Halka meydan okuyan hükümet!
Prof. Dr. Örsan K. ÖYMEN
Cumhuriyet, 23.9.19
31 Mart ve 23 Haziran 2019 belediye seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı olan Ekrem İmamoğlu, İstanbul’un tarihinde en yüksek oyla seçilmiş belediye başkanlarından biridir.
İstanbul’da yaklaşık 16 milyon vatandaş yaşamaktadır. İstanbul kenti, Yunanistan’dan, Belçika’dan, Portekiz’den, İrlanda’dan, Avusturya’dan, İsviçre’den, İsveç’ten, Norveç’ten, Finlandiya’dan, Danimarka’dan daha çok nüfusa sahip olan, dünyanın en büyük kentlerinden biridir. Ekrem İmamoğlu, bir ülkeden fazla nüfusu olan İstanbul’da geniş halk kitlelerinin desteğini alarak seçildiği halde, AKP hükümetinin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın, Ekrem İmamoğlu’na yönelik baskı uygulaması, hükümetin propagandasını yapmayı kendisine meslek edinmiş sözde medyanın Ekrem İmamoğlu’nun aleyhinde sistematik yayın yapması, iktidarın, artık milletin iradesini umursamadığının göstergesidir. İktidar hırsı ve siyaset-ticaret-cemaat-medya dörtgenindeki çıkar ilişkileri, AKP’yi ve Erdoğan’ı, halkın tercihini yok sayma noktasına dek getirmiştir.
Önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ekrem İmamoğlu’nu “pejmürde” etmekle tehdit etmiştir! Ülkenin güvenliğini sağlamakla yükümlü bir Bakan, bu hareketiyle, salt Ekrem İmamoğlu’na değil O’na oy veren milyonlarca vatandaşa da meydan okumuş, halkı provokasyona sevk etmiştir.
Arkasından, CHP’nin İstanbul seçimlerini kazanmasında önemli rol oynayan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na, yıllar öncesinde sosyal medyada yaptığı kimi açıklamalarından dolayı, hükümetten talimat alarak karar veren sözde yargıçlar tarafından hapis cezası verilmiştir!
Daha sonra Erdoğan, büyükşehir belediye başkanlarını makamına davet etmiş, davet ettiği Ekrem İmamoğlu’nu, medyanın önünde eleştirmiştir. Bu da yetmiyormuş gibi, Ekrem İmamoğlu kırık bir sandalyeye oturtulmuş ve bunun sonucunda yere düşmüştür!
Otuz belediye başkanının olduğu ve hangi belediye başkanının nerede oturacağının önceden belirlendiği bir toplantıda, yalnızca Ekrem İmamoğlu’nun sandalyesinin kırık çıkması bir rastlantı mıdır? Erdoğan, Ekrem İmamoğlu’na geçmiş olsun dileğinde bulunup, sandalyenin neden kırık çıktığına ilişkin kurum içi soruşturma başlatacağına, bunun sorumlularını ve kasıt olup olmadığını ortaya çıkaracağına; olayı “israf yaptın” gibi bir “espiriyle” geçiştirmiştir. (AS: RTE, İmmoğlu’ndan, her şeyin ultra lüks olduğu sarayda, özür dilemeliydi ev sahibi olarak..) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de ardından, Ekrem İmamoğlu için, “kırık sandalyeli” ve İstanbul’daki araç israfını deşifre etti diye, “çıldırmış” ifadelerini kullanmıştır.
Ekrem İmamoğlu, tam üç ay önce, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Ekrem İmamoğlu bu üç ay içinde, halktan aldığı yetkiyle, belediyede üst yönetimde kendi kadrolarını oluşturdu; gerici – dinci vakıflara ve iktidardan akraba torpilli vakıflara yüzlerce milyon TL’lik yardımı kesti; hükümetin propagandasını yapan sözde medyaya onlarca milyon TL’lik desteğe son verdi; iptal edilen 31 Mart 2019 seçimlerinden sonra, seçimin tekrarı gerçekleşmeden, ihtiyaca ve liyakate bakılmaksızın torpille işe alınanların ve AKP “trollerinin” işine son verdi; pejmürde olmuş Esenler Otogarı’nı belediye bünyesine kazandırarak yeniden yapılandırdı; su faturalarının ve öğrenci ulaşımının ücretini düşürdü; gece kara ve deniz ulaşımını yaygınlaştırdı; metrobüs, otobüs, metro ve vapur seferlerini artırdı; durma noktasına gelen bazı metro inşaatlarını yeniden başlattı; yüzlerce milyon TL’lik kiralık araç israfını, bir TRT dizisine aktarılan onlarca milyon TL’lik ve bir tiyatro oyununa aktarılan yüz binlerce TL’lik israfı deşifre etti ve tasarruf seferberliği başlattı; yeni kreşlerin açılması, yeşil alanların korunması ve genişletilmesi, depreme karşı önlemlerin alınması ve kültür-sanat projelerinin yaygınlaşması için çalışmalara başladı.
AKP ve MHP ise, üç ayda bunları yapan belediye başkanını hedef haline getirdi! Neden? Bunları yaptığı için!
- Yeryüzünde, çok partili serbest seçimli bir düzende, halka meydan okuyan bir hükümetin iktidarda kalma şansı yüzde sıfırdır.
Anlaşılan, AKP ve MHP, halk sayesinde değil, halka rağmen iktidarda kalmanın altyapısını hazırlamaktadır.