MADIMAK ŞEHİTLERİNE AĞIT…
Dr. Serdar KOÇ
-masallara su verirdi yurdum
destanlar koynumuzda büyürdü-
TEMMUZ AYAZI
-I-
durdu bir an
dinledi kendisini kırık vazo
ah ne yazık ki o an
o sonsuz an
dağıldı kainata paramparça
ha var ha yok
olası ömrüm
elveda
kalbim elveda
sonsuz elveda
yer çekimsiz
ağırlıksız
ivmesiz
-II-
bir kez daha
nesnelerin adını yeniden koydum
tanımlayabilmek için
içimdeki yangını
çağıldayan sulara
kapıp koyuverdim kendimi
bir kez daha
bulabilmek için seni
-III-
aşkla ilgili ne bilirdim ki
neydi ki zaten
asılsız böbürlenmelerle
ve kof inançlarla dolu bellek
bir yumrukta indi aşağıya cam çerçeve
tuz buz oldu uğundu
gözlerimi buz kesti yüreğim buydu
parçalandı gece sabahlara kadar
yıldızlarla öpüşen dudaklarım
kalbim delice parçalandı
yemyeşil bir dal kırıldı içimde
bir çığ uçurum
bir dağ boşluğu
gel dolaşalım tüm kenti
hiç konuşmadan
bu keder yüreği dağıtmadan
tüm zamanı gördük o gün
zaman yoktu
sonsuz sayıda insan
insan yoktu
-IV-
zamanın aynasında sallanan bu şehir
bu toz
bu kül
bu buğu
bu şamdanların aydınlattığı tül
saçının tellerine bağlı
titrer rüzgarda
hüzün
ki en uzun şiiridir kalbimin
ben günde yüzbin
şiir yazsam da
-V-
sevgiler düşünde öldüm
öldüm dirildim
ben seni geçen yüzyıl da sevmiştim
anımsa
beni sevdiğini bilirsem
hep mutlu ölürüm
çiçekler ve aşklar sınırında
hep bu günümde kal
kal yollarda
tüm aynaları kır ve yok ol kalbim
yok ol bir daha
ben seni gelecek yüzyıl da sevmiştim
anımsa
bekle yollarda bekle bir daha
-VI-
ateşe ve suya gömülmüş gölgeler
geçmişi anlatır mavi gök kara gece
anımsa dostum
iki yeğeninin ölümlerini teşhise gitmiştin de
insanların taşlanarak yakıldığı
gözlerini kan bürümüş -devletli-
dindar bir “cinnetin” ikinci günü
Tıp Fakültesi Morgu’nda Sivas’ta
büyüğü ondokuzunda onaltısında diğeri
iki güzelim inci tanesi nasıl da düşüvermişti
semah ekibinden tel duvak kefenlere
nasıl bir duyguydu anımsa
“Pir Sultan kızıydım ben de Banaz’da”
-VII-
gecelerken morg kapısında
sigarayı yumuşat parmaklarında
yak bir daha
bir daha tükensin gece
gece tükensin ömrüm kederde
ateş ağzıma gelsin dayansın bir daha
bir daha sivas’ı anlat bana
yıldızlarla delik deşik bir gece
dilimde otuzyedi kırbaç izi
“Pir Sultan kızıydım ben de Banaz’da
Dedemi astılar kanlı Sivas’ta”
-VIII-
ah ellerim ayaklarım bağlı
üşür gözlerim
üşür gözlerim
üşür gözlerim
bu yangın ayazında
ısınır mı gözlerim
yüreğim ısınır mı bir daha
damla
damla
kanarken
acı
…
ey iki yüzlülük ey onursuzluk!
(eti yakan ateş değil)
xxx
Serdar Koç
(TEMMUZ AYAZI, Ağustos 2000, Gelenek Yayınları)