DESTİNA… bir ömür aşkınla böyle yanar kalayım…


DESTİNA…

Aşklara vurur bülbülüm, yuvalanır gönlümün gülistanına
Gülüşün can sıcaklığımdır üşüdüğümde soluğun ateş
Yak savur küllerimi çölüme döneyim

Orman fısıltıları kulağımda rüzgar ıslıkları
Yağmur tutuşmaları, sevgi buluşmaları
Aşkın düştüğü yer… yangın
Yalnızca nefesin dindirebilir volkanımı
Ve rüzgarın merhem olur yarama süründüğüm

Bil ki derin kuyularında hasretimin suyu sensin
Ve nasılsan öylece gel salınışın rüzgarıyla
Irmakların sesiyle ay serenatları dökülsün kulağıma
Dudağıma işlesin meltem meltem seher yağmurları
Gözlerinin içinde sönmüş bir tutam yıldız gibi kalayım

Uçurumlara tutsak bir rüzgarım, yağmurlarla yaralı sesim
Fırtınalarda çırpınan suyum, hıçkıran ışık
Karlı dağlarda uzak bir ses gibi
Solgun bir anıyım şimdi bu uzak kentte
Kuşların göçüp gittiği mevsimlere benziyor yüzüm
Ömrümün bütün dallarını silkeledi hayat
Bütün bahçelerinden kovuldum umudun
Bir acıyı aşmak için, bin acıyı sırtıma vurdum

Uzak düştüm saçlarıma karanfil eken yıldızlardan
Sahipsiz mezarlıklar ülkesinde çıplak dolaşıyorum şimdi
İçinden kırılmış bir gölge
Başka hangi duvara yaslanabilir ki aşktan öte
Ve nasıl dayanabilir ki
Sevinçler yoksa terkisinde çekilen acıların

Ah Destina.. yaralı kızım, utangaç yıldızım
Yaslı gelinim, Anadolu’m, sarı sızım, sorma beni
Baktığım her pencerede doğulu ezikliğim
Yurdundan kovulmuş bir coğrafyasızım
Çıktığım her yolculukta türküler tutuşur içimde

Şimdi uzak bir sızıda nar ile közlenip
Çoğalan yalnızlıklarla yeryüzüne dağılıyor kalbim.
Kalbim ki, zemherinin ortasında kanatları üşümüş yavru bir kuş
Nereye uçsun, umutlar yoksa kanadında esen yellerin

Bırak bende başlasın bu ateş, sende bitsin
Aşktan öte ne varsa kalbimde savur gitsin
Gecelerin uzun kirpiklerine yalnızlığımı iliştirip ağlayayım

Ey göğsümde nar sıcağı, çığlığıma sinen duman
İçime soğurmuş küllerini bırak kızıl bir sabahın
Bırak ki dağılsın ıstırap yüklü bulutlar
Ateş oflayan ormanında bu ahın

Gün ışığıyla işlenmiş bir çiçeği
Koparıp göğsümün üstüne bastırıyorum her akşam
Dindirsin diye yüreğimdeki sızıyı
Tam da usumun ortasına düşerken gülbahar ülkem

Ah Destina’m, kara kızım, uzun saçlı hasretim
Kül rengi kirpiklerinde nehirler yürüyenim
Gelirsen sevdiğim çiçekleri getir
Gönlünün güneşli bahçelerinden, nilüferlerin zülüflerinden
Ve derin kuyularından hasretin, su getir

Koca İstanbul’u getir bana gelirken
Mis sokağını, Karanfil konağı, kitapçı dükkanlarını
Üç beş dergi, diline dolanan bir şarkıyı, bir çınar altını
Mor salkımlı düşlerini getir
İstiklal caddesinde el ele dolaşan yeniyetme sevdalıları

Düşsüzüm düşlerine al beni, soluksuz sevişmelerine sakla
Dudaklarınla kapat dudaklarımı, soluduğumda
Uyuduğumda alnımdan öperek uyandır beni
Ki, denizlerin sevgiyle köpürdüğü saatlerde
Şiirin yedi renk çakılları vursun kıyılarıma
Aşk bir yanımı alıp götürsün, özlem bir yanımı
Bir ömür sevgi yağmurunla ıslanayım

Şimdi ay ışığıyla süslenmiş penceremde
Sen gece gözlü güvercinimsin, özlem yüklü şiir’im
Bırak güllere vursun gülüşün harelensin denizlerin yüreğine
Yanaklarında aşkın solmayan rengi
Saklayıp gecelere gizini, yıldızlara uzansın mavi düşlerin
Bense çevire çevire dört duvarımı;
     bir ömür aşkınla böyle yanar kalayım…

(Yazarı ??)

DESTİNA… bir ömür aşkınla böyle yanar kalayım…” hakkında bir yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir