Yüce ATATÜRK : “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır..”
29 Ekim 2012, Ulus’tan Görüntüler
‘TOPLUMSAL OLAY’A (!) MÜDAHALE BAŞLIYOR…
Basınçlı sudan ve gazdan biz de payımıza düşeni aldık..
Sorumlularına “teşekkür ediyoruz..” (!) tarih önünde..
30 Ekim 2012 akşamı Cumhuriyet yemeğinde (Gazi Üniv.) ADD Genel Başkanı
Tansel Çölaşan;
“..gazlanmayan ve ıslanmayan bu salonda yok herhalde..” dedi konuşmasında..
İçimiz rahattı..(!)
Düşene kılıç kalkar mı, töremizde var mı?
Annesi yaşında ve yere düş(ürül)müş kadına şiddet uygulayabilecek güvenlik görevlileri Türkiye’de nasıl ve nerede yetiştirildi?
Polisin içinde İHL ve İlahiyat mezunu kaç kişi var? Bu polisin eğitimi ve aidiyeti ne?
Örn. “Alevi” olabilir mi; yoksa tam tersi mi??
ÇATIŞMA BİTTİ mi!?
…Ve ANIT KABİR’de MUTLU SON…
Genelkurmay; “izdiham nedeniyle” 29 Ekim 2012 günü Anıtkabir’e gelen ziyaretçi sayısını veremedi..
Dikkat, gerekçe : Yaşanan izdiham..
Bizim kestirimimiz : Kesinlikle 1 milyonu aşkın..
Daha önce hiçbir ziyarette, 1996’da, Tandoğan mitingi sonrasında..bu denli kalabalık görmedik.
Bu denli coşku da..
Trafikta arabalara tampon tampona denir ya..
Biz de yürüyüşte, özellikle Anıtkabir’de “topuk topuğa”, göğüs göğüse ve de
omuz omuza idik..
- Biz yürüyüşçüler “çok samimi” idik yürüyüş boyunca..
Azıcık aklı olan, bu olup bitenlerden gerekli dersi çıkarır..
Yineleyelim :
Yüce ATATÜRK :
“Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır..”
YÜCE ATATÜRK, 10 KASIM 1938 ÖLDÜ!..
Ne kadar büyük olursa olsun, ilkeleri, politikası ve devrimleri de ölen liderle birlikte ölür.
10 Kasım 1938’e kadar Atatürkçülük; Atatürk’ün politikalarını, ilkelerini ve devrimlerini savunmaktı.
10 Kasım 1938’den sonra Atatürkçülük, Atatürk’ün yerini doldurmaktır.
Her ne kadar, Atatürk’ten sonra, Atatürk’ün yerine İsmet İnönü gelmişse ve İsmet İnönü Atatürk’ün yokluğunu belli etmeyecek bir seviyede ise de; Atatürk’ün yerini doldurmak bir devlet politikası olarak benimsenmemiş ve aslanın yerine kedinin gelmesine ortam hazırlanmıştır.
Sözde kaldırılan Halifelik Makamı’nı Bediüzzaman ünvanıyla gtayri resmi dolduran Said-i Nursi’nin, Atatürk’ün yerinin doldurulmadığını, doldurulmaya da çalışılmadığını fark etmemesi mümkün değildi…
Saad-i Nursi ise; Kuvay-i Milliye Kadrolarının yerine kadro yetiştirilmediğini, Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Kemal Tahir gibi aydınların yerini dolduracak aydınlar da yetiştirilmediği, hatta bunların yok edildiğini ve bu nedenle zamanın kendilerine çalıştığını fark etmiş ve bildiklerini birçok kişiye öğreterek güçlü bir Halifelik Harketinin sağlam temellerini atmıştır.
Bugün Atatürkçüler, Atatürk’ün ilkeleri, politikaları ve devrimleriyle LİDER YETİŞTİREMİYORLAR, KADRO YETİŞTİREMİYORLAR, AYDIN YETİŞTİREMİYORLAR, HALKI KAZANAMIYORLAR!..
Said-i Nursi’nin öğrencileri, Fethullah Gülen, Ali Kalkancı, Ali Bardakoğlu, Mehmet Görmez, Mahmut Ustaosmanoğlu, Cübbeli Ahmet ve Harun Yahya gibi çok büyük halifeler yetiştirdiler.
Said-i Nursi’nin öğrencileri ise yüzlerce Necip Fazıl, yüzlerce Mehmet Akif yetiştirdiler… Cumhurbaşkanı, Başbakan olabilecek yüzlerce lider yetiştirdiler. Çok güçlü çok büyük Halifelik Örgütleri kurdular.
Atatürk ne derse desin, dünyanın en büyük Halifelik Örgütleri kuruldu ve iktidara geldi… Atatürk’ün ne dediğine değil, Said-i Nursi’nin ne dediğine bakacaklar…