Soru basit: 20 yıldır toplanan deprem vergileri tedbirlere harcansa, imar afları çıkarılmasa, bilim insanlarının uyarıları dinlenilse ve ona göre önlemler alınsa, can kaybımız daha az olur muydu?
Bu basit sorunun yanıtından ilk kaçan Erdoğan oldu, Hatay’da şöyle dedi: “Böylesine büyük bir felakete hazırlıklı olabilmek mümkün değildir.” (tccb.gov.tr, 8.2.2023).
Evet, felaket büyük ama hazırlıklı olabilmek mümkündü: Örneğin AKP iktidarı döneminde (2003-2022) toplanan 86 milyar TL tutarındaki deprem vergileri, 96 metrekarelik tam 1.3 milyon yeni TOKİ konutuna ayrılabilirdi. Örneğin AKP iktidarı döneminde 6 kez çıkarılan “imar affı” çıkarılmayıp projeye ve ruhsata aykırı fazla katlara izin verilmeyebilirdi. Örneğin bilim insanları dinlenilir ve fay hatları üzerine havalimanı başta kamu binaları inşa edilmeyebilirdi. Örneğin EMASYA ve DAFYAR protokolleri kaldırılmayarak Türk askerinin afetle mücadelede hızla seferber olması sağlanabilirdi.
AFAD PERSONEL SAYISI SORUNU
Saray’dan çok saraycılık yapan kimileri ise hiçbir eksiğin olmadığını, hükümetin/devletin ilk andan itibaren (başlayarak) yapılması gereken her şeyi yaptığını iddia etmekle kalmıyor, vatandaşın “Devlet nerede?” feryadını ve felakette devletini aramasını bile “vatan hainliği” diye damgalıyor.
Oysa gerçek o kadar büyük ve çıplak ki üzerine örtülmeye çalışılan perde onu tamamen (tümüyle) kapatamıyor.
– Nitekim Erdoğan “ilk gün sıkıntılar yaşandığını” (AA, 8.2.2023) belirtmek zorunda kalıyor.
– Örneğin AFAD Başkanı Yunus Sezer, “Deprem bölgesine müdahalede iki önemli engel
(kış ve ulaşım) ile karşılaştıklarını” söylüyor.
– Örneğin Milli Savunma Bakanı Akar, deprem bölgesinde görevlendirilen asker sayısının beşinci günde ancak 25 bine ulaştığını açıklıyor.
– Asıl büyük itirafı ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yapıyor:
– “AFAD’ın toplam personel sayısı 7 bin 300’dür. Takdir edilir ki 7 bin 300 personelle Türkiye’deki bu büyük afeti veya herhangi bir afeti yönetebilmek mümkün değildir.” (afad.gov.tr, 13.2.2023).
AFAD’ın personel sayısının herhangi bir afeti yönetebilmeye yetmeyecek olması, içişleri bakanını da hükümeti de sorumluluktan kurtarmıyor! Zira deprem ülkesi Türkiye’de her bölgeyi depreme hazırlamak ve vatandaşın can ve mal güvenliği için önlem almak hükümetlerin görevidir. AFAD’ın personel sayısının yetersizliğinden şikâyet etmeye hakkı olmayan sondan bir önceki kişi Soylu, sonuncu kişi de Erdoğan’dır!
Diyanet’in personel sayısının 130 bine ulaştığı koşullarda, deprem ülkesi Türkiye’nin AFAD’ına ancak 7 bin personel ayırmak başlı başına tedbirsizliktir ve görevi ihmaldir!
AFAD’IN 2020 RAPORU
Sonuç ortada:
- AKP 20 yıldır, geleceği belli olan depremlere karşı hazırlık yapmadı, önlem almadı.
Hepsini geçtim, Maraş Valiliği ile AFAD’ın 2020 yılında hazırladığı “İl Afet Risk Azaltma Planı”nın bile dikkate alınmadığı, sonuçları itibarıyla (bakımından) görülüyor. Zira 7.5 şiddetinde deprem bekleyen o rapor, hangi mahallelerin, hangi binaların yıkılacağına kadar pek çok şeyi öngörmüş…
Artık geniş kitlelerce görülmeli :
- Türkiye’nin, tedbirsizliğini “kadere” bağlamayan, bu raporları dikkate alarak
halk için politika üreten bir yönetime ihtiyacı var.