Etiket arşivi: Batı Afrika’da 875 sağlık çalışanı Ebola enfeksiyonu kapmıştır

DSÖ; Dünya İnsanlık Günü’nde sağlık çalışanlarına teşekkür etti

 

DSÖ; Dünya İnsanlık Günü’nde
sağlık çalışanlarına teşekkür etti

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 19 Ağustos 12. Dünya İnsanlık Günü dolayısıyla
Dünyanın dikkatlerini insani krizlerde yardım çalışmaları yapan sağlıkçıların katkılarına ve fedakârlıklarına (AS: özverilerine) çekmek amacı ile DSÖ Genel Direktörü Dr. Margaret Chan imzası ile bir açıklama yayınladı.

DSÖ’nün açıklama metni şu şekilde                 : 

İlk Dünya İnsanlık Günü’nden bu yana on yılı aşkın bir zaman geçmişken acil durumlarda yardım çalışmaları yapanlardan beklenenler daha önce görülmemiş boyutlara ulaşmıştır: Bugün 37 ülkede 82,5 milyon insan yardıma muhtaç durumdadır. Maliyet de artmıştır ve tahminen (AS: kestirimle) 20 milyar Dolara ulaşmaktadır.

DSÖ belli başlı 5 insani krize yönelik yardımlarda başı çekmektedir. Batı Afrika’dan Yemen’e 60 milyonu aşkın insan geniş bir kapsam taşıyan sağlık hizmetlerine ihtiyaç duymaktadır.

İnsani yardımların merkezinde, çoğu kez kaynaklara sınırlı erişimi olan ve büyük tehditler altında çalışmak zorunda kalan, buna karşın kendilerini düşünmeden topluluklarına hizmet veren doktorlar, hemşireler, tıp teknisyenleri ve öbür sağlık çalışanları yer almaktadır.
Ön saflardaki sağlık çalışanları, Ebola gibi salgınların, doğal felaketlerin ve silahlı çatışmaların yarattığı
zorlu koşullarda milyonlarca insana sağlık hizmeti götürmüştür.
Batı Afrika’da 875 sağlık çalışanı Ebola enfeksiyonu kapmıştır ve bunların yarısından çoğu yaşamını yitirmiştir.

Bu çabalar, sağlıkçılara ve sağlık kuruluşlarına yönelik saldırıların sıklaşmasıyla daha da kahramanca bir özellik kazanmıştır. DSÖ 2014’te bu tür saldırılarla ilgili olarak 32 ülkeden 3723 bildirim almıştır. Bu olaylarda yaklaşık 1.000 kişi yaralanmış, 600’den çok kişi de yaşamını yitirmiştir.  Dünya çocuk felcinden tümden kurtulma noktasına yaklaşmışken,  2012’den bu yana Pakistan ve Nijerya’da 37 sağlık çalışanı ve onların yanındaki kişiler bilinçli olarak hedef alınmış ve öldürülmüştür.

Silahlı çatışmalar ve uzayan acil durumlar nedeniyle sağlık tesisleri sık sık tahrip olmakta, durumdan etkilenen nüfus kesimlerini yaşam kurtarıcı bakım hizmetlerinden daha da
yoksun bırakmaktadır. Bozulmuş sağlık sistemlerinin onarımı ise yıllar alabilmektedir.

Sağlık çalışanlarına ve sağlık tesislerine yönelik saldırılar, Cenevre Sözleşmeleri ve protokolleri dâhil olmak üzere uluslararası insani hukuka yönelik açık ihlallerdir.

Oysa bu anlaşmaların her durumda gözetilmesi gerekir. Sağlık çalışanlarının
hasta ve yaralıları herhangi bir ayrımcılık gözetmeden tedavi etme yükümlülükleri vardır.
Herhangi bir çatışmanın tüm tarafları bu yükümlülüğe saygılı olmalıdır.

Sağlık için insan kaynakları küresel stratejimizin bir parçası olarak DSÖ, sağlık çalışanlarının esenliğine, güvenliğine ve görevlerinin kutsallığına öncelik tanımakta, korunmaları adına
güçlü bir tutum almaktadır.

Sağlıkçılar insanın sağlık hakkını gözetmek için her gün çaba göstermektedir.
DSÖ, Dünya İnsanlık Günü dolayısıyla, sağlık alanında esin kaynağı olan bu kahramanların hakkını vermek için bir kampanya başlatmaktadır. Dünya İnsanlık Günü’nden başlayarak
Mayıs 2016’daki Dünya İnsanlık Zirvesi’ne dek olan dönemde DSÖ bu kahramanların öykülerini tüm dünyaya tanıtacaktır. (19.082015)

DSÖ Genel Direktörü Dr. Margaret Chan

=====================================

Dostlar,

DSÖ‘nün kurumsal kimliğine bayan başkanı meslektaşımız Sayın Dr. Margaret Chan’e
bu duyarlı iletisi için teşekkür doluyuz.

Açıklama, aynı zamanda oldukça bilgilendirici somut ve çarpıcı veriler içermektedir.
Batı Afrika’da son yıllarda 875 sağlık çalışanının Ebola enfeksiyonuna yakalanması
(Meslek hastalığı!) ve yarıya yakının ölmesi sorunun dehşetli boyutlarını sergiliyor.

Ülkemizde bir de sağlık çalışanına ve özellikle hekimlere dönük hasta ve yakınları,
yöneticiler kaynaklı fiziksel, ruhsal, sözel, ekonomik, yönetsel şiddet ve bezdiri (mobbing) şiddet uygulanmaktadır.

Öyle ki, bu saldırılar sağlık çalışanını vahşice ÖLDÜRMEYE dek varmaktadır.

Bu şiddetin başlıca kaynağı, Sağlık Bakanlığı’nın sağlık hizmeti kullanıcılarını (hastaları)
deyim yerinde ise şımartmasıdır (abuse). Sistemin özünde varolan ve giderek aryan sınırlamalar yüzünden sağlık çalışanı hastalarca sorumlu tutulmakta ve öfkesini bu insanlara yöneltmektedir.

SAĞLIK HİZMETLERİ, bir ülkenin – toplumun gereksinim duyduğu 1. numaralı vazgeçilmez hizmetlerdir. Gerçekten de “Her şeyin başı SAĞLIK” tır! O olmayınca eğitim de ol(a)maz!

– Ertelenemez,
– Yerine başka hizmet konamaz,
– Vazgeçilemez,
– Başkasına devredilemez,
– Fiyat pazarlığı yapılamaz,
– Sınırlandırılamaz (içeriği ve kapsamı hekimlerce belirlenen)…  hizmetlerdir.

(Daha fazlası için; http://ahmetsaltik.net/2012/06/02/health-economics-public-health-saglik-ekonomisi-ve-halk-sagligi/)

Bu genel özellikleri nedeniyle de piyasa hizmetlerine konu edilemeyecek özgül (spesifik) himetlerdir. Sunu – istem (arz -talep) yasasına uymazlar! Bu yüzden de tümüyle piyasalaştırılamazlar, özelleştirmeye doğaları gereği direngendirler.

Ne var ki, sermaye, günümüzde küreselleşen finans – kapital bu özel alanı da tümdem piyasaya açarak sağlık hizmetleri ve gereçlerini de (ilaçlar, tıbbi teknik gereçler!) metalaştırmaktadır.
Özlediği ve hak ettiğine inandığı sağlık hizmetine erişemeyen yurttaş, “müşterileştirildiğini” unutmakta ya da hazmedememekte ve sağlık çalışanlarınca engellendiği sanrısına (hezeyan) kapılmaktadır..

Bu tablo sürdürülemez ve hukuka uygun olmadığı gibi ahlak dışıdır.

Neo-liberal yabanıl (vahşi) sağlık politikaları terk edilerek,
SAĞLIK HİZMETLERİ HERKESE DOĞUŞTA KAZANILAN BİR HAK
(İHEB md. 25 vd.) OLARAK KAMU SORUMLULUĞUNDA VERİLMELİDİR..

Sağlıkta şiddetini köktenci çözümü, halktan yana, ulusal (IMF-DB dayatması değil!),
kamusal sağlık sistemidir. (Daha fazlası için bkz. http://ahmetsaltik.net/2013/01/26/saglikta-siddetle-basa-cikmak-ttb-raporu/)

Sevgi ve saygı ile.
26 Ağustos 2015, Tekirdağ

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com