DARBE GİRİŞİMİNİN ANATOMİSİ
Zeki Sarıhan
15 Temmuz 2016 gecesi başlayan ve altı saat sürmeden teslim olan son darbe girişimi aşağıdaki hususları düşündürüyor :
- Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli bir yere sahip olan 15 Temmuz darbe girişimi,
taşıdığı ideoloji bir yana, dayandığı güçlerin sınırlılığı ve sonucu bakımından
Harbiyelilerin 23 Şubat (AS : 22 Şıbat 1962) ve 21 Mayıs (AS: 1963) darbe girişimlerine benzemektedir. - Türkiye’de siyasi mücadelenin en şiddetlisi hâlâ hâkim sınıflar arasında olanıdır. 15 Temmuz darbe girişimi hâkim sınıfların Fetullacı kanadı tarafından, eski sıkı ortağı AKP hükümetine karşı yapılmış bir intikam ve bir bakıma da intihar hareketidir.
- Bu girişim, hükümet tarafından bütün temizleme hareketine karşı Fetullahçıların devlet içinde, özellikle bürokrasi, yargı, emniyetin yanında ordu içinde de önemli bir güçleri olduğunu göstermiştir. Bir tarikatın zaman içinde nasıl bu kadar güçlendiği ve kendisini bu ölçüde gizlediği hayret vericidir.
- Darbenin yenilmesinin nedenleri arasında başta geleni, halkın geçmiş darbelerden çok zarar görmesi ve bu darbenin de kendilerine zarar vereceği kanısıdır. Darbecilerin bütün Orduyu temsil etmemeleri ve belli başlı birkaç kentte harekete geçebilmeleri de yenilginin nedenlerindendir. Darbe hareketi boyunca medya kuruluşlarının açık olması ve
hükümet güçlerinin buradan halka seslenebilmeleri darbecilerin en zayıf yanı olmuştur. - Bu girişimden AKP iktidarı kazançlı çıkmıştır. Darbeciler, istemeyerek de olsa
Tayyip Erdoğan iktidarının meşruiyetini güçlendirmişler ve kendi sonlarını getirmişlerdir. - Bununla birlikte bu girişimin şöyle bir etkisi de olacak gibi görünüyor: Erdoğan, her ne kadar
bu darbeyi bastırmışsa da, iktidar alanının sınırsız olmadığını anlayacak, Fetullahçılar dışında kalan muhalefete karşı söylemini yumuşatacaktır. Çünkü iktidarda kalmasını,
demokratik rejimi desteklemek adına biraz da onların yaptığı desteğe borçludur. - Hükümet ve onları hararetle destekleyen politikacılar, bundan önceki darbelerden farklı olarak halkı meydanlara çıkmaya ve darbecilere karşı koymaya çağırmışlardır. Bunda başarılı da olmuşlardır. Şimdiye dek gücünü seçim sandıklarında gösteren iktidar yanlıları,
bu kez -Gezi karşıtı gösterilerde yaptıkları gibi- sokak gücüne yaslanmışlardır. - İktidar, Diyanet İşleri Başkanı aracılığı ile ilk kez olarak cami cemaatini de darbecilere karşı harekete geçirmiştir. Minarelerden ezan okunarak halkın direnişe çağrılması ve göstericilerin tekbir getirmeleri, AKP iktidarını savunmanın dinî bir vecibe sayılması anlamına geliyor.
- Hareketin başarıya ulaşamayacağının işaretleri daha ilk saatte belli olmuş, bu nedenle
siyasi partiler ve televizyon kanalları, ileride sorumlu olmamak için ağız birliği etmişçesine
darbe karşıtı söylemi benimsemişlerdir. - Toplumların ne zaman alt üst olacakları belli olmaz. Türkiye uzunca bir süredir
– Kürt Sorunu,
– Siyasi İslam’ın yükselişi ve
– Parlamenter rejimden başkanlık sistemine geçişçabaları nedeniyle siyasal bir karmaşa yaşıyor.
Türkiye iyi yönetilmiyor.
Bu koşullar sürdüğü müddetçe 15 Temmuz darbe girişimi gibi hareketlerle karşılaşabiliriz. Ancak bunların daha iyi bir yönetim getireceği kuşkuludur.
Tek çözüm yolu halkın demokratik iradesinin iktidar olmasıdır.
(16 Temmuz 2016)