kirikkanat@mgkmedya.com
Son Yazısı / Tüm Yazıları
Dünyanın ayarını bozan iklim değişikliği Ezya arşipelini de vurmuş; Makronezya, Germania, Bitania, Yutania ve Mikronezya’ya yoğun kar yağmıştı.
Güney yarımkürede nisan ayı, güz mevsimine düşerdi. Ama Ezya arşipelinde kışlar bile oldum olası ılımandı, kar bilinmezdi.
Dolayısıyla gökten yağıp toprağı kaplayan buzlu beyaz örtü adalarda şaşkınlık ve sevinç yaratmış; ahali yerlere yatıp yuvarlanıyor, karın tadını çıkarıyordu.
Mikronezya’nın Ulu Çoban’ı müstebit Muktedir Makropiç bile ortak sevince dahil olmuş; sıkıca giyinip Betonit Saray’ın bahçesine atmıştı kendisini. En yakın danışmanları ve korumaları da peşinden, tabii.
Yumuşak beyazlığa çocuksu bir sevinçle bata çıka ilerliyordu ki karın üstüne sidikle yazıldığı belli bir yazı çarptı gözüne:
- “Ulu Çoban, çürük soğan.”
Öfkeden gözü döndü. Yol Karakolu’nun yeni başkomiseri Ahanda Yerbit’i huzuruna çağırıp sidikle hakaret failinin derhal bulunmasını emretti.
Başkomiser, akşamüstü Betonit Saray’a koştu. Olay aydınlatılmıştı.
Muktedir Makropiç, “Kimmiş?” diye kükredi. Başkomiser Yerbit, ezile büzüle:
“Tahlil yaptırdık, kardaki idrar damadınız Selyum Barakovski’nin idrarı…” dedi.
Ulu Çoban, kendisini erkek evlattan mahrum ve zürriyetini damatlara muhtaç bırakan kaderine bir kez daha yanarak; “Demek hain, öz kızımın kocası, ihya ettiğim bir damadım ha?” diye haykırdı.
Başkomiser, korkudan titreyen bir sesle itiraz etti:
“Tam öyle sayılmaz, Haşmetlim…
Selyum Barakovski’nin sidiği kullanılmış ama, el yazısı kızınız Somye’ye ait!”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
SÖZCÜ‘de Mesut Parlak da benzer metaforu kullanarak yazmış..
Ağanın hikayesi – https://www.sozcu.com.tr/aganin-hikayesi-p39334
Dr. Ahmet SALTIK
15 Nisan 2024