Yazarken Utanıyorum
Emre KONGAR
Cumhuriyet, 11.10.14
Bazı öyle olaylar, eylemler ve söylemler vardır ki, yapanlar utanmamıştır ama siz eleştirmek için bile onlardan söz ederken utanırsınız!
Bugün aslında Ortadoğu bataklığındaki kaos ve bu kaosun Türkiye’ye yansıması hakkında, gözden kaçan birkaç nokta üzerinde yazacaktım…
Yazının önemli bir bölümünü de hazırlamıştım…
Ama sabah sabah öyle bir haberle karşılaştım ki…
“Artık bu kadarı da olmaz!” dedim.
***
Yazıyı yazdığım bugün 10 Ekim 2014, Cuma…
Türkiye bu sabah, Kobani trajedisi, PKK-HDP siyaseti ve AKP iktidarının politikaları sonucunda çıkan olaylarda, yaşamını yitirenlerin sayısının 35’e yükselmiş olması haberiyle uyandı…
Ne yazık ki haberler bu kadarla da kalmıyordu:
Gaziantep’te “karşıt grupların” (ne demekse?) çatışmaları, Bingöl’de Emniyet Müdürü’ne yapılan saldırı ve şehit olan polisler, çeşitli kentlerde süren yağma ve
yıkım olaylarının artık İstanbul gibi büyük kentlere de sıçramış olması, kimi kentlerde emniyet güçlerinin kendi binalarından bile dışarı çıkamadıkları, sokakları palalı ve sopalı adamların işgal etmiş olması gibi, insanın tüylerini ürperten haberler,
ölümlere eşlik ediyordu…
Ortadoğu’da süren savaş ve bu savaşta Türkiye’nin alacağı rol de herkesi
tedirgin etmekteydi…
Özet olarak Türkiye cuma günü, tam bir iç ve dış savaş ortamına uyandı.
Ama medyada cuma günü öyle bir haber daha vardı ki, insana gerçekten
“Artık bu kadarı da olmaz” dedirtiyordu!
***
Tam bu ortamda, yani iç ve dış savaş ortamında, Türkiye’yi yönetmekle görevli olanlar, sanki başka işleri güçleri yokmuş gibi, oturmuşlar, Etiler Polis Meslek Okulu’nun arazisine ‘Alışveriş Merkezi’ yapmak üzere, bu okulu kapatma kararı almışlar ve
bu kararı, uygulanmak üzere, Resmi Gazete’de yayımlatmışlardı…
Kamuoyu, bu okulu ve arsasını, bu arsanın nasıl yollarla kimler tarafından kullanılmak istendiğini, Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu sırasında ortaya saçılan konuşma ve toplantı tutanaklarından çok iyi anımsayacaktır…
Türkiye, içte ve dışta canıyla uğraşırken, ülkeyi yönetenler, arazi rantıyla,
ceplerini doldurmakla meşgul…
Hani “Koyun can derdinde, kasap mal derdinde” derler ya…
İşte o hesap!
***
Ortadoğu’nun ve Türkiye’nin bu kritik günlerinde böyle bir yazı yazmak zorunda kaldığım için utanıyorum.