Altemur Kılıç
Türk, Türk’e karşı
Bütün dünya -Avrupalılar Hıristiyanlar- yüzyıllarca “Türk” ten, Türk’ün gölgesinden korktular! “Müthiş Türk” deyimi, edebiyatlarına yansıdı.. Avrupa’da analar çocuklarını “Türkler geliyor” diye korkuttular.. Fakat “Türk’e” karşı alerji Osmanlı’da da vardı; “Türk” adeta aşağılama anlamındaydı…
“Etrakı bi idrak” yani ‘idraksız, akılsız Türkler “ derlerdi.
Kurtuluş Savaşını aslında ‘Türklük’ imanı ile kazandık ama Yakup Kadri’nin Yaban romanında Anadolu’da bir köylü kendisine, Türk diyen yolcuya “O senin dediğin Haymana Ovası’nda bulunur” der!
***
Aslında Yusuf Akçura gibi dış Türklerin ektikleri Türklük tohumunun İttihatçılar tarafından filizlendirilmiş -Türklük- şuuruna son noktayı Mustafa Kemal, “Ne mutlu Türküm diyene!” sözleriyle koymuştu. Atatürk, bu şuuru tarih ve dil çalışmalarıyla bilimsel temellere de dayandırmak istedi.
Kendisi için en büyük nimetin “Türk doğmuş olmak” olduğunu söyleyen Atatürk eklemişti;
-Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim…
Türk kelimesi ve anlamı yıllarca bütün Anayasalarda değişmez madde olarak yer aldı. Ve bugünkü anayasanın da değiştirilemez hükümlerinden! Ama ne garip ve ne acı tecellidir ki bunca yıl sonra Yeni Anayasa’da “Türk vatandaşlığı” mı yani “Türk” mü, yoksa “Türkiye vatandaşlığı” mı, yani “Türkiyelilik” mi yer alacak sorunu tartışılıyor!..
Bazı “Türkler” adeta, “Türk”e karşı. “Türk” demekten korkuyorlar…
***
Kafalar karışık… AKP, “ Türkiyelilik”ten yana…
Acaba böyle denirse bunun; eyalet sisteminin, demokratik özerkliğin ve “Büyük Kürdistan”ın yolu olacağının farkındalar mı?
BDP de tabii bu deyimden yana. Fakat Cumhuriyet’in kurucu partisinde, ambleminde en öne çıkan ok “milliyetçilik” olan Klıçdaroğlu’nun CHP’sinde kafalar iyice karışık…
Taban “Türk”lükten yana, ancak bazı allameler ise, bu sıfattan kurtulmak için dolambaçlı paragraflar tavsiye ediyorlar. Kimileri burada Türk sıfatının bir ırkı temsil ettiği gerekçesiyle kaldırılmasını istiyor.
Bugünkü TBMM’de “Türk” lükte ısrar eden tek parti MHP…
Tabii yabancılar da çoktan “Türk”en kurtulmak isterler. Stratejik müttefikimiz NATO’nun Soğuk Savaş yıllarındaki Başkomutanı Alexander Haig, Brüksel’deki kapalı bir toplantıda “Bizi Sovyetlerden Türkler kurtarır ama sonra bizi onlardan kim kurtaracak?” demişti.
Kürt dostları da hep “Kürtlerin haklarından” bahsederler ama “Türk”e karışıdırlar…
ABD, tam etnik bir çıfıt çarşısıdır. Her etnik grup vardır. El Kaide’nin New York’ta İkiz Kuleler’e saldırısından sonra tehlikeye karşı Amerikan milliyetçiliğinin canlandırılması için her taraf Amerikan bayraklarıyla donatıldı ve TV’lerde bir kampanya başlatıldı. Kadınlar erkekler ekranlarda; “Benim anam Rus, babam İngiliz ama ben Amerikanım” dediler. Yani “Ben Amerikalıyım” demediler…
***
Biz şimdi, yüzyılların hazinesini çar çur etmeyi tartışıyoruz. Ben burada kardeşim Melih Aşık’ın sözlerini tekrar edeceğim; “Her milletin bir adı vardır. Bu milletin adı kısaca “Türk Milleti” dir… Türk sözcüğü bir ırkı, etnisiteyi temsil etmez. Türk milleti, kendi öz adının değiştirilmesine PKK veya ABD istedi diye izin vermez”.
Sözün bittiği yer budur…
Biz “Türkiyeli“ filan değil TÜRK’üz…
Ne Mutlu TÜRK’üm Diyene” !