Etiket arşivi: Osman PAMUKOĞLU Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı

OSMAN PAMUKOĞLU : DEMOKRASİ Mİ DEDİNİZ??

DEMOKRASİ Mİ DEDİNİZ?? 

OSMAN PAMUKOĞLU

Erdemli bir insanda hiçbir şey özgürlük aşkından daha derin değildir… 

 

DEMOKRASİ Mİ DEDİNİZ?.

Demokrasilerde partiler sistemin can damarıdır. Bu nedenle her ülkede saygı duyulacak ve güvenilecek parti ve politikacıların bulunması halk için yaşamsaldır..

Politikacıları yozlaşmaya halkın zorladığı da çok yanlış bir düşünce değildir.
Toplum ahlaksal değerlere kulak asmadan, yalnızca para ve güç istiyorsa politikacıların kokuşmuşluğuna şaşmamalıdır. Bir ülkenin çivisi sökülmüşse sorumluluk
yalnızca politikacılarda değil, halka da aittir..

Her yurttaş ülkesinde olup bitenden, iyi giden de kötü giden de her şeyin birinci derecede sorumlusudur, 3 maymunu oynayamaz..

Halkın bütününün siyasal görüşü, dünyaya bakışı meclisler de temsil edilemiyorsa, ortada seçim yasaları ve seçim yöntemlerini kendi çıkarlarına göre yürüten
“demokrasi şarlatanları” olduğunu gösterir..

Demokrasileri tehlikeye ve zayıf duruma düşüren neden ona karşı olanların varlığı değildir. Tehlike; yurttaşların tutarsızlıkları, siyasal partilerin gelgitleri, yabancı
dış otoritelere ve toplumun başta kimler varsa, onlara boyun eğmekten gelmektedir..

Hak arayıp hesap sormayı beceremeyen bir toplum, hak iddiasında da bulunamaz, demokratik bir rejim de tesis edemez..

Halkın idarede söz ve hak sahibi olduğu demokrasi yolu, kolay olmadığı için,
zor göze alınan bir yoldur. Bu yol, çok sayıda insana çok fazla sorumluluk yükleyen
bir güzergahdır..

Demokrasi için en büyük tehlikelerden biri de onu “bir sayı sisteminden başka bir şey olmadığı” şekline dönüştürmektir.

Demokrasi demek erdemli insan demektir. Sarp ve dikenli bir yoldur, emek ve fedakarlık gerektirir..

Her devirde olduğu gibi, halka cahil ve kandırılabilinir yığınlar muamelesi yapmaya devam eden siyasiler olacaktır. Tavır koymaktan aciz toplumlarda bu tutum olağan bir hal halini alacaktır..

Yozlaşmış demokrasinin bir takım özellikleri veya seçme, seçilme yasalarının kötü ve siyasal çıkarlara göre düzenlenmesi, bir tiranın ortaya çıkıp kendi durumunu sağlamlaştırmasına neden olur. Tiran da halk da dalkavuğa büyük değer verir. Tiran, insanların az eğitim almışlarından ve yoksullarından hoşlanır, önünde yerlere kapananları sever..

Tipik bir tiran (siyasi gücü elinde tutan zorba), ciddi ve özgürlüğe eğilimli insanlardan hoşlanmaz. Kendini tek güç sayar; birisi kalkıp kendi düşüncelerini özgürce söylemeye hakkı olduğunu iddia ederse, tirana üstünlüğünden ve mutlak efendi olmasından bir şeyler eksiliyormuş gibi gelir. Düşünce ve fikir sahiplerinden tiranın hoşlanmayışı, büyük bir korkuya dayanır. Bu gibi kimseler onun konumunun potansiyel yıkıcılarıdır..

Tiranın ülkesinde yurttaşlarına karşı izlediği politika, amaçlara göre üç başlık altında toplanabilir: Bağımsız kafaları olmamasını, birbirlerine güvenmemelerini ve her hangi bir şeyi gerçekleştirecek güçleri bulunmamasını ister. Bu üç noktadan birincisinin anlamı besbellidir; o cılız kafalar bir direniş tasarlayamazlar. İkincisi, insanlar belli düzeyde bir bilince sahip olmadan tiranlığı yıktığı hiç görülmemiştir. Dolayısıyla tiranlar, liyakatli insanlara, kendileri için tehlikeli gördüklerine her zaman düşmanlık güderler. Üçüncü başlık altında toplananlar da açıktır; hiç kimse gücünün yetemeyeceği bir işe kalkışmaz. Sonuç olarak tiran: halkın güveni, gücü, kafası olmamasını ister..

Ne yaparsa yapsınlar, değil politik cambazlıklar, isterse gökten yıldız indirsinler, bunların başlarına ne geldiğini, sonlarının ne olduğunu tarih sayfaları ballandıra ballandıra anlatır!..

Doğru olana doğru, yanlış olana yanlış olduğunu söyleyecek dürüst, cesur ve ikiyüzlülükten uzak insanların sayıları çoğalmadıkça, doksan fırın ekmek de yeseler, demokrasi o toplumdan Kaf Dağının ardı kadar uzaktır..

Erdemli bir insanda hiçbir şey özgürlük aşkından daha derin değildir… 

Osman Pamukoğlu
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı

BÜTÜN SAVAŞLAR PARA SEVGİSİNDEN ÇIKAR!..


Tarih boyunca bütün ittifakların sonu, birinin öbürünün üstüne çıkmasıyla,
kendi aralarındaki savaşa döner.

Artık, ittifak yok, savaş vardır.

Türkiye’de de 17 Aralık 2013’ten başlayarak olup bitenin özeti budur..

Ortadoğu’da emperyalizmin bekçiliği ve Amerikan İslamcılığının sonunun da böyle olması hiç yadırganmamalıdır. Yolsuzluk ve rüşvetle ilgili muhatapların
tüm açıklamaları çaresizliğin ve suçüstü yakalanmanın hezeyanlarından başka
bir şey değildir, olup biteni ne örtebilir, ne de inandırıcılığı vardır..

Eğer Türkiye’de olup biten şu bataklığın %1’i çağdaş, demokrat bir ülkede görülseydi, gökler inler, yer sallanırdı. Gece gündüz çalışıyoruz dedikleri demek buymuş!.

Sorun yalnızca yolsuzluklar ve rüşvet değil ki!
Terör örgütünden medet uman bir hükümet iş başında şu anda.
2012’de bir haftada 40 şehit, 104 yaralı veriliyor; arkasından yapılan operasyon için de, “eşi görülmemiş operasyon” diye utanmadan, arlanmadan demeç verebiliyorlar..

  • Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugün tüm alanlarda bir nehrin okyanus içinde kayboluşundan farksız, hızla yazgısına doğru sürükleniyor.

Kaba ve nefret uyandıran dilden dökülen yalan ve riya, yeri göğü kaplamış durumda..

Gün, yılanın ejderha olmasını bekleme günü değildir.
Hareketsiz ve kenarda kalmak her şeyin daha da kötüleşmesine neden olacaktır.
Çam ağacı olunmadan ne kardan ne de dondan etkilenmemek mümkün değil,
aksi halde sana işleyecektir.

  • Aşırı vatansever olun ve siyasi mücadeleye katılın..
    Ülkenin dirliği bozuldu..

Yabanıl otlar temizlenmeden toprak rahata kavuşmaz..

Tek umut, tek yol, HEPAR

BU SORUMSUZLARDAN, SORUMLU KİM ??


BU SORUMSUZLARDAN, SORUMLU KİM ??

sorumsuzlardan_sorumlu_kim.11.12.13

Üniversitelerin sosyal tesislerinde protesto yapan öğrencilere ağır hapis cezaları getirdiler..

Fethiye Spor “Yüce Atatürk” yazılı formalarıyla stada çıktı diye
TFF disiplin soruşturması başlattı..

PKK askeri üs ve helikopterlere ateş açtığında Ordu;
bu durum karşısında “meşru müdafaa” yaptığını açıklıyor..

PKK Yüksekova’da ayaklanma provaları yaparken, Hakkari valisi;
“polis özel harekatı devreye sokulmak zorunda kaldı!” diye beyanlar veriyor..

Meclisin Plan Bütçe Komisyonu metinlerinde 14 kez “Kürdistan” sözcüğü yer alıyor..

Avrupa basını, müzakereleri İmralı’daki halk düşmanı ile hükümetin başındakinin birlikte yürüttüğünü yazıyor..

Halk düşmanı direktifini veriyor: “ Yasal düzenleme, üst statü ve hakem heyeti isterim!” bulmuş topaçları, fırdöndü çeviriyor..

PKK’nın silahlı grupları, karakol baskını dışında, bilinen tüm eylemlerini bölgede pervasızca yürütürken, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde de
askerleri kaçırıp araçları yakarak gövde gösterisi yapıyor;
sonra da serbest bırakarak, meydan okuyor..

Ülke her geçen gün, hem rejimi hem de topraklarının bölünmesi yönünde,
sel önündeki kütük örneği sağa sola vura vura yazgısına doğru yol almaya devam ediyor..

Holding medyasının sünepe TV ve gazeteleri de “maymuna bak” la, olup biteni geçiştirmeye çalışıyor..

  • Tekne hızla su alıyor ve insanların bir bölümü de,
    çeçe sineği sokmuşçasına derin uykuya devam ediyor..
  • Seçimlerdeki kararınız yazgınız olacak.
    Çünkü baş sorumlu o, bu değil sensin!.

Osman Pamukoğlu
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı

“Sayın Öcalan şimdi aldığı kellelerin hesabını veriyor.” diyen utanmaz adam!

İLK KURŞUN, Duyurular/Etkinlikler
10 Ağustos 2012, http://www.ilk-kursun.com/haber/114285

Basın bildirisi ve kamuoyuna duyuru !..

“Sayın Öcalan şimdi aldığı kellelerin hesabını veriyor.”

Diyen utanmaz adam!

Basın, üniversiteler, iş adamları, aydınlar bitti de şimdi sıra 1993-95 yıllarında 778 gün Hakkari ve Kuzey Irak dağlarında 4000 Subay, Astsubay, 55 000 askeriyle zaman sınırı tanımaksızın, PKK ile çarpışan, Hakkari Dağ ve Komanda Tugayı ve Hakkari Güvenlik Komutanı,
şimdi ise Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanına mı geldi?

Biraz önce Şehit ailelerine verdiğin iftar yemeğinde güya beni hedef alarak “Hakkari elden çıktı” diyen birileri var diye, seviyene, kişiliğine ve terbiyene uygun
sözler kullanıyorsun…

Şimdi beni dinle;

Ben senin bildiğin ne siyasetçiyim nede herhangi bir vatandaş “Hakkari elden çıktı” lafını iki senedir söylüyorum.Bu bir ironi bunun halk dilindeki karşılığı orada her şeyin kötü gittiği ve gittikçe her şeyin daha kötüye gitmeye meyilli olduğu anlamındadır..

Senin bunu anlayabilicek ne kapasiten ne de seviyen var..

Dün akşam televizyondaki mesele salt Hakkari değildi ki, senin partinin ve hükümetinin bu ülkeyi nasıl hızla bölünmeye götürdüğü ve BOP Başkan yardımcısı olarak
Amerikan uşaklığını orta doğu coğrafyasında nasıl yaptığını anlatıyordu..

Tutuştun mu ? Foyan ortaya döküldü mü ? Beceriksizliğin bohça gibi açıldı mı ?

Yoksa rahatsızlıkların mı nüksetmeye başladı gene ?
Sana son sözüm, zerre kadar yüreğin varsa, tabii bir tıp heyetinin kontrolünden sonra çık bir televizyonda karşıma; Millet kim neymiş görsün..

Korkma evladım ! Hadi topla olmayan cesaretini;

Şimdi siyaseten hapı yuttun ve kapı açıldı.
Bu bir tilki tuzağıydı ve avlandın..

İstanbul’da doğup İstanbul Tuzla’da eğitim alıp Hasdal’da 77. Piyade Alayında kantincilik yaparak askerlik görevini ifa eden, kantinlere hangi şirketten sucuk aldıysa terhisten sonra da o şirkete memur diye giren vatandaş
şimdi kapı açıldı, hodri meydan !..

El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu değirmen taşı sanırmış meydana çık evladım..

Osman PAMUKOĞLU
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı

Pamukoğlu Paşa ne demişti?

E. Tümgeneral Osman Pamukoğlu, önceki gün bir TV kanalında yaptığı açıklamada, “Türkiye’de eksiklik siyasi, ekonomik ve askeri olarak bağımsız olmamasıdır. Biz camide namaz kılıp kilisede mum yakıyoruz. Bizim durumumuz o. Ben iki yıl önce Hakkari elden çıktı diyordum. Şimdi bakın Hakkari’yi konuşuyoruz.” demişti.
(http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=358286, 10.8.12)

Kaynak : İLK KURŞUN, Duyurular/Etkinlikler
10 Ağustos 2012, http://www.ilk-kursun.com/haber/114285