Mahmut ESEN
Mülkiye Başmüfettişi (E)
Bilindiği üzere Ülkemizde özellikle 2021 yılının son çeyreğinde ABD Doları kuru karşısında TL önemli değerli yitimine uğramış; temel gıda maddeleri, elektrik / akaryakıt / doğalgaza çok yüksek oranlı zamlar yapılmıştır.
Bu zamlardan sonra halkımızın yaşam / geçim zorlukları daha da artmış ve dayanılması güç bir durum almıştır.
Bu durum halka ulaşım / su / ucuz ekmek gibi temel hizmetler vermekte olan belediyelerimizi de doğrudan / olumsuz olarak etkilemektedir.
Elektrik ve akaryakıt başta olmak getirilmiş bu çok yüksek zamlardan sonra belediyelerimiz ulaşım / su sağlama / ucuz ekmek vb. hizmetlerini bundan böyle halkımızın ödeyebileceği makul fiyatlar üzerinde vermesi, bu hizmetleri sürdürmesi olanaksız duruma gelmiştir.
Bu tür desteklerin verilmemesi / kesilmesiyle oluşabilecek olumsuzluklar açıktır, belirtmeye gerek yoktur.
Bu sosyal hizmetlerin sürdürülebilmesi ve halkımızın asgari / acil gereksinimlerinin karşılanabilmesi için merkezi yönetim tarafından desteklenmesi gerekmektedir.
CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanınca 08.02.2022 günü yapılmış ortak basın açıklamasında bu konular ele alınmış;
- “Ülkemizde yaşanan ekonomik zorluklar, art arda gelen zamlardan belediyelerin ve dolayısıyla vatandaşlarımızın olumsuz etkilenme riski taşıdığı, belediyelerin üzerindeki yükün taşınabilir olmaktan çıktığı, toplu taşıma hizmetleri başta olmak üzere belediyelerin kullandığı akaryakıt; elektrik / doğalgazda KDV / ÖTV indirimi yapılması ve farklı tarife uygulanması” istenmiştir.
Mal ve hizmetlere yüklenen aşırı zamların indirilmesi / iyileştirilmesinin istenmesi aşamasında bunun yöntemi olarak toplumuzda akla hemen KDV indirimi yapılması konusu gelmektedir. Böylesi durumlarda KDV indirimi sihirli bir formül gibi değerlendirilmektedir. Oysa son zamlardan sonra temel gıda, akaryakıt, elektrik fiyatları çok yükselmiştir. KDV vb. indirimlerle fiyatların olağan düzeylere çekilebilmesi olanaksızdır.
Nitekim yüklü fiyat artışları ve özellikle elektrik zamları; haklı olarak, toplumun bütün kesimlerinde ortak tepkilere neden olmuş, Ülkemizin tüm bölgelerinde yoğun protesto gösterilerine yol açmıştır.
Bu tepkileri görmezlikten gelmediği görülen siyasal iktidar, oluşan tepkileri hafifletebilmek için çözüm arayışı içine girmiş, bu bağlamda gıda maddelerindeki %8 olan KDV oranını %1’ e indirmiştir.
Öte yandan akaryakıt / elektrik tarifelerinde belediyelere vergi indirimi yapmak, özel tarife düzenlemek / uygulamak çok karmaşık ve zor bir konudur. Beklentileri, gereksinimleri karşılaması olanaksızdır.
Bu yüzden vergi indirimleri / özel tarife düzenlenmesi yerine, belediyelerin uyguladığı sosyal destek programları bağlamında uğradığı zararların ilgili idareler tarafından (EGO / ASKİ / HALK Ekmek vb.) belirli dönemlerle çıkarılarak mali rapora bağlanması;
Merkezi idarenin uyguladığı politikalar sonucu gelir yitimine / zarara uğrayan kamu bankaları ve SGK zararlarının genel bütçeden karşılanması sürecinde olduğu gibi belediyenin uğradığı zararın merkezi idareden (HAZİNE’den) istenmesinin daha uygulanabilir / amaca uygun olacağı değerlendirilmektedir.
Konunun belirli aralıklarla kapsamlı biçimde kamuoyu gündemine taşınması, belediyelerin katlandıkları yükümlülüklerin halka gösterilmesi / anlatılması ve kamuoyunun desteğinin alınması bakımından bu yöntemin yerinde olduğu açıktır.