aldığı maaşı zorlayan bir ilçede yer alan kamu hastanesinde görevlisi ise, 30 dakikalık mesafede tutacağı eve aldığı maaş yetecek midir? İş orada da bitmiyor… Oranın yaşam koşulları, çocuklarını okutmanın maliyeti, çarşı pazardaki fiyatlar gibi faktörleri de ekleyin üstüne…
Bir tarafta insanları sözleşmeli hale getirmek için elinizden gelen her şeyi yapacaksınız, diğer tarafta ilaç firmaları karşısındaki kuzu tavrınızdan sıyrılıp, personelinize aslan kesileceksiniz. Ayrıca anlamıyorum niye acilen gelmeleri gerekiyor. Yani böyle bir zorunluluk olamayacağı gibi, olağanüstü durumlar dışında zaten kurumlarda nöbetçi personel yok mu?
Yok, nöbetçilik sistemini kaldırmayı planlayan varsa, ondan da haberimiz olsun. Olağanüstü durum ne sıklıkta olur? Ama ben olağanüstü durumlar biliyorum. Çalışanlarının ikametgâh adresiyle ilgilenen Sağlık Bakanlığı, önce bakımı yapılmadığı için kızağa çekilen ve bu nedenle de eksik araçlarla hizmet veren 112 acil servisine baksın. Orada çalışanlara kulak verin. Belki o zaman daha sağlıklı işlerle uğraşırsınız.
Ayrıca madem böyle bir zorunluluk getiriliyor, bunu bir müjde olarak mı algılamalı sağlık çalışanları? Bakan çıkıp şunu mu diyecek? “Arkadaşlar hepinizi kapsayacak şekilde lojman projesi başlattık. Bundan sonra 30 dakika içinde hastanede olabileceksiniz. Çünkü sizi lojmandan alıp, hastaneye biz getireceğiz?” Var mı ortalarda böyle bir babayiğit?
Türk Sağlık Sen Başkanı Önder Kahveci ise daha dramatik bir noktaya dikkat çekiyor. Elbette böyle bir dayatmanın yapılamayacağının altını çizdikten sonra: “Daha önce torba yasa ile tüm memurlar için uygulamadan kalkan bu yasağın, sağlık çalışanları için tekrar getirilmesi adaletsizliktir, haksızlıktır.” Şüphesiz herkes işine yakın noktada oturmak ister. Zaten insanların talebi de bu yöndedir. Ama eğer daha uzak bir noktada ise bunun ya maddi ya da tarihsel bir nedeni vardır. O mahallenin insanıdır, oraya yaşamaya devam etmek ister ya da maddi gücü ölçüsünde barınma ihtiyacını giderir.
Böyle bir uygulamanın hayata geçemeyeceğini ve mantıksız olduğunu Sağlık Bakanlığı da biliyor. Ama dedim ya, bu bir rövanş. Hukuk önünde kazanılan tam gün yasası iptalinin acısı çıkartılmak isteniyor. Peki ya ısrar gelirse? Bence sağlık çalışanları hastanelerin bahçesine çadır kursun. Belki o zaman ortadaki saçmalığın boyutu anlaşılabilir.
Çetin Ünsalan
cetinunsalan@yahoo.com
ulusalkanal.com.tr