104 yıl önce Ankara’nın bozkırında yakılan “ulusal egemenlik” ateşinin ışığı sönmez!

Doç. Dr. İhsan TAYHANİ
Cumhuriyet – Devrim Tarihi Uzmanı
Bağlıköy – Lefke / KKTC

  • Cumhuriyet müesseselerinin (kurumlarının) bir müstebit (zorba) eline geçeceğini mezarımda bile duysam, millete karşı haykırmak isterim: … Cumhuriyetin, milletin kalbinde kök saldığını görmek en büyük emelimdir.”
    Gazi Mustafa Kemal / 23 Ağustos 1930 – Yalova

Türk milletinin çoğunluğu, Büyük Atatürk’ün 94 yıl önce kimi haklı kaygılarla dile getirmiş olduğu yukarıda alıntılanan isteğini, 22 gün önce yapılan 31 Mart 2024 yerel yönetim seçimlerinde yerine getirmiş olmasına karşın; Anayasaya açıkça aykırı olarak iki şapkalı partili Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 Nisan 2024’te partisi AKP’nin grup toplantısı konuşmasında,
bir “merkezi yönetim” ve “yerel yönetim” polemiği yaratarak kendince “ulusal egemenlik” kavramının içini boşaltmaya koyuldu.

Cumhur İttifakı’nın bileşenlerinden MHP önderi Bahçeli ise, her zamanki gibi süslü – uyaklı sözlerle örgülü benzer açıklamaları ile gizemli tarihsel (!) destek görevini yerine getirdi ve getirmeyi sürdürüyor!

Demokrasi kuramı gereği ülkeyi, kuşkusuz ulusal Meclisteki çoğunluğu elinde bulunduran siyasal güç (parti-partiler) yönetir. Ancak bu erk çoğunlukçuluğa (majority) elvermez! Demokrasinin özü çoğulculuktur (pluralizm). Yaklaşık on ay önce, 31 Mayıs 2023’te yapılan genel seçimlerde –oyları düşmekle birlikte– AKP, Meclisteki sandalye çoğunluğunu korumuştur ve doğal olarak, şimdilik ülkeyi yönetme yetkisi tek başına değil ama öncülüğündeki koalisyondadır (Cumhur İttifakı). Buna kimsenin itirazı yok ve olamaz! Ancak, yine demokrasi kuramı uyarınca, muhalefetin de seçimi kazandığında iktidar olma hakkı mutlaktır.

Geride bıraktığımız yerel yönetim seçimlerinde seçmenlerin %37.8’i ana muhalefet partisi CHP‘yi birinci parti konumuna yükseltip, yerelde güçlü bir iktidara taşımış bulunuyor. Bu tabloda CHP, Türkiye nüfusunun % 62’sini ve toplam ülke dışsatımının yaklaşık %80’ini üreten kentleri yerelde yönetme yetkisini elde etmiştir. İktidar partisi AKP ise -YSK’nın yine iktidarı kollayıcı yaygın hukuk dışı kararlarına karşın- %35,5 oy oranı ile artık ikinci partidir.

Bu net sonucu eğip bükerek çarpık anlamlar yüklemeye çalışma gülünçlüğü bırakılmalı ve sandıklara yansıyan halkın seçiminin bir “egemenlik kullanımı” olduğu gerçeği kabul edilmelidir.

2024 yerel seçim sonuçlarından doğru çıkarım; oyları ile Türkiye haritasını büyük ölçekte kırmızıya dönüştüren yaklaşık % 38’lik bir seçmen kitlesinin, 22 yıllık AKP iktidarında oldukça örselenmiş olan laik – demokratik Atatürk Cumhuriyeti’nin genleri ile daha çok oynanmasına, yalan-dolan ve talanın sürmesine, yönetim basamaklarının siyasal islamcı dinci tarikat ve cemaat üyeleri ile doldurulmasına, hukuk ve adaletin katledilmesine, görgüsüz ve haksız, ölçüsüz zenginleşmeye ve içinden geldiği halkın ezici çoğunluğuna biçilen utanılası yoksulluk dayatmasına “Duuuurrrr!” deme kararlığında olduğunu göstermiş olmasıdır! Geleceğe ilişkin züğürt tesellisi aramaya gerek yok! Birilerinin değil, ama milletin “bitti – paydos!” demesi ile AKP iktidarının da bal gibi biteceği çok iyi bilinmelidir!

104 yıl önce Atatürk sayesinde egemenliğine kavuşan Türk Ulusu; 44 yıllık iktidarı döneminde tüm askeri ve sivil yetkileri elinde toplayarak, beş yüz yıllık Roma Cumhuriyeti’ni aşama aşama mutlak bir imparatorluğa dönüştüren despot Gaius Octavianus (Augustus) heveslilerine geçit vermeyeceğini ve Laik-Demokratik Cumhuriyetin, Atatürk’ün dilediği gibi yüreğinde kök saldığını kanıtlamış bulunuyor.

Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük yapıtına sahip çıkan bütün yurtseverleri içtenlikle alkışlıyor, tüm Türk ulusunun “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”nı içtenlikle kutluyor,
Büyük Atatürk’e bitimsiz gönül borcumuzu sunuyor ve Anıtkabir ışıklarla dolsun diliyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir