Uluç Gürkan
2014 yılında, son 11 yılda unuttuğumuz, bize unutturulan üç temel demokrasi değerini anımsamalıyız.
Birincisi, gerçek bir demokrasi kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanır.
Yasama, Yürütme ve Yargı birbirinden bağımsız, birbirini denetleyen erklerdir.
Basın da bu erkleri halk adına gözleyen, denetleyen bir konumdadır.
Bu ilke demokratik bir hukuk devletinin vazgeçilmez koşuludur.
- Son 11 yılda Türkiye demokratik bir hukuk devleti olma özelliğini yitirmiştir.
Mevcut iktidarın sözde kaldırılan özel yetkili mahkemelerdeki Ergenekon, Balyoz vb. yargılama süreçlerine müdahalelerinin ardından son “yolsuzluk ve rüşvet” operasyonlarını engelleme çabaları demokrasiyle de hukuk devletiyle de bağdaşmaz.
Günümüz Türkiye’sinde artık kimse yargının bağımsızlığından, yargıya güvenden
söz etmiyor. Kimse “Türkiye’de de hakimler, savcılar var” diyemiyor.
Peki, ne diyor?
“Hükümet ile Cemaat yargı ve polis üzerinden iktidar savaşı veriyor.”
Son derece acı bir durum…
İkincisi, gerçek bir demokraside siyasal partiler parlamento içinde koalisyon kurabilirler. Ama parlamento dışındaki dini yapılanmalarla iktidar ortaklığı oluşturamazlar.
Bu nedenle Başbakan Erdoğan’ın 2013 yılının son günlerinde dizini dövüyor olması boşunadır. Düşman ilan ettiği Cemaate “her istediklerini verip paralel devlet oluşturma” olanağını yaratan kendi iktidarıdır.
Yakınılan, sövülüp sayılan yargı-polis cuntası, eğer gerçekten varsa,
bu mevcut iktidarın kendi yarattığı canavardır.
Üçüncüsü, Türkiye’de engelsiz bir “temiz eller” operasyonuna ihtiyaç vardır.
Son “yolsuzluk ve rüşvet” iddialarının ötesinde, İhale Yasası’nda son 11 yılda yüze yakın değişiklik yapılmış olması bu ihtiyacı bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktadır.
Deyim yerindeyse, bir tür iç savaşa dönüşen son “yolsuzluk ve rüşvet” operasyonu hakkında,
“Arkasında Cemaat mi var, Cemaat ABD ve İsrail ile birlikte mi hareket ediyor?” sorgulamasını yaptığımız kadar,
“Bu yolsuzluk iddiaları güvenilir bir biçimde nasıl soruşturulacak, kanıtlandığında
hesabı nasıl sorulacak?”
diyemiyorsak, biz de suça iştirak etmiş oluruz.