Onur ÖYMEN : Herkes Terörün Bitmesini İstiyor

Onur ÖYMEN

onur-oymen

Herkes Terörün Bitmesini İstiyor

Gayet tabiidir ki, herkes terörün bitmesini istiyor. Terörun kesinlikle bitmesinden milletin huzur ve güvenliğe kavuşmasından başka dileğimiz olamaz. Fakat bu nasıl bitecek? Sorun budur. Ancak simdi verilen kimi demeçlere, Basbakanın bazı söylemlerine bakacak olursanız Türkiye’nin bir hukuk devleti olmadığı izlenimi ortaya çıkıyor.
Bir terör örgütü  lideri çıkıyor, Türkiye’de suç işlemis, insanları öldürmüş teröristlerin silahlarıyla Türkiye’den başka bir ülkeye gitmelerini istiyor. Sayın Başbakan da bunu olumlu karşılıyor. Çok açık söylemek gerek :

  • Türkiye bir hukuk devleti olmak zorundadır.
  • Türkiye bir yol geçen hanı değildir.
  • Silahlı teröristlerin diledikleri zaman girip diledikleri zaman çıkacakları
    bir yer değildir.

Başbakandan da terör örgütü liderinden beklenen söylem şudur:

  • Teröristler devletin güvenlik güçlerine teslim olacak
    ve yargılanacaklardır. 
  • Suç işleyenlerin serbestçe başka ülkeye gitmelerine izin veren devlet
    var mı dünyada?

O zaman niçin Türkiye’de suç işledikten sonra başka ülkelere kaçanların geri getirtilmesi için Interpol‘e başvuruyorsunuz? Devletin ciddiyetiyle bağdaşmıyor bu işler.

  • Bu çağrı terörün tümüyle bittiği anlamına geliyor mu?
  • Terörün yurt dışında silahlı varlığını sürdürmesini kabul mü ediyorsunuz?
Türkiye’in komşusunda bir terör örgütü silahli varlığını sürdürecek, biz de bunu
sineye çekeceğiz.
Böyle mi olacak, yoksa İspanya’da olduğu gibi, terör örgütü silahla mücadele ederek amacına ulaşamayacağını anlayıp koşulsuz olarak silahlı mücadeleyi terk mi edecek?
PKK silahlarını koşulsuz olarak bırakırsa, gayet tabii, daha sonraki aşamada
devlet şefkat de gösterir, yaralar da sarılır. Ama terör örgütünün liderinin iletisinden  anlaşılıyor ki, örgüt silahlari kesin olarak bırakmaya niyetli değildir.
O’nun iletisi, “terörden kesinlikle vazgeçtik” anlamına gelmiyor!

  • Tek bir pişmanlık sözü yoktur.
Bu ülkede 35.000 kişinin ölümünden sorumlu olan örgüt bu insanların ölümünden üzüntü duyduğunu açıklamıyor, özür dilemiyor. Bir pişmanlık duygusu yok.

Basında ve kamuoyunda o denli aşırı bir iyimserlik havası yaratılıyor ki,
artık aklın durduğu noktadayız.

Sayın Başbakan Diyarbakır mitinginde Türk bayrağı olmamasına üzulmüş.
Diyarbakır’da yalnızca  PKK’yı detekleyen bir siyasal parti mi var?
İktidar partisinin orada bir örgütü yok mu?

Onlara siz de mitinge Türk bayrağıyla gidin diyemediniz mi?

Öcalan mesajında anayasadan söz etmiyor, oysa birkaç gün önce yandaşlarına
yeni anayasanın maddelerini dikte etmeye çalışıyordu! İletisindeki sözlerle birkaç gün önce söyledikleri farklı. O bakımdan bütün bu gelişmeleri ihtiyatla karşılamak gerekiyor.

Gerçek düşünceleri nedir? Söylediklerinin ne denlisi içtenlikidir, ne denlisi taktiktir,
neyi amaçlıyorlar, yarın ne yapmayı düşünüyorlar??

Bütün bunları görmek gerek. Kamuoyunda yaratılan bir coşku havasıyla bütün bunları geçiştirmek olanaklı değildir.

Pek doğallıkla, herkes terrörün bitmesini istiyor, ama şu tartışılmıyor :

Bütün bunları söylerken PKK, karşılığında ne ödün aldı?

Ne vaatte bulunuldu? Acaba Oslo’da, İmralı’da kimi devlet yetkililerinden aldığı vaatler üzerine mi bunları söyledi?
Neydi o vaatler, bunlar tartışılmıyor..
Aşırı iyimserliğe kapılmamak, ihtiyatlı olmak gereklidir.

Onur Öymen
25.3.13

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir