Kabul etmiyoruz: Şeriata karşı laiklik diyenleri hedef almak tüm toplumu hedef almaktır!

Kabul etmiyoruz: Şeriata karşı laiklik diyenleri hedef almak tüm toplumu hedef almaktır!

(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır…)

Bundan 100 yıl önce Cumhuriyet’le birlikte laikliğin temeli olan birçok büyük adım atılmıştır. 1924’te Hilafetin ve Şer’iye Vekâletinin kaldırılması ve Öğretim Birliği Yasası, 1926’da Medeni Kanun, 1937’de Laikliğin Anayasa’ya girişi geri alınamayacak kazanımlardır.

Türkiye toplumu, yurttaşlar laikliğin sahibidir.
Dolayısıyla, “şeriata karşı laiklik” diyenleri hedef almak toplumu hedef almaktır.
İnsan aklının özgürlüğünü hedef almaktır.
Çocuklarımızın laik ve bilimsel eğitim almasını, öğretim birliği yasasını hedef almaktır.

CB Recep Tayyip Erdoğan’ın şeriat çağrısı yaptığı konuşma ile ilgili Laiklik Meclisi açıklamada bulundu.

Yani, Cumhuriyet ve laikliği hedef almaktır. Dolayısıyla, toplumun yurttaşlık değil, tebaa olarak kurgulanması isteğinin ifadesidir.

Açıktır ki 100 yıl öncesine geriye dönüş mümkün değildir.
Çevresinde dolaşılması, konunun saptırılarak tepki gösteren yurttaşların hedef gösterilmesi, gerçeklerin üzerini örtmemektedir. Siyasal iktidar, her alandaki gerici saldırılarını artırarak sürdürmekte ve karşı çıkan yurttaşlara nefret içerikli söylemler kullanmaktadır.

  • Ancak, Cumhuriyetin kazanımlarını ve laikliği bu topraklardan kazımaları
    mümkün değildir.

Bu sözler karşı devrimin rahatsızlığını ifade etmektedir.

  • Ülkemizin ilerici birikimi bu karşı devrim saldırısını dirençle püskürtecek,
    eşit ve özgür bir geleceği laiklik ile birlikte kuracak iradeye sahiptir.

Laiklik Meclisi, ilkokul çocuklarına dini eğitim verilmesine de, adliyelerde şeriat sloganları atılmasına da, hilafet çağrılarına da karşıdır ve bu yöndeki tüm girişimlerin karşısında mücadele etmeye devam edecektir.

Laiklik Meclisi
02.02.2024
https://laiklikmeclisi.org/detay/kabul-etmiyoruz-eriata-kar-laiklik-diyenleri-hedef-almak-tm-toplumu-hedef-almaktr 

========================================
Dostlar,

AKP = RTE rejiminin temel derdi “gündem”.
Ülkemiz – halkımıza görülmemiş bir yoksulluğu – yoksullaşTIRmayı dayattılar.
Bu politika kurgulu ve beklentileri de belli : Kitlelere diz çöktürüp biat ettirmek, oy deposuna dönüştürmek. Sınıf bilincinin gelişmesini engellemek, dinle terbiye edip Allah ile aldatmak.

Bu oyuna gelmemeliyiz, gelmeyeceğiz.
Köprülerin altından çoooooooooookkkkkkkkkkkkkk  sular akmıştır.
Bu ülkede laikliği kaldırıp şeriat temelli dinci rejim kurulması olanağı yoktur.
Bu tarihsel gerçekliği AKP = RTE de bal gibi bilmektedir.
Ancak, laiklik – şeriat dengesini 2.si lehine ne denli bozarlarsa, o, kazanımları olacaktır.

Öte yandan, AKP=RTE bilerek kimi kavramları yanlı kullanmakta ve halkı kutuplaştırmayı sürdürmektedir.
Bir kez “Türk demek Müslüman demektir..” söylemi bütünüyle yanlıştır.
İslam dini 1300-1400 yıllıktır. Türklerin zorla İslamiyete sokulmaları MS 750’li yıllardadır.

Oysa Öntürklerin (Proto-Türkler) tarihi MÖ 10 hatta 15 bin yıla dayanmaktadır. (Haluk Tarcan, Öntürkler)

Bilimsel gerçek bu iken, bir devlet başkanının (seçimi şaibeli!), böylesine açık çarpıtma yapması en hafif deyimi ile çok ayıptır.

RTE‘nin bu denli “cahil – bilgisiz” olamayacağını varsayarsak, o zaman “kasıtlı çarpıtma” ile halkı yanıltmaya çabalamaktadır ki bu, ilkinden daha az “ayıp” değildir!

İnsan olmanın ilk koşulu “dürüstlük” tür ve başkalarına zarar vermemektir.

Primum non nocere!” uyarısı, kadim Antik Yunan’dan bu yana 2500 yıldan eskidir.
Evrensel etik kuralların başında gelir.

Öte yandan İslamiyetin özünde “iyi ahlak” erekli olduğu, Muhammet peygamberin sıklıkla söylediği sözlerdendir. Öyleyse, “Müslüman” olduğunu sıklıkla – gereksiz biçimde yineleyen ve bu yolla siyasete alet eden Erdoğan’ın, her 2 davranış seçeneği de tıkalıdır.

Yakışmıyor Türkiye’ye ve 21. yüzyılın uygarlık birikimine..

Teknik olarak ise                : Dini – mezhebi ne olursa olun, Türk, Türk’tür.
Anayasanın 66. maddesi de “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” der. Erdoğan’ın söylemi Anayasa’nın sözüne ve özüne aykırıdır.

Önceki gün (2 Şubat 2924) paylaştığımız tweet iletisinde şöyle yazmıştık :

  • RTE gene gündem saptırmada.
    Din=şeriat imiş. Yok yahu?
    Kitaplı dinlerin kutsal kitapları var.
    Yorumları ise nedense türlü türlü!? İşte mezhepler!
    Hangisinin şeriatını/din yorumunu uygulayacaksınız?
    Allah’ın kelamı ise neden olabildiğince net anlaşılamıyor, birbirinizi yiyorsunuz? (https://x.com/profsaltik/status/1753452056474530012?s=20)

Ayrıca, İslam Felsefesi uzmanı Prof. Dr. Şahin Filiz‘in makalesine (20 Eylül 2023) bakılması uygun olacaktır : Şahin Filiz yazdı: Şeriat, İslam mıdır? (veryansintv.com)

  • Din, şeriat değildir ve şeriat dinin, toplumlara, kültürlere, dönemin koşullarına ve çağlara göre değişen uygulamalarının bütünüdür. Değişmeyen din ile değişen şeriat aynı değildir. Aynı görülürse, o halde din de şeriat gibi her zaman değişmeye mahkum olur. Din bilimleri ve İslam Hukuk Tarihine bakmak yeterlidir. Taliban, Vahhabi, Işid, cihatçı Selefilik, Müslüman Kardeşler, Cemaat-i İslami gibi gruplar aynı dindendir ama ayrı ayrı şeriatlara vardır. Din birleştirir, şeriatlar çatıştırır. Hangi İslam demeyiz, hangi şeriat deriz.” (https://x.com/proffiliz/status/1753046461967733031?s=20, tweet iletisi, 01 Şubat 2024)

Yine, dinbilgini İhsan Eliaçık‘ın tweet iletisi (@rihsaneliacik) yol göstericidir :

  • Şeriat Kur’an’da ‘doğal hukuk’ anlamındaydı. Tarih içinde saltanat yasası, günümüzde ise dini diktatörlük olarak anlaşılmaktadır. Kelimeler de insanlar gibi yozlaştırılır. Zamanla asli anlamlarını kaybeder. O zaman yeni tanımlar yapmak gerekir.”

Yerel seçimlere giderken, AKP=RTE iktidarının zerrece etik kaygı duymadan her şeyi ama her şeyi yapabileceklerini görmek çok acı ve ülkemiz adına kaygı verici.

Erdoğan’ın yakın – uzak çevresinde, bu gidişin çok ağır yakıcı – yıkıcı etkilerini anlatabilecek hiç kimse kalmadı mı gerçekten?? Yazık bu ülkeye ve halka.. Yıkım (tahribat) çok ağır, giderimi (telafisi) çok güç.. Artık yeter, durmasını bilmek gerek..

Sevgi ve saygı ile. 04 Ocak 2024, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Hekim, Hukukçu-​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
Laiklik Meclisi Üyesi
www.ahmetsaltik.net        
profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik

Kabul etmiyoruz: Şeriata karşı laiklik diyenleri hedef almak tüm toplumu hedef almaktır!” hakkında bir yorum

  1. Gönül Pınar Atacı

    Laiklik düşmanlarına karşı ulusal ve toplumsal savaşım veren LAİKLİK MEÇLİSİ’nin hepsi de çok değerli tüm kurucularına ve üyelerine ve sevgili hocamız Prof.SALTIK’a bu olağanüstü GÜNCEL, SOMUT VE NESNEL, ÖNEMLİ, DEĞERLİ VE MÜKEMMEL yazı ve katkı için en yürekten tebrikler, derin saygılar, en iyi dilekler ve özel bir adak :

    BUNLARDAN KURTULMANIN TEK YOLU VE YÖNTEMİ

    Şeyhlik, şahlık, biad,hilafet, şeriat,itaat,cihad hayranları
    Ve Türk,Türkçe, cumhuriyet,laiklik,özgürlük,düşmanları
    Ve bunların tüm açık ve gizli hizmetcileri ve destekcileri
    ‘Sağ’ ve ‘sol’ koltuk deynekleri ve iç ve dış köstebekleri,
    Son haftalarda iyice azıtıp azgınlaşarak gemi azıya aldılar
    Ve tüm muhaliflere hakaret,küfür,iftira etmeye başladılar.

    Bunların hepsine karşı başbaşa ve omuzomuza mücadele için
    Tek ve en geniş bir Hak, Vatan Ve Halk Cephesi’nde birleşelim.
    Bunlardan kurtulmanın tek yolu ve yöntemi budur.
    Bundan daha etkin bir başka yol ve yöntem yoktur.
    Bu Cephe’yi kuracak ve utkuya ulaştıracak tüm güçler,
    En derin bir sevgi ve saygı ıle kucaklanarak öpülecekler.

    Gönül Pınar Atacı, 4.2.2024

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir