Merhaba Sayin Grup Uyeleri,
Akdeniz Universitesi Tip Fakultesi Halk Sagligi AD ogretim uyesi Doc.Dr. Ilker Belek, Universitede ogrencileri ile turban konusunu tartistigi icin Universite yonetimi tarafindan kendisine Disiplin Cezasi verilmistir. Konu ile ilgili dernek yonetim kurulumuzun basin aciklamasi metni asagida ve ekte gorebilirsiniz. Bu metin Akdeniz Universitesi Rektorlugu ve Tip Fakultesi Dekanligina da gonderildi.
Saygilarimla… 19.07.2012
Tayyar Sasmaz, Doc.Dr.
HASUDER YK Uyesi
HERHANGİ BİR TARTIŞMA NEDENİ İLE BİR ÖĞRETİM ÜYESİNE CEZA VERİLMESİ
KAYGI VERİCİDİR
Üniversite ortamları özgür tartışma ortamlarıdır ve hemen her konu bu ortamlarda karşı tarafın haklarına zarar vermeksizin özgürce tartışılabilmelidir. Buna karşın, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi ve üyemiz Doç. Dr. İlker Belek’e YÖK Disiplin Yönetmeliği uyarınca öğrencileri ile türban konusunda yaptığı bir tartışmadan dolayı ceza verilmiştir.
Türban konusu Türkiye’de pek çok ortamda uzun zandan bu yana tartışılmaktadır. Bununla ilgili “türbanın” üniversiter eğitim sürecinde
yer alamayacağı konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Danıştay ve
Anayasa Mahkemesi (2008) kararları vardır. Türban ve benzeri dini simgelerin üniversiter ortamda kullanımının serbest bırakılması bir dizi yasal değişiklik gerektirir. Üniversite yönetimleri yasal düzenlemelere uyulması yerine öğretim üyelerinin sürece göz yummalarını istemektedir.
Bu kolaycı yaklaşım ilkesel bağlamda direnç gösteren öğretim üyelerinin birer hedef olmasına neden olmaktadır. Bu zoraki açmazdan başta üniversite yönetimleri olmak üzere hükümete kadar uzanan karar vericiler sorumludur.
Öğrencileri ile dinsel simgelerle sağlık hizmeti verme konusunu akademik dille tartışan ve var olan düzenlemelere uyulmasını isteyen, aynı zamanda bir üyemiz olan Doç. Dr. İlker Belek hakkında Akdeniz Üniversitesi yönetimince soruşturma açılmış, sonucunda da ceza verilmiştir. Bu noktada temel ironi, öğrencilerinin ezberlerini zorlayarak simgelerin ayrımcılık aracı olacağını aktarmaya çalışan, bir akademisyenin yapması gerektiği gibi düşündürmeyi, tartıştırmayı, sorgulamayı öğrencilerine aktarmaya çalışan Dr. Belek’in Üniversite yönetimince “dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayırımı yapmak” suçlamasıyla cezalandırılmasıdır.
Ayrımcılığa karşı olduğu için tartışma yapan öğretim üyesi ayrımcılık yapmakla suçlanmış ve cezalandırılmıştır.
Üniversite yönetimleri siyasal iktidarların isteklerinin değil, akademik değerlerin savunucuları olmalıdırlar; sorgulayıcı düşüncenin geliştirilmesini desteklemekle yükümlüdürler; bulundukları konum gereği çifte standart oluşmasını engellemek için akademisyenleri öğrenci ile karşı karşıya getirecek çözümsüzlük süreçlerini değil var olan düzenlemelerin uygulanmasını sağlamalıdırlar.
Üniversite ortamlarında her türlü düşünce özgürce kendini ifade edebilmelidir. Tartışmadan dolayı ceza verilmesi düşünce ve fikir özgürlüğü ilkesini zedeler. Herkes kendi fikrini savunabilmelidir ve bundan dolayı
ceza verilmesi kabul edilemez bir yaklaşımdır.
Bu süreçte yaşananları ve meslektaşımızın başına geleni kaygı ve üzüntüyle karşılıyoruz.
HALK SAĞLIĞI UZMANLARI DERNEĞİ YÖNETİM KURULU
Dostlar,
Yukarıya aldığım HASUDER basın açıklamasına aşağıdaki yanıtı yazarak yanıtladım..
Değerli Arkadaşlar,
Bu haberi ben de kaygı ile karşılıyorum.
1999’da türban sorunuyla uğraşırken, malum bir gerici gazete fotoğrafımızı da basarak manşet üstü haberle
PROFESÖR MÜ PROVOKATÖR MÜ!
diye açıkça hedef göstermişti.
O zaman iyi kötü devlet vardı ki, 1 yıl yakın polis korumasına alınmıştık..
Şimdi ise Devlet türbanı eleştirenlere ön alarak, kesin kararlılıkla ceza vermekte..
Doç. Dr. İlker GELİŞEN’e verilen disiplin cezası bir göstergedir.
Sevgili İlker’in CEZASINI PAYLAŞIYORUM..
http://www.ahmetsaltik.net
adresli siteme, tümüyle paylaştığım HASUDER basın açıklamasını aynen aldım ve yorumumu da yazdım.
Okunmak istenirse sitemiz ziyaret edilebilir..
========================================================
Dostlar,
İşin “TÜRBAN DAYATMASININ” nerelere tırmandırıldığını izliyoruz..
Öyle ki; ülkedeki tüm yüksek yargı kararlarını, herkesi ama herkesi TBMM’yi, mahkemeleri, gerçek-tüzel tüm kişileri… bağlayan Anayasa Mahkemesi kararlarına karşın (Anayasa md. 153/son: Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.), CHP Genel Başkanı
Sn. Kemal Kılçdaroğlu’nun yeşil ışık yakmasıyla 2011’de de facto olarak, üniversitelere sokuldu..
Sayın Kılıçdaroğlu, LAİKLİK TEHLİKEDE DEĞİL.. diye dursun, devlet dairelerinde “laik devletin” memurları da hızla yaygınlaşan biçimde türbana bürünmekteler.
Savunma hattı, türban fedailerince öylesine ileri hatlarda kurulmaktadır ki, ağzını açan hemen cezalandırılsın ve caydırılsın..
Tüm hukuk kuralları çiğnenmiş, hatta AİHM’nin temyizde de red kararıyla
TÜRBANIN BİR İNSAN HAKKI OLMADIĞI
mutlak anlamda kesinleştiği halde yargı kararlarını açıkça suç işleyerek çiğneyenler yavuz hırsız rolündedir ve kraldan çoook kralcılıkla en küçük bir karşı duruşu kahir bir sistematik tavırla bastırmak, boğmak durumundalar.
İlgili ilgisiz herkesin, CHP’nin ve laikliği tehlikede görmeyen Sn. Başkanı Kılıçdaroğlu’nun bilgisine sunuyoruz.
YÖK’ü bu kararından dolayı kınıyoruz.
Yargı organlarının bu açık hukuksuzluğu düzelteceğini umuyoruz.
Arkadaşımız Sn. Doç. Dr. İlker Belek ile dayanışmamızı açıklıyoruz.
Tüm Türkiye kamuoyunu dayanışma ve duyarlığa çağırıyoruz.
Sevgi ve saygı ile.
19 Temmuz 2012, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
http://www.ahmetsaltik.net