Etiket arşivi: toplumsallaşma süreci

TOPLUMBİLİM AÇISINDAN SURİYELİ, AFGAN “İTHAL NÜFUS” SORUNU VE TÜRK TOPLUMU OLARAK VARLIĞINI SÜRDÜRMENİN KOŞULLARI!

Prof. Dr. Özer Ozankaya
Toplumbilimci, ADD Kurucu Üyesi ve 4. Genel Başkanı
TOPLUMBILIM-ACISINDAN.pdf (add.org.tr)

AKP yönetiminin özellikle “yabancı göçmen nüfus ithali” konusunda izlediği siyaset, çağdaş Türk toplumunun varlığını koruyup sürdürebilmesinin temel koşullarını zayıflatıcı ve yıkıcı niteliktedir.

Toplumbilimin temel bir saptamasıdır ki, bir toplumun var olabilmesi ve varlığını sürdürebilmesi için etkin biçimde yerine getirilmesi zorunlu olan temel işlevler vardır.

Suriye, Afganistan, vb. ülkelerden çoğu erkek milyonlarca yetişkin insanın ülkemize uzun süreler için gelip/getirilip yaşatılması durumunda, bu temel toplumsal işlevler yerine getirilemez olurlar.

  • Böyle bir durum, toplumbilimde, “toplumsal çözülme” olarak nitelenmektedir.

Uyumlu bir bütünlük olması gereken toplumun var olabilmesi ve yaşamını sürdürebilmesi için etkin biçimde yerine getirilmeleri gereken işlevler şunlardır :

1- KUŞAKLARIN SÜREKLİLİĞİNİN SAĞLANMASI :

Toplumun varlığı, onu oluşturan nüfusun yenilenmesine bağlıdır. Bir toplumun nüfus gereksinmesi ise, asıl olarak başka toplumlardan yetişkin nüfus almak yoluyla karşılanamaz. Çünkü toplum yaşamının zorunlu öğesi olan uyum ve dayanışma, ancak bireylerde kimi ortaklaşa düşünce ve bağlılık duygularının oluşmasıyla sağlanabilir.

Temel kültürel değerler de diyebileceğimiz bu düşünce ve bağlılık duyguları, asıl olarak, bir toplumun içinde doğup büyümüş olanlarda gereğince oluşabilir.

Öyleyse bir toplum, üyelerinin pek büyük bölümünü doğumlar yoluyla sağlamak zorundadır. Çünkü doğumlar yalnızca «biyolojik» nitelikte bir olgu türü olmayıp, başta aile olmak üzere, devlet, eğitim, ekonomi ve “üstün değerler”den oluşan toplumsal yapı içinde yer alan bir toplumsal olgudur.

2- YENİ NÜFUSUN TOPLUMA HAZIRLANMASI :

Demek ki sorun yalnız yeni nüfus kazanmak sorunu değildir. Toplumun kural ve değerlerinin
çevresinde örgütlendiği «dünya, toplum, insan anlayışı» başta olmak üzere toplumda «normal»
sayılan binlerce davranış kalıplarını öğretmek ve benimsetmek de gerekir: bu ise bir toplumun
kültürü içinde gerçekleşir.

Bu toplumsallaşma sürecinin gerçekleştiği yerlerin başında “eğitim
kurumları” yer alır.

3- YAŞAMANIN ANLAMI VE AMACI :

Bir toplumun gücü ve etkin işleyişi, orada yaygın olan yaşama biçiminin iyi ve yaşanmaya değer
olduğu inancını oluşturup sürdürmesine de bağlıdır.

Bunu sağlayan, toplumun ahlakı, toplumsal davranışları düzenleyen kurallarıdır.

Bunları genel bir deyişle «inançlar, bağlılıklar, üyelikler» diye adlandırabiliriz.

Bilimsel, ideolojik, dinsel örgüt ve kurumlar bunların başlıcalarıdır. Kuralsızlık durumları, insanların neyin doğru neyin yanlış olduğunu, toplumsal beklentilerin ne olduğunu
bilememelerine ve «amaç düşüncesi»ni yitirmelerine yol açar. Toplumbilimleri, böyle bir kuralsızlık durumunun ve bunun sonucu ortaya çıkan «toplumsal çözülme”nin bireyleri intihara varan bunalımlara düşürdüğünü ortaya koymuştur.

Görüldüğü gibi, Türk toplumuna bütün bu süreçleri kendi içinde geçirmemiş olan milyonlarca insanı sokup onlara burada kalıcı olarak yaşama yolunu açmak, “toplum” doğasına aykırı, çünkü her tür ve dereceden davranış bozukluklarına, giderek toplumsal çözülmeye yol açan bir suikast kurmak anlamı taşır.

Bknz. Özer Ozankaya, Toplumbilim, CEM Yay., “Toplumsal Yapı” bölümü