Yurtsever, Aydınlanmacı birikim ile sosyalist devrim stratejisini buluşturmak

Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen
zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr
28 Temmuz 2023 Cumhuriyet

 

14 ve 28 Mayıs’taki seçimlerden sonra tam iki ay geçmesine karşın, muhalefetin travmanın etkisinden çıkamadığı, ana muhalefet partisindeki iç çekişmenin ülke çapında tartışıldığı bugünlerde, doğru saptamaları ve önerileri olan, sağlam bir metin okudum.

Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) 15-16 Temmuz 2023’te gerçekleştirdiği Türkiye Konferansı’nda siyasal ve örgütsel değerlendirmelerin yer aldığı ana rapordan söz ediyorum.

ÖNEMLİ SAPTAMALAR

Raporda bir dizi saptamaya yer veriliyor. Onları özetleyerek alıntılayacağım.

1- AKP, kendi imzasını taşıyacak bir anayasanın hazırlanması için bütün koşullara sahiptir ancak tek eksik, AKP’nin tarihsel ve toplumsal meşruiyetidir. Devrimci, yurtsever, komünist güçlerin yapmaları gereken, toplumcu bir anayasa fikrini öne çıkarmak ve bu Meclis’in gündeme getireceği anayasa taslağını bir bütün olarak reddetmektir.

2- TKP, laikliği milyonlarca yoksulun inanç sistemleriyle bir karşıtlık ilişkisine girmeden tavizsizce (ödünsüz) savunacak, antiemperyalist konumlanışını ve devletçi-planlı bir ekonomi hedefini, yurttaşların “güçlü ve istikrarlı Türkiye” arayışı ile buluşturacak yaratıcılığa ve samimiyete (içtenliğe) sahiptir. Sosyalist devrimin emekçi halk açısından güncel ve meşru bir seçenek haline gelmesi ancak bu doğrultuda atılacak adımların ürünü olacaktır.

3- Sömürü ilişkilerini sorgulamayan, burjuva demokrasisi ile radikal demokrasi arasındaki etkileşim üzerine kurulu özgürlükçü söylem, Türkiye’de sosyalizm mücadelesi açısından ciddi bir engele dönüşmüştür.

4- Mehmet Şimşek etrafında yaratılmak istenen utanç verici iyimserlik, iktidarla muhalefet arasında burjuvazinin emekçi halka saldırılarını meşrulaştırma amacı taşıyan örtülü bir ittifak olarak görülmelidir. Bu anlamda TKP, ideolojik ve siyasal gündem ne olursa olsun, işçi sınıfının kapitalist sınıf karşısındaki direncini güçlendirmeyi öncelikli görev haline getirmek durumundadır.

5- Liberal, özgürlükçü, kimlikçi, milliyetçi bir çerçeveye sıkışan Kürt sorununun sınıf ekseninde yeniden tarif edilerek antiemperyalist, Aydınlanmacı bir ideolojik-siyasal çizginin Kürt işçi ve emekçileri arasında ağırlık kazanması için bütün koşullar olgunlaşmıştır.

ALINAN KARARLAR, YENİ MÜCADELE ARAÇLARI

Köşemin olanakları el verdiğince konferansta alınan kararları da özetlersek…

1- Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında yurtsever, Aydınlanmacı birikim ile sosyalist devrim stratejisi arasındaki etkileşimi güçlendirmek için öncü işçilerin, emekçilerin, öğrencilerin, kadınların, aydınların ve siyasetçilerin yer aldığı Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi kurulacak.

2- Partinin siyasi karar ve açılımlarının daha etkili bir biçimde hayata geçirilmesi için Merkez Yürütme Kurulu oluşturulacak.

3- Partinin işçi kadrolarının örgütsel, siyasal ve teorik gelişimine yardımcı olmak için bir okul olarak faaliyet gösterecek İşçi Akademisi kurulacak.

4- Kapitalist şirketlerin kâr oranlarını, sömürü mekanizmalarını, kirli ilişkilerini, işten çıkarma, mobbing ve benzeri uygulamalarını aylık dönemler halinde teşhir eden ve bunları somut mücadele başlıklarına dönüştüren çalışmaları örgütlemek için Patronların Ensesindeyiz ağı devrede olacak.

5- Semt Evleri’nin sınıfsal bir taraflaşmanın yaratılmasındaki rolü güçlendirilecek.

6- “Kadın sorunu”nun emekçi kadın örgütlenmesi merkezli bir biçimde ele alınması için Kadın Dayanışma Komiteleri güçlendirilecek.

7- Tarikatlarla mücadeleye odaklanan merkezi bir görev alanı tanımlanacak, bu bağlamda Tarikatların Ensesindeyiz adıyla bir mücadele aracı geliştirilecek.

8- Benzer bir görev alanı Emperyalizmle Mücadele başlığında tanımlanacak.

Metnin tümünü okuduktan sonra düşüncem net:

  • Cumhuriyetin 100. yılında içinde bulunduğumuz siyasal ve toplumsal atmosferde, TKP’nin Türkiye için çizdiği yol doğru rotadır.
  • Cumhuriyet Devrimi’nin kazanımlarına sahip çıkılarak kamuculuk, Aydınlanma, laiklik ve antiemperyalizm ilkeleri ile ilerleme sağlanmalı, işçi sınıfının hakları etnikçiliğin ve mezhepçiliğin aracı olmaktan kurtarılmalıdır. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir