BAYRAM KURBAN OLSUN SANA BADEM
Rifat Serdaroğlu
03 Ağustos 2020
Ülkede, akıllılar korkudan bir yerlere saklandı, meydan aklı kıt olanlara kaldı. Aklı kıt olanlar da bir türlü tatmin olmuyor, AKP ne verse doymuyorlar!
Böyle beleş yaşanan bir ülke nerede var?
Futbol diyorsun, ligden düşmek yok. Var mı? Hadi sıkıysa düş bakalım.
Okul diyorsun, sınıfta kalmak yasak, çocuk boş kağıt verse de kalmak yok.
Suriyeli diyorsun, her ay cebine harçlık konuyor, hastane-ilaç- gençlere üniversiteye girmek sınavsız. 5 üniversitenin kapıları Suriyelilere açık ve beleş.
Konkordato diyorsun, ilan etmek yasak ve ihanetle eşit.
İflas desen, o zaten yasak. Git devlet bankasına kredin hazır.
Merkez Bankası matbaası çalışanları mutlu. 24 saat çalışıp fazla mesai alıyor, çocuklar. Bankamatik desen, paraların hepsi gıcır gıcır.
O zaman haydi hep beraber; Beleş hayat oh ne rahat, ver oyunu rahat yat…
Sizlere, Zaytung adlı siteden yardım alıp, birkaç tane bayram şekeri ikram edeceğim!
AKP’nin Türkçeyi en güzel konuşan ve “Hiçbir şey olmasa bile, mutlaka bir şey oldu” sözüyle tarihe geçen Ali İhsan Yavuz yeni tweet’iyle TT oldu;
- “Eyy dış güçler; Bayrağımızı indiremeyecek, ezanımızı susturamayacak, prontırımızı bozamayacaksınız.”(AS: “prontırımızı” değil “promptırımızı” olacak..)
Elinde kılıçla minbere çıkmayı adet edinen Şeyhülislam bozuntusu Ali Delibaş, bu adetini günlük hayatta da sürdürünce fena yaralandı. Elinde kılıçla zırhlı mersedesine binmeye çalışan Ali Delibaş, kılıcı kendi kasığına sapladı! Kılıcın malum yere batmadığı, kişinin hayati tehlikesinin olmadığı, yeni Diyanet İşleri Basın Danışmanı Abdülnedim Şener tarafından duyuruldu…
Cuma Namazında, kılıç bulamayan bir imam, minbere bıçakla çıktı. Minberden, cemaat içinde kendisini dolandıranları gören imam, hutbeyi bırakıp adamlara saldırdı. Olay sonu dört kişi yaralandı, imam kayıplara karıştı.
TÜİK denen ucube, Turizm gelirlerimizi arttırmak için devreye girdi.
Bayram ziyareti için Suriye’ye gezmeye giden ve onlar Suriye’de iken aylıkları banka hesaplarına yatan Suriyeli sığınmacılar, TÜİK tarafından “Yabancı Turist” olarak sayılacak! Öyle şey olur mu filan demeyin! Adamlar Türkiye’de toplayıp, her bayram Suriye’ye para bırakıyor. Bundan iyi turist mi olur? Ama bu sepetler bize değil, Suriye’ye turist!
Çocuğunu FETÖ okuluna gönderdiği için, işten atılan Bayram Bekar, açtığı davayı kazandı.
Zaten bekar olan ve çocuğu olmayan Bayram, olmayan çocuğum için beni işten attılar, böyle adalet olur mu, diye ağladı…
Temel, yaklaşmakta olan minibüse kendisini de alması için el kaldırır.
Şoför, parmaklarını birbirine değdirerek “Çok Kalabalık” diye işaret eder.
Bunun üzerine Temel, başparmağını, işaret ve ortaparmağının arasına sokarak şoföre doğru sallar. Acı bir fren ve şoför minibüsten atlayıp, Temel’in boğazına yapışır;
Şoför; Ben sana minibüs çok kalabalık işareti yaptım, ama sen bana o işaretle hakaret ettin!
Temel; Yanlış anladın uşağım. Sen bana çok kalabalık deyince ben de sana,
beni de araya sıkıştırıver demek istedim da…
Sakın sizler de beni yanlış anlamayın. Her gün böyle güleceğinizi de sanmayın. Bunlar iyi günleriniz. Yatın kalkın, adam ata binemiyor diye dua edin. Yoksa her Cuma Ayasofya’ya gidişte göreceğiniz manzara şu olurdu;
En önde Çiller’in beyaz atına binmiş Reyiz!
Arkasında, teneke başlıklı duşakabinoğullarının koruma alayı ve mehteran!
Sonrasında Saray’ın kadrolu Ramazan Davulcuları.
Arkalarında, aynı Saray faytonuna binmiş titrek Bahçeci, Timur Berinçek, Pakdil Hulusi ve Susurluk Mehmet!
En son sırada ise, Kılıçdaroğlu ve dostları!
Hangi yürek dayanır bu manzaraya?
Sağlık ve başarı dileklerimle.