Tansel Çölaşan
ADD Önceki Genel Başkanlarından
https://www.add.org.tr/2021/11/27/cokertilmekte-olan-turkiye-vatanimiz-cumhuriyetimiz/ 28.11.2021
- “Çökertilmekte” olan Türkiye.. Vatanımız, Cumhuriyetimiz!
**
İktidarın, “2023’e kadar seçim yok” sözü mecburiyetten söylenmiş bir sözdür. 19 yıllık iktidar, ülkemizi, geriye dönülmesi çok güç, ağır bir buhrana, her yönü ile yıkıma sürüklemiştir.
Bu koşulları yaratan iktidar, kendi açısından da ağır bir yıkım sorunu yaşamakta ve
yasal zeminde yapılacak bir seçimde yitireceğini bilmektedir. Aslında Cumhurbaşkanı, aldığı dış destekle geldiği, kazandığı yeri (mevziyi) yitirmek istememekte partiyi de arkasında sürüklemektedir.
**
2023’te yani olağan zamanında, birlikte yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçiminde Cumhurbaşkanının 3. kez Cumhurbaşkanlığına aday olması Anayasa karşısında mümkün değildir. Görevini bırakmak zorundadır.
Anayasamız, TBMM’nin 2023 öncesinde bir erken seçim kararı alması halinde, cumhurbaşkanına 3. kez aday olma hakkı tanıyor. Ama seçmen gözünde eski
yerini yitirdiğini gören Cumhurbaşkanı, Anayasa‘daki seçilme şartını (%50+1)
sağlayamayacağı bir seçime girmek istemiyor.
“50+1″i tartışmaya açarak kaldırmak hamlesi de karşılık bulmadı. Düşen oyları yükseltmek için Seçim yasasında yapmayı düşündükleri değişikliği Meclisten geçirebilseler de, bu değişiklik, üstünden bir yıl geçmeden uygulanamayacak. Oysa zaman sınırlı.
Ayrıca ekonomik kriz öncelik kazandı; açlık sınırı altında yaşamaya mahkum ettikleri halkın boğazından geçecek son lokmaya da göz dikerek kur üzerinden aldıkları son ekonomik kararlar beklenen sonu hızlandırdı.
Muhalefet erken seçim için çağrı mitingleri düzenleme kararı aldı. (AKP’nin seçim sistemi üzerinde yaptığı değişiklikler düzeltilmeden seçime gitmenin yanlışlığı ayrı bir yazı konusudur.)
Bu koşullar altında Cumhurbaşkanının, elindeki kozu daha erken devreye sokacağını düşünmek yanlış olmaz. Dün toplanan MGK kararında;
- “Türkiye’nin… ekonomi politikalarını hayata geçirme sürecinde karşılaştığı ve karşılaşabileceği sınamalar ve ‘tehditler’ de değerlendirilmiştir…”
denilerek, adı konmasa da ilk kez ekonomik durum “milli güvenlik sorunu” olarak yer alıyor..
O zaman muhalefetin görevi gereği ekonomik yıkımı dillendirmesi, yazılı basın ya da sosyal medyada yer alması gibi haller de pekala iktidar tarafından, MGK kararında belirtildiği gibi ‘tehdit’ olarak algılanabilecek ve “milli güvenlik” sorunu olarak engellenmek istenecektir.
Nitekim MGK’nın, Cumhurbaşkanının “ekonomik kurtuluş savaşı veriyoruz” sözleri sonrasında toplanarak bu kararı verdiği de bilinmektedir.
- Hatta CHP’nin, PKK’ya yardım ve yataklıktan kapatılma senaryosunun bile işletilmesi söz konusu olursa şaşmamak gerekir!
Çünkü aynı MGK kararında yine alışılmışın dışında; “….. PKK… terör örgütüne ‘gayri meşru destek verenlerden’….” bahsedilmektedir. Mehmet Barlas boşuna mı konuştu sorusu akla geliyor.
**
“Kaos senaryoları mı işletilecektir” sorularını düşünmek bile istemiyoruz.
Kısacası güzel ülkemiz, Cumhuriyetimiz100. yılına girerken son Anayasa değişikliği ile getirilen ucube “tek adam rejimi” ile hızla demokrasiden uzaklaşmış, Arap yarımadasında gördüğümüz kabile devletleri sıralamasına düşmüş, ekonomik, siyasal.. her alanda çökme noktasına gelmiştir.
Yeniden bir kurtuluş savaşı verme noktasında olduğumuz doğrudur.
Ama bu savaş iktidarın, tüm başarısızlıklarına karşın iktidarı bırakmama savaşı değil, HALKIN yaşam savaşıdır.
Ulusun, Cumhuriyet’imizi her türlü saldırıdan koruyarak yeniden inşa etmek savaşıdır.