13 yıllık doktor İsviçre’de kebapçıda çalışmaya başladı! Soğan soyuyorum ama daha huzurluyum
TELE1.COM.TR, 8 Ocak 2022
https://tele1.com.tr/13-yillik-doktor-isvicrede-kebapcida-calismaya-basladi-sogan-soyuyorum-ama-daha-huzurluyum-541238/
İstanbul’daki bir araştırma ve eğitim hastanesinden istifa eden 13 yıllık kadın hastalıkları ve doğum uzmanı M.M., İsviçre’ye taşınarak bir kebapçıda çalışmaya başladı. 44 yaşındaki M.M., hekimlikle ilgili umudunu yitirince çok sevdiği mesleğini bıraktığını ifade ederek “Soğan soyuyorum ama daha huzurluyum” dedi.
Diken’den Mesude Erşan’ın haberine göre istifa dilekçesini veren ve sürecin tamamlanmasını bekleyen M.M. isimli doktor, Türk Tabipleri Birliği verilerine göre son iki yılda kamudan istifa eden yaklaşık 8 bin hekimden yalnızıa biri.
- “Aileme, arkadaşlarıma, yakın çevreme hekimliği neden bıraktığımı anlatamıyorum.
- Kül tablası temizliyorum, masa siliyorum, bulaşık yıkıyorum, soğan soyuyorum ama emin olun çok daha huzurluyum. Tek sorunum ailemin İstanbul’da kalması”
diye konuşan M.M., sağlık sistemindeki sorunlardan hekim, hemşire, sağlık çalışanlarının sorumlu tutulması nedeniyle istifalara zemin hazırlandığını belirtti.
Söyleşinin tamamında ise M.M., şunları ifade etti:
- Gördük ki özellikle son 10 yıldır koşullar iyiye gitmedi, daha kötü oldu. Sürekli anksiyeteyle yaşıyoruz. En çok zorlayan faktörler geleceğe dair umudun olmaması, maddi kaygılar ve yaşadığımız psikolojik stres.
GÜNDE 90 HASTA!
- Otomobil fabrikasındaki üretim bandı işçisi gibi çalışıyordum. Bir dönem 5 dakika bir hasta görüyorduk. Sonra itiraz ettik bu süre 10 dakikada bire çıktı. Son altı aydır yine beş dakikada bire indi. Hastanın içeri girmesi, kimlik kontrolüyle 2-3 dakika geçiyor.
- Hastayı muayene masasına almak, ultrasonla bakmak, smear testi, gebelik takibi bu kadar kısa sürede yapılamaz. Gebelikte bebeğin kalp atışına bakıp ölçümlerini yapıp bitiriyorduk. Hastayı dinleyemiyorduk bile. Hastayla en fazla iki kelime konuşabiliyorduk, ‘Şikayetin ne?’ Bitti.
- Bu iyi hekimlik değil. Hatta hekimlik bile değil. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı hastalarını yalnız muayene etmez. Hemşire isteriz yok, sekreter isteriz yok! Çalışma şartları, umutsuzluk, kaygılar istifaya zorluyor.
BABAMI ALDIĞIM MAAŞA İNANDIRAMIYORDUM
- Durum bu kadar kötüleşene kadar maddi kaygılar benim için çok ön planda değildi.
- 2011’de Van’da zorunlu hizmetteydim. Depremi yaşadım, zorlu şartlarda, konteynırlarda, çadırlarda çalışırken bile bu kadar mutsuz, huzursuz ve umutsuz değildim. Eşim de hekim, haziran ayına kadar kamuda çalışıyordu. İki çocuğumuz var, evimizi ailemizin yardımıyla alabildik. Hiçbir birikimim yok. Aslına bakarsanız 10-15 yıllık hiçbir hekimin yok. Ancak geçinebildik.
- Aldığım maaşla çocuklarımı istediğim okulda okutma ya da istediğim semtte yaşama şansım yok.
Hekimlerin maaşlarının yüksek olduğuyla ilgili yaygın bir kanı yaratıldığını belirten M.M.,
- “Babamı bile aldığım maaşa inandıramıyorum. Hekimler hep çok çalışıyorlardı. Ama en azından bu çalışmaların karşılığını alıyorlardı” dedi.
Tebrikler sayın M.M. Size özel selamlar, sevgiler, saygılar, en iyi dilekler ve başarılar. Türkiye’yi, insanları ve hekimler başta olmak üzere sağlık çalışanlarını ve tüm öteki uzmanları, insanca, uygarca ve uzmanca çalışma, ücret ve yaşam koşullarından mahrum ederek yurt dışında yaşamaya ve uzmanlıklarıyla hiçbir ilgisi olmayan işlerde çalışmaya mecbur ve mahküm eden eski ve yeni BOP’cu ve KOL’cu rejime ise sonsuz nefret ve ebedi lanet.
Ülkemiz için çok üzücü bir durum.
İsviçre’ye gitmek zorunda kalan değerli doktorumuz gibi daha nice yetşmiş insanlarımız oldu ve bu gidişle daha da artacak! Biz yetiştirelim başka devletler faydalansın gibi bir durum yaşanıyor yıllar yıllar boyunca! Ne yazık!
4’er yıl yaşadığım İsveç, Finlandiya ve Almanya’da her hasta için 20 dakika sınırı vardı doktor için. O ülkelerde insanlar bizdeki gibi sadece hastalanınca gitmiyorlar hastaneye (Acil durum hariç), Devletin Sağlık bakanlıkları her nüfusu kontrol altına almış, tarihi, günü saati gelince gidiyorlar hastaneye.
Unutup hastaneye (kontrol vs) gitmezseniz sizi arayıp yeniden randevu veriyorlar (benim başıma da geldi İsveç’te). Hastane yerine Aile Dr’unuza gidiyorsunuz, gerekirse Aile Dr’unuz sizi hst’ye gönderiyor hem de ambulans çağırıp, hangi servise yatırılacağınızı vs da Ambulans Dr’una anlatıyor. Ben Almanya’da (BONN’da) kulak sorunuyla yaşadım bu durumu.
Bu durumlar da gösteriyor ki, Avrupa ile her konuda aramızda dağlar var!
Bu konuda da bilinçlendirmeyi sağlayan İsviçre’ye gitmek zorunda kalan değerli Dr’umuza ve bu gerçekleri bana da ulaştıran Prof. Dr. Ahmet SALTIK hocamıza teşekkürler ve saygılarımla. Duran Aydoğmuş 09.01.2022/Ankara
Bizde de İmam Hatip liseleri var!..Bundan daha iyisi! Onlar aya gidiyorlarsa biz Güneşe gideceğiz….