SON TORBA KANUN TASARISI VE AİLE HEKİMLİĞİ
Prof. Dr. Sefer Aycan
Gazi Üniv. Tıp Fakültesi
Sağlık Bakanlığı’nın TBMM’ne sunduğu “Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” Sağlık Komisyonundan geçti ve TBMM Genel Kurulunda görüşülmeyi bekliyor. TBMM’ye sunmadan önce tartışılmayan, adeta sır gibi saklanan tasarı, Komisyonda da çok tartışılmadan hızlı bir şekilde kabul edildi.
Tasarıda Sağlık Enstitüleri Başkanlığı kurulması ve birçok başka kanunlarda değişiklik yapılması tasarlanmaktadır. Bu tasarının Sağlık Enstitüleri Başkanlığı kurulması ile ilgili kısmını tartışan bir makale daha önce yazmıştım. (AS: sitemizde yayımladık; http://ahmetsaltik.net/2014/07/03/saglik-bakanligi-ve-saglik-enstituleri/, 3.7.14)
Şimdi de tasarının öbür bölümleri ile ilgili görüşlerimi yazmak istiyorum.
Bu torba yasada da yine birçok değişiklik yapılmaktadır. Torba yasa ile daha önce kabul edilmiş yasalara birçok ek yapılmakta veya var olan maddeler adeta günübirlik değiştirilmektedir. Devlette devamlılık esas iken, bu tür hareketler Devlet’te tutarsızlık olarak değerlendirilebilmekte ve güvensizliğe neden olmaktadır. Bu değişikliklerin hep “Torba Yasalar” ile yapılması da ayrı tuhaflıktır. Çorba şeklinde oradan buradan yasa maddeleri değiştirilmekte, kavramlar karışmakta veya belirsizliğe itilmekte, hatta birbiriyle çelişen maddeler ortaya çıkmaktadır.
Şimdi değişiklik yapılan konulara gelirsek, bunlardan biri Ülkemizin sağlık sistemini ve çok kişiyi ilgilendiren Aile Hekimliği ile ilgili olan değişikliktir.
Aile Hekimliği ve Aile Hekimlerinin Nöbet Tutması
Son Torba Yasa tasarısının 39. maddesinde Aile Hekimliği Kanununun
5. maddesine ek yapılarak “Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışma saatleri dışında
acil başvuran hastalara hizmet vermek üzere, aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarına nöbet görevi verebilir.” denmektedir. Böylece aile hekimlerinin ve aile sağlığı elemanlarının nöbet tutması, bu kez de Aile Hekimliği Kanununa ek yapılarak getirilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır. Bu uygulamanın detayları belli olmadığı için
en azından uygulamanın nasıl olacağı konusunda bir düzenlemeye ihtiyaç görünmektedir. Fakat yasa tasarısında bu konuda daha sonra düzenleme yapılacağı belirtilmemektedir. Tasarı maddesinin bu haliyle hem aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları için hem de sistem açısından tartışılması gerekir.
Anlaşılan aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına ille de bir şekilde nöbet tutturulmak istenmektedir. Burada sayın Sağlık Bakanının “Her hekim nöbet tutmak zorundadır.” şeklindeki yaklaşımı dayanak olarak gösterilebilir.
Sağlık Bakanın bu yaklaşımı ve savunması yanlıştır. Elbette sağlık hizmeti sürekli bir hizmettir. Yani 7 gün ve 24 saattir. Fakat bu her hekimin ille de nöbet tutması zorunludur anlamına gelmez. Özellikle acil hizmetlerde, yoğun bakımlarda ve servislerde sağlık hizmeti 24 saattir. Burada çalışan hekimlerin çalışmaları 24 saat esasına göre düzenlenmelidir. Bu hekimin haftalık çalışma süresini aşmayacak
bir şekilde düzenlenmeyi zorunlu kılar. Fazla çalışmaya diğer insanlar gibi hekimler de zorlanamaz. Bu durumda özellikli yerlerde bile hekim nöbet tutmak zorundadır veya her hekim nöbet tutar anlamına gelmez. Hekim için normal mesai dışı, çalışma vardır, fakat bu hekimin çalıştığı yerle ilişkilidir.
Ülkemizde halen uygulanan aile hekimlerine hastane acillerinde nöbet tutturulması uygulaması ise hiçbir yerde yoktur ve olması da uygun değildir. Acil sağlık hizmetlerin özel olarak acil için eğitilmiş uzman tabip veya tabipler tarafından verilmesi gerekir. Acil servislerin bu şekilde geçici hekim uygulaması ile yürütülmesi acilin ciddiyetine de aykırıdır. Acil servislerindeki durum aslında hekim dağılımındaki yanlışlığın sonucudur. Fakat yanlışı başka bir yanlışla çözmek mümkün değildir. Oluşacak tıbbi ve adli sorunlar da işin ayrı boyutudur. Bu durum aile hekimliğinin görev tanımına ve Aile Hekimliği Kanununa da aykırıdır. Şimdi Kanun Tasarısı içine
bu şekliyle ek yaparak, aile hekiminin acil servislerde nöbet tutmasına hukuksal gerekçe oluşturulmuş olamaz. Bu nedenle uygulama hem hukuksuzdur, hem de
idari ve tıbbi açıdan da birçok soruna sebep olacağı mutlaktır.
Tasarıda aile hekimlerine nöbetin gerekçesi “aile sağlığı merkezlerinde çalışma saatleri dışında acil başvuran hastalara hizmet vermek” olarak ifade edilmiştir. Gerçekten amaç çalışma saatleri dışında aile sağlığı merkezlerine acil başvuracak hastalar ise
olayı farklı tartışmak gerekir. İlle de aile hekimleri nöbet tutsun dayatmasından çıkılır ise veya acillerdeki hekim açığını aile hekimleri ile kapatma niyeti yoksa, gerekçelendirilen duruma başka çözümler üretilebilir.
Aile hekimlerinin kendine kayıtlı kişilerin (mevcut mevzuata göre aile hekimleri kendine kayıtlı olmayan kişilere bakmaya zorlanamaz) çalışma saatleri dışındaki acil durum başvurularında hastalara bakması isteniyor ise aile hekimi kendine kayıtlı kişilere bir şekilde bakabilmesi düzenlenebilir. Fakat durum ne kadar gerçekçidir, veya ihtiyaç ne kadardır? Bu saptanmış mıdır? Bu konuda vatandaşın talebi olduğunu sanmıyorum. Yani vatandaş mesai dışında acil sağlık sorunu olduğunda aile hekimine gitmek istediğini sanmıyorum. Bu nedenle aile hekimliği merkezleri normal mesai dışında açık olsa da, buralar acil hizmet vermeye uygun hale getirilse de,
vatandaş zorlama olmaz ise acil vakalarda aile hekimliği merkezine başvurmayacaktır ve uygulama işe yaramayacaktır.
Aslında vatandaşın isteği mesai dışı saatlerde hastasına hastanede baktırmaktır.
Ya çalışma saatleri nedeniyle ya da ekonomik nedenlerden dolayı hastane acillerinde acil olmayan hasta yoğunluğu yaşandığı bir gerçektir. Burada Hükümetin 1. Basamağı öldürmesi, sevk sistemini kaldırması, hastaları hastanelere yönlendirmesi gibi yanlış politikaların etkisi vardır. Eğer gerçekten amaç bu sorunu çözmek ise bu yanlışlardan vazgeçilerek ve yapılacak düzenlemeler ile sorun çözülür. Ayrıca Aile Hekimliği Kanunu, aile hekimine çalışma saatlerini ayarlama yetkisi vermektedir. İhtiyaç olan yerlerde
aile hekiminin çalışma saatleri düzenlenmesi de ek katkı sağlayacaktır.
Kanun maddesi bu haliyle belirsizlikler taşımaktadır. Aile hekimleri acil hastalar için mutlaka nöbet tutacak ise nerede ve nasıl nöbet tutacağı, nöbet tutacağı yerin donanımı ile ilgili bir yönetmelik, çıkarılacağı Kanuna konmalı ve bu konular da yönetmelikle düzenlenmelidir. Aksi halde yine karışıklık, farklı ve keyfi uygulamalar ortaya çıkacağı kesin gibidir. Bu durumda hiçbir sorun çözülemediği gibi, yeni sorunlar da ortaya çıkacaktır.