CHP Merkez Yürütme Kurulu Açıklaması…
CHP, Türkiye’de terörün sona erdirilerek toplumumuzun huzur ve güvenliğe kavuşturulması yolundaki mücadelesini yılmadan, kararlılıkla sürdürecektir.
Tunceli Milletvekilimiz Hüseyin Aygün’ün 12 Ağustos’ta teröristler tarafından kaçırılması, sorunu yeni bir aşamaya taşımıştır. Bu eylem, parlamenter demokrasimizi, onun temel organı olan, halkımızın iradesini temsil eden TBMM’yi ve o iradeyi sorunlarımızın çözümü için tek yol olarak gösteren CHP’yi hedef alan bir meydan okumadır. Bu pervasız saldırı, CHP’nin ve tüm toplumumuzun terörle mücadelesine sadece güç katacak ve kararlılığımızı pekiştirecektir.
Konunun siyasal yönü ve anlamı toplumumuz tarafından en iyi biçimde değerlendirilecektir. Ancak hemen belirtelim ki; burada öncelik insani kaygılar olup, Hükümete düşen ilk görev Milletvekilimiz Hüseyin Aygün’ü biran önce sağlıklı bir şekilde özgürlüğüne kavuşturmaktır. Hükümet görevini yapmalıdır. Milletvekillerimizden oluşan bir heyetimiz de bölgede olup;
CHP, gelişmeleri yakından izlemektedir.
Terör odakları, ilk kez bir milletvekilini kaçırarak eylemlerinde
yeni bir cephe açmışlardır.
Ülke içinde en son Şemdinli ve Foça’daki terör saldırıları, Irak ve Suriye’deki gelişmeler ve uluslararası tasarımlar, Kürt meselesini istismar eden terörün nitelik ve nicelik değiştirmekte olduğunu ortaya koymaktadır. Terör, artık her zamankinden daha kapsamlı bir şekilde ülkemizin iç ve dış güvenliğini tehdit etmeye başlamıştır.
Öte yandan, bölgedeki gelişmeler ve Suriye’nin geleceğine yönelik tasarımlar
dikkate alındığında, siyasal iktidarın bu gelişmelerin arkasında kaldığı ve
bunları yönlendirmek yerine akıntı içinde sürüklendiğini esefle görmekteyiz.
Bu olumsuz gidişatın mutlaka durdurulması ulusal güvenliğimiz, birlik ve bütünlüğümüz için şarttır. Daha önce ortaya koyduğumuz gerekçelerle, CHP TBMM’nin olağanüstü toplanabilmesi için bir kez daha tüm milletvekillerimizi genel kurulda görev başına çağırmaktadır.
TBMM’nin toplanmasının teröristlerin amaçlarına hizmet edeceği usanç ve utanç verici safsata ve bağnazlığına, Hükümet ve yandaşları derhal son vermelidir.
Zira halkımız artık sözde kalan birlik ve beraberlik çağrıları duymak değil,
TBMM’de fiilen sergilenen birlik ve dayanışmayı görmek, teröre karşı etkin,
sürdürülebilir toplumsal bir mutabakat ve strateji oluşturulmasını istemektedir.
13 Ağustos 2012, Ankara