Prof. Dr. Kemal Arı : CİHATLI EĞİTİMİMİZ

CİHATLI EĞİTİMİMİZ

Prof. Dr. Kemal Arı

Cihat, sonunda milli eğitim müfredatımıza girdi.
Artık çocuklarımızda okulda cihat etmenin ne denli ulvi, önemli bir dini yükümlülük olduğu anlatılacak ve kitap yazan yazarlarımız da bu kavramı kitaplarında işleyecekler.
Türk Milli Eğitim sistemi içine böylece “cihat” kavramı girmiş durumda.
Cihat en basit yöntemiyle, din adına yapılan savaş demek…
Bu tanımı, kimi yenilikçi düşünürlerin ya da içtihat yapan din alimlerinin tanımları bir miktar, genişletmiş.
Bu nedenle “Cihat kavramını okullarımızda öğretmeye ne gerek var? Çocuklarımıza din adına savaşmanın dini bir yükümlülük olduğunu öğretme görevi Milli Eğitime mi kaldı?” diye soracak olursak, alacağımız iki yanıt var:
Ya olayı sırf dinin ve imanın bir parçası ve uygulama biçimi olarak görenlerin, giderek Müslüman Müslüman olmayan çatışmasının doğal olduğuna ilişkin anlattıkları açıklamaya çalışacak…
Ya da artık cihadın, yalnız Müslümanların Müslüman olmayanlara karşı din adına bir savaş olarak yorumlamanın yetersiz olduğunu söyleyip, Müslümanların bilimde cihat yapmasının görev olduğu yönünde yorumlar yapılacak…
Bu iki yorumun da gerçekçi olmadığını söylemek durumundayız:
Çünkü, günümüzde Müslüman olanlarla Müslüman olmayanların arasında din adına bir çatışma ve savaşın doğru, doğal ve geçerli yönü olan bir tavır olduğunu söylemek, modern eğitim ve ahlak anlayışıyla uyuşmaz.
Hiçbir aklı başında kişinin ya da siyasetçinin, din adına verilecek böyle bir fetvadan hareketle, cihat etmenin bir yükümlülük olduğunu söyleyecek ölçüde basitleşebileceğini düşünemiyorum, açığı bu.
Ya cihadın dindarların bilim yaparak ve öğrenerek kendilerini geliştirme ve bu gelişim sonrasında kavuştukları güçle, Müslüman olmayan toplumlara karşı gelişerek üstünlük olarak yorumlanmasına ne denilmeli?
Bunun yaşamın gerçekliği içinde savunulabilecek yanı var mı?
Bana göre hayır:
Çünkü bugün Müslümanların içinde bulundukları geri kalmışlık düzeylerine bakarsak, bu yönde bir cihat anlayışının hemen hiçbir yerde olmadığını, uygulamaya yansımadığını; dolayısıyla bu yorumun gerçekçi bir yanı bulunmadığını derhal görürüz.
Zaten İslam düşünce dünyasında da cihat kavramının bu yönü yeterince tartışılmış ve savunulmuştur da denilemez. En azından yaygın olan anlayış, bu yönde değildir.
O halde, cihadın eğitim sisteminin içinde yeri ne?
Bu kavram çerçevesinde çocuklarımıza ne öğreteceğiz?
Müslümanların Müslüman olmayanlara karşı derin din savaşlarını ve bu savaşların toplumları ne ölçüde dinamik tutup geliştirdiklerini?
Geçin.
Konuşmaya bile gerek yok.
İşte ne yazık ki bütünüyle bilimsel ve pedagojik olması gereken eğitime ideolojik gözlükle bakarsanız böyle oluyor.
Bir şeyler bozuluyor, çürüyor; değerler aşınıyor; kaş yapalım derken göz çıkarılıyor.
Çocuklarımızın bilgiye ve bilim yapmaya gereksinimleri var.
Buna kafa yoralım buna.
Elin oğlu aya giderken, çocuklarımızı yaya bırakacak bu tür saçmalıklar
bize ne kazandıracak ya hu!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir