IŞIK KİRLİLİĞİ

IŞIK KİRLİLİĞİ

(Ankara Üniv. Tıp Fak. Dekanlığın  istemi üzerine hazırladığımız raporu paylaşalım istedik.. Biraz da iktidar blokunun yerel seçim sonuçlarına kabul edilemez ablukasının yarattığı karmaşa ve gerilimi yumuşatma amacıyla..)

Işık kirliliği (light pollution, photo pollution), aynı zamanda foto-kirlilik olarak da bilinir, gece ortamında insan kaynaklı (antropojenik) ışığın varlığıdır. Işığın aşırı, yanlış yönlendirilmiş veya rahatsız edici kullanımıyla daha da kötüleşir, ancak dikkatli kullanılan ışık bile doğal koşulları değiştirir.

Kentleşmenin, sağlık aleyhine olabilen önemli bir yan etkisidir. Ekosistemleri ve estetik ortamları bozduğu ileri sürülmektedir. Sokak ışıklarının ve öbür insan yapımı kaynakların neden olduğu, gökyüzünün doğal döngülerini bozucu olan ve yıldızların ve gezegenlerin gözlenmesini engelleyen gece gökyüzünün parlaması olarak da tanımlanmaktadır.

Birçok gökbilimci (astronom) için ışık kirliliği bir felaket olarak nitelenmektedir. Nitekim Ege Üniversitesi gözlemevi, ışık kirliliği nedeniyle Torosların tepelerinde bir başka yere taşınmak zorunda kalmıştır.

Gece fotoğrafları ve video çekimlerinde de görüntü niteliğini iyileştirmek için ışık filtreleri kullanma zorunluğu doğmuştur. Sorun, daha çok gelişmiş ülkelerde ve kentsel alanda söz konusudur. Dünya ışık haritasına bakıldığında, uzaydan çekilen fotoğraflarda batı Avrupa, İskandinav ülkeleri, ABD’nin özellikle Batı Eyaletleri, Kaliforniya ve dünyanım büyük metropol kentlerinin özellikle sorun kaynağı olduğu görülmektedir.

world light map ile ilgili görsel sonucu

Kimi yeraltı karayolu geçiş ve tünellerinde de aşırı aydınlatmaya gidildiği, deyim uygun ise “ameliyathane ortamı” düzeyinde aydınlatma yapıldığı izlenmektedir. Bu durum, insan gözünün yeter hızla (mili saniyeler içinde) ışık – karanlık uyumu yeteneğini zorlayarak kazalara bile yol açabilecektir. Bu bakımdan olağan aydınlatma düzeyi aşılmamalı ve aşırıya kaçılmamalıdır.

Yüz yıldan daha az bir zaman önce herkes harika bir yıldızlı gece gökyüzüne bakıp görebilirdi. Şimdi, dünya genelinde milyonlarca çocuk yaşadıkları Samanyolu’nu asla deneyimleyemiyor. Yapay ışığın geceleri artan ve yaygın kullanımı yalnızca evren görüşümüzü bozmakla kalmaz, aynı zamanda çevremizi, güvenliğimizi, enerji tüketimimizi ve sağlığımızı olumsuz yönde etkiler.

Birçoğumuz hava, su ve toprak kirliliğini biliyoruz, ancak ışığın da bir kirletici olabileceği son zamanlarda ayrımsanmaktadır. Yapay ışığın uygunsuz veya aşırı kullanılması ışık kirliliği olarak bilinir. İnsanlar, vahşi yaşam ve iklim için ciddi çevresel sonuçlar doğurabilir. Işık kirliliğinin bileşenleri şunlardır:

Parlama (Glare), görsel rahatsızlığa neden olan aşırı parlaklık. Gökyüzü parlaması (Skyglow); yaşam alanlarında gece gökyüzünün aydınlatılması

Işık geçmesi (Light trespass), ışığın amaçlanmadığı veya gerekmediği yere düşmesi.
Dağınıklık (Clutter bright); parlak, kafa karıştırıcı ve aşırı ışık kaynakları kümelenmeleri.

Hafif kirlilik, endüstriyel yaşamın bir yan etkisidir. Kaynakları bina dış ve iç aydınlatma, reklam, ticari mülkler, ofisler, fabrikalar, sokak lambaları ve ışıklı spor salonları, eğlence alanlarıdır.

Geceleri kullanılan dış mekan aydınlatmaları ya yetersiz, ya aşırı parlak, iyi hedeflenmemiş, yanlış yansıyan ve birçok durumda da tümüyle gereksizdir. Bu ışık kaynakları ve elde etmek için kullanılan elektrik enerjisi, insanların aydınlatılmasını istenen gerçek nesnelere ve alanlara odaklanmak yerine, gökyüzüne yansıyarak boşa harcanmaktadır.

Işık Kirliliği Ne Denli Olumsuzdur?

Dünya’nın ışıkla kirletilen gökyüzü altında yaşamak zorunda kalması, uluslararası bir endişe kaynağı olmaya başlamıştır. Kentsel ya da uzantısı bölgelerde yaşayanların, bu tür kirliliği gece dışarı çıkıp gökyüzüne bakmalarıyla kolaylıkla kavramaları olanaklıdır.

2016 çığır açan “Yapay Gece Gökyüzü Parlaklığı Dünya Atlası” na göre, dünya nüfusunun % 80’i doğal gökyüzü ışığında yaşıyor. Oysa ABD ve Avrupa’da halkın %99’unun ışık kirlenmesi olmaksızın doğal bir gece geçirmesi neredeyse olanaksızlaşmıştır!

Aynı zamanda büyük bir enerji israfı boyutu ısrarla vurgulanmalıdır. Küresel ısınma ve iklim değişikliği çok ciddi boyutlardadır. Son zamanlarda aydınlatmada kullanılan ampullerde teknolojik iyileştirmelerle enerji verimliliği epey iyileştirilmiş ve aydınlatma amaçlı enerjinin ısı enerjisine dönüşerek israf edilmesi epey azaltılmıştır. Ancak yine de, özellikle kapalı yerlerde, mağaza ve vitrinlerinde, AVM’lerde aşırı aydınlatman nedenli ısı enerjisi yitimi ve ortamda sıcaklık artışı önemsenmesi gereken bir sorundur.

Işık Kirliliğinin Etkileri

Dört milyar yıl boyunca, Dünya’da yaşam salt Güneş, Ay ve yıldızların aydınlatmasıyla oluşan aydınlık ve karanlık ritminde vardı. Şimdi, yapay ışıklar karanlığı bastırıyor ve kentler geceleri ışıl ışıl, doğal gündüz-gece düzeni bozuluyor ve doğanın duyarlı dengesini değiştiriyor. Bu ilham verici doğal kaynağın yitirilmesinin olumsuz etkileri somut görünmeyebilir. Ancak artan kanıtlar, parıldayan gece gökyüzünün doğrudan ve dolaylı ölçülebilir olumsuz etkileri dikkate alınmalıdır.

Doğal bir mehtap ve yakamozların ressam ve ozanlara sanatsal yapıtları için esin kaynağı olması önemsiz midir? Ayrıca doğal dengeler açısından bitki, hayvanlar, entomoloj, dünyasının… ışık kirliliğinden ne yönde etkilendiğinin araştırılmasına gereksinim vardır.

Çocuklar için vurgulamak gerekir ki, büyüme hormonu Melatonin, salt tam gece karanlığında üretilmektedir.

Tavuk – piliç üretim çiftliklerinde yapay aydınlatma ile hayvanların yumurtlama dahil, biyolojik döngülerine müdahale edilebilmektedir.

İstenmeyen etkiler

  • Artan enerji tüketimi
  • Ekosistemi ve doğal yaşamı bozma
  • İnsan sağlığına zararları
  • Suç ve güvenliğe olumsuz etkiler

Hafif kirlilik herkesi etkiler. Bereket, ışık kirliliği ile ilgili duyarlık sevindirici biçimde artmakta.
Artan sayıda bilim adamı, çevresel örgütlenmeler ve sivil toplum, doğal geceleri yeniden canlandırmak için harekete geçiyor.

Herkes yerel, ulusal ve uluslararası ölçekte ışık kirliliğiyle savaşım için işleyen çözümler üretebilir..

Işık kirliliği, öbür birçok kirlilik türünden farklı olarak, geri dönüşümlüdür ve herkes, tersine süreç için katkı verebilir. Gerekli eylemler için yalnızca ışık kirliliğinin bir sorun olduğunun ayrımında olmak yeterli değildir; geceleri ev ve işyerlerinden yayılan ışığı en aza indirerek başlanmalıdır.
Bu basit adımları izleyerek bunu yapabilirsiniz.

Öneriler :

Salt gereksinim olduğunda, yerde ve yeter düzeyde aydınlatma kullanılmalıdır. Güvenlik endişesi varsa, hareket detektörü ışıkları ve zamanlayıcılar takılarak aralıklı (interval) aydınlatma yapılabilir.

Tüm dış ve iç mekan ışıkları optimal düzeye getirilmeli ve o düzeyde korunmalıdır.

Kapalı mekanlarda perde, panjur vb. araçlar günışığından en çok yararlanmayı engellememelidir.

Kent mimarisinde birbirinin doğal aydınlanmasını (güneş almasını) olanaklı kılacak 3 boyutlu kurgu özenle sağlanmalıdır.

Bina pencereleri uygun yüzey büyüklüğü ve gün ışığını en çok, en uzun süre alabilecek biçimde konumlandırılmalıdır.

İşyerlerinde, konutlarda, otellerde, eğlence yerlerinde.. açık alanlarda aydınlatma renk, şiddet, açı ve süresi bakımından standartlar oluşturulmalı, var olan standartlara uyulmalı, uyulmasının sağlanması için kamusal ve sivil toplumun katılımcı denetimi, yaptırımları sağlanmalıdır.

Aydınlatma standartları

Yayınlanan çok sayıda ulusal ve uluslararası aydınlanma standardı, çeşitli ülkeler ve ülke içi kurumlarca kullanılmaktadır.

TSE Gebze Elektroteknik Laboratuvarı (Aydınlatma Bölümü)

Lamba, balast, armatür ve lamba yol vericileri gibi aydınlatma donanımlarının testleri, elektriksel ve fotometrik ölçümleri; otomotiv aydınlatmasında kullanılan far, sinyal lambası, fren lambası, park lambası, reflektörler vb. ürünlerin testleri yapılabilmektedir. Yapılan Testler:

  • TS EN 60921, TS EN 60923, TS EN 60925, TS EN 60927, TS EN 60929, TS EN 61347-2 serisi standartlara göre balastların ve lamba yol vericilerin testleri
  • TS EN 60598 serisi standardlara göre aydınlatma armatürlerinin testleri
  • Enkandesen, fluoresan, kendinden balastlı, sodyum buharlı, civa buharlı lambaların ve
    taşıt lambalarının elektriksel, fotometrik ölçümleri ve ömür deneyleri
  • Trafik sinyal sistemlerinin deneyleri

Ulusal Mevzuat

GENEL AYDINLATMA YÖNETMELİĞİ (RG 27.07.2013, sayı 28720)

Söz konusu Yönetmelik yaklaşık 5,5 yıl önce çıkarılmıştır ve yürütülmesinden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı sorumludur. 26 madde, geçici maddeler ve ekleri ile yeterli sayılabilecek düzeydedir. İlgili kurumsal yanların, örn. TOBB, TMMOB, TTB.. sorumluluk üstlenmesi ve toplumsal duyarlık yaratılması ile sorunun çözülmesinde anlamlı adımlar atılabileceği düşünülmektedir.

Küresel ölçekte ise Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere UNEP, FAO, UNICEF, bilimsel kurumlar (OSHA, NIOSH) ve giderek BM öncülüğünde etkili diplomatik girişimlere gereksinim olduğu açıktır.

Saygı ile. 07 Mart 2019, Ankara.

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir