AKP Milletvekillerine
- İçinizde Atatürk’ü, O’nun devrimlerini, laikliği, Aydınlanmayı, gerçek demokrasiyi anlayanlar vardır kuşkusuz. Onlar da sessiz kaldılar.
Yürekleri insanı, insanlığı, adaleti savunmaya yetmiyor. Dünyanın aydınlık yüzünden gelen protestoları da mı göremiyorsunuz sayın milletvekilleri?..
Prof. Dr. Coşkun ÖZDEMİR
Büyük, çok büyük bir düş kırıklığısınız sayın milletvekilleri. Haksız ve hukuksuz bir şekilde idam edilen Adnan Menderes’e yeni bir haksızlık yaparak O’nu bugünkü başbakanımız ile kıyaslamak istemem, alnızca benzer yanları ve davranışları olduğunu söylemekle yetineceğim. Ama Menderes’in yıllar içinde üstünlüğüne, vazgeçilmezliğine inanarak halkın desteğini arkasında gördükçe, ölçüsüz ve antidemokratik politikaları birbirini izledikçe O’nu uyaranlar eksik olmamış ve bunu yararsız bulanlar birer birer DP’yi terk etmişler. Yeterince etkili olabilselerdi 27 Mayıs olmayacaktı. “Kendime sabık başbakan dedirtmem” diyen Menderes’in iki bakanla birlikte idamı gibi vahim bir olayı yaşamayacaktık.
Sizler, Erdoğan, Menderes’le kıyaslanmayacak yerlere vardığı halde sanırım
hiçbir zaman, uyarılarda bulunmak sağduyusunu, basiretini gösteremediniz.
“Dindar ve kindar gençler yetiştireceğiz” dedi. Görmezden geldiniz.
“Ne ördünüz, bir şey ördüğünüz filan yok” diye Cumhuriyetin tüm başarılarını alaya aldı. Aldırmadınız. Masum dilekler ileri süren vatandaşa “Ananı al git” diye seslendi, umursamadınız.
“Yargıya talimat verdik” dedi, boş verdiniz.
Alkol yasakları uygulayıp
“Kafa kıyak dolaşan bir nesil istemiyoruz.
İki ayyaşın çıkardığı yasa mı dinimizin emirleri mi geçerli olacak?” dedi, tüm bu totaliter tavırlar umurunuzda olmadı. Yandaş profesörler örtünmeyen kadınları fahişe ilan etti, itiraz etmediniz.
TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) darmadağın edildi, size vız geldi.
3. köprü ve ona verilen isim için, milyonlarca ağaç için, seçim barajı için hiçbir varlık gösteremediniz, sadece tabi oldunuz. Yüzlerce yurtsever yıllardır hapislerde yatıyor, çocukları, eşleri ile birlikte büyük bir dram yaşanıyor. Bu bile vicdanlarınızda bir huzursuzluk yaratmadı.
Hayretle, ibretle, esefle anıyorum.
Gücüne ve üstünlüğüne, onsuz yapamayacağınıza öylesine inandınız ki, ne yaparsa yapsın onu onaylamak ve alkışlamak zorunda hissettiniz kendinizi. Herhalde o yiğit yurtsever Türk gençleri için kullandığı çapulcular, marjinaller tanımlamalarını da alkışlayacaksınız. Erdoğan’ın vicdansızca teşvik ettiği bugünkü polis vahşetini de alkışlamaktan geri durmayacaksınız.
Büyük bir yanılgı içindesiniz.
Son günlerin olayları bu yanılgıyı algılamanız için yararlı olabilir mi acaba diye düşündük. Bir tekiniz de çıkıp “Ne yapıyorsun, bu ülke çağ dışına sürükleniyor, cepheleşiyor, bölünüyor, parçalanıyor, halka, gençliğe zulüm yapılıyor.
- 5 ölü – yüzlerce yaralı – onlarca gözünü yitiren var!
Nasıl olur da polisimiz destan yazdı dersin, zafer kazandı dersin?” diyemediniz.
İçinizde Atatürk’ü, onun devrimlerini, laikliği, Aydınlanma’yı, gerçek demokrasiyi anlayanlar vardır kuşkusuz. Onlar da sessiz kaldılar. Yürekleri insanı, insanlığı, adaleti savunmaya yetmiyor. Dünyanın aydınlık yüzünden gelen protestoları da mı göremiyorsunuz sayın milletvekilleri?..
Sadece yazıklar olsun diyorum!..
(Cumhuriyet, 28.8.13)