Prof. Dr. Halil ÇİVİ
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı
Kendimize şu temel soruyu sorarak konuyu anlamaya ve anlatmaya çalışalım:
Eğer Cumhuriyet rejimi ve Atatürk Devrimleri‘nin; başta eşit eğitim hakları ve karma eğitim modeli olmak üzere, erkekler ve kadınlara fırsat eşitliğine bağlı olarak tanıdığı ekonomik, sosyal, hukuksal, kültürel ve sportif alandaki olanaklar olmasaydı kadınlarımız Dünya Voleybol Şampiyonu olabilirler miydi?
Acaba M. KEMAL ATATÜRK‘ün kurmuş olduğu demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti kurulup 100 yıldır yaşamamış olsaydı, halkımıza böyle evrensel nitelikli ulusal bir gurur ve üstün başarı yaşatılabilir miydi? Hiç sanmam…
Hiç kuşkusuz bu üstün başarılarından dolayı ” filenin sultanları” olarak adlandırılan, aslına bakarsanız Cumhuriyet ideallerine sahip Atatürk’ün kızlarının, kadın-erkek eşitliği ve laik, karma eğitimin üstün nitelikli somut meyveleri olan kadın milli voleybol takımımızın bize yaşattıkları bu büyük sevinç ve gururdan dolayı, bu gençlerimizi yürekten kutlar, başarılarının kalıcı olmasını dilerim.
Hiç kuşku yok ki; bu vb. üstün ve güzel sonuçların arkasında her zaman Türkiye Cumhuriyeti’ nin özgür akla ve çağdaş bilime dayalı temel ve çağcıl paradigması (değerler dizgesi) vardır.
Peki Kurtuluş ve Kuruluş hareketlerinden beslenip ,somutlaşmış bir ulus devlet biçimine dönüşen Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel paradigması kısaca nedir?
Bu paradigmanın dizelgeleri ya da değerler sisteminin temel bileşenleri çok kısa olarak şöyle özetlenebilir :
– Evrensel hukukun üstünlüğüne,
– Ulusal egemenliğe,
– Tam bağımsızlığa,
– Özgür aklın ve deneysel bilimin yol göstericiliğine,
– Ödünsüz laikliğe,
– Çağdaş ve evrensel demokrasiye,
– Din ve vicdan özgürlüğüne,
– Kadın-erkek vb. cinsiyet ayrımını yok edip, yasalar önündeki hak ve görev eşitliğine,
– Karma eğitime,
– Fırsat eşitliğine,
– Yaraşırlığa (Liyakata),
– Demokratik parlamenter siyasal rejime…
- Yani ödünsüz olarak, her alanda dinamik, devrimci ve çağdaş uygarlığa dayalı bir değerler sistemi ile yaşamaya programlanmak ve bunu sonsuza dek sürdürebilmek…
Türk Ulusu‘nun değerler dizgesinde, Türk kadının İslam öncesi, İslamiyet ve Cumhuriyet dönemlerinin yaşam biçimleri ve değerler sistemini yansıtan bir şiirimi, Dünya şampiyonu olan voleybolcu genç kadınlarımız başta olmak üzere tüm kadınlarımıza adamak istiyorum.
***
TÜRK KADINI ve DEVRİMLER
Türk yurdunda kadınlar, sürer, eker, biçerdi.
Sofrada dışlanmazdı, erkekle yer, içerdi.
Eski Türk kadınları at biner, ok atardı.
Düşman yurda saldırsa, cephede saf tutardı.
Kadim Türk töresiydi, kadına üstün değer,
Hatun doğru söylerse, Hakan ona baş eğer.
Ailede, toplumda, erkekle kadın birdi.
Hakan, Hatun devleti birlikte yönetirdi.
Eski Türk töresinde Hakan, Hatun eşitti,
Devlet din değiştirdi, eşitlik elden gitti.
İslam çağdaş bir dindi, güzel ahlak diniydi,
Adalet ve eşitlik bu dinin temeliydi.
Allah’ın kitabını, Kur’an’ı çarpıttılar,
Ulema kisvesiyle, örfü dine kattılar.
Arap örfü din oldu, din adına boy attı,
Ekek egemen Arap, bu örfleri dayattı.
Arap kültürü ile fetvaya başladılar,
Toplumdan, mesleklerden kadını dışladılar.
Kadını hakir gördü, bir kenara attılar,
Peçe, çarşaf giydirdi, kafese kapattılar.
Üretimden dışlandı, üretken elin hası,
Üstüne kuma geldi, bu da işin cabası.
Bedenine laf etti eksik etek dediler,
Maldan, mülkden dışladı, haklarını yediler.
Bazen cariye yapıp, pazarlarda sattılar.
Sultan mezesi yapıp hareme kapattılar.
Cumhuriyet gelince, hak, adalet dirildi,
Kadınların hakları birer birer verildi.
Medeni Kanun geldi, kumalığı kaldırdı,
Mülkiyet eşitlendi, mirastan pay aldırdı.
Kadınların üstüne ” Devrimler” güneş oldu.
Kadın öz kimliğini bu devrimlerde buldu.
Kıyafet devrimleri çözüm getirdi kökten,
Türk kadını kurtuldu, çağ dışı bir kılıktan.
Attı çarşaf, peçeyi, parçaladı kafesi,
Hem seçti, hem seçildi, daha gür çıktı sesi.
Kadınlar eğitildi, üretime katıldı,
Doktor, avukat, mimar… her mesleğe atıldı.
Kadın erkek bir oldu, parçalar bütünleşti,
Bilim, üretim san’at… kuvvet buldu, gürleşti.
Uyan ey Türk kadını, sen artık kul değilsin,
Haksızlığa baş eğme, başlar sana eğilsin.
Atatürk Devrimleri toplumsal bir ilaçtır,
Kadın, erkek tüm ulus, devrimlere muhtaçtır.
Ey kadınlar eşitiz, Cumhuriyet bizimdir,
Kul değiliz, yurttaşız, Devrim hepimizindir.
Halil Çivi, bu sözler Devrimler için azdır.
Atatürk sevgisini tüm gönüllere kazdır.
***
19 Kasım 2007/ İnönü Üniversitesi, Malatya
Son sözlerim de şu olsun:
Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal, zorunlu ve çağdaş felsefesi ya da değerler sistemini görmezden gelip; akılcı, bilimsel, pedagojik, psikolojik ve bilimsel uzmanlık ve bilgilerden yoksun dinci bazı cemaat-tarikat şeyhleri ile protokoller imzalayıp; yine çocuk eğitiminde yeterli bilgi sahibi olmayan müftüler, imamlar ve vaizler eliyle çocuklarımızın körpe beyinlerine. teokratik, feodal Arap kültürünün değerler sistemini boca etmeyi amaçlayan ÇEDES Pojesi ve karma eğimden vazgeçmeyi dayatan, İslam dinine değil, Arap örfüne dayalı, gayri milli eğitim politikasından ivedilikle (acilen), derhal vazgeçilmelidir.