Zekeriya Sertel ve Atatürk

Atatürk’ün ölümü, geniş halk kitleleri arasında derin bir keder yaratmıştı. Memleketin yüreği durmuştu. Halkın Atatürk’ü ne kadar sevdiği şimdi daha iyi belli oluyordu… Vicdanımla hesaplaşmak gereğini duydum. Sağlığında biz bu adama karşı hürriyet ve demokrasi savaşı yapmıştık. O’nun hareketlerini diktatörce buluyorduk. Ağaçları görüyorduk, ama ormanı bütün büyüklüğüyle göremiyorduk. Halife ve padişahtan yana olanlar O’na cephe almışlardı. İttihatçılar O’na karşı suikast düzenlemişlerdi. Emperyalistler de memleket içinde isyanlar çıkarmışlardı.

Dostlar,

Zekeriya Sertel yaşamda iken Atatürk’e çok muhalefet etmişti.
Kendisi komünizme inanmaktaydı.

Atatürk devrimlerini ise burjuva demokrat devrimleri olarak görüyor ve bir tür hafife alıyorlardı. Ata’nın ölümünden sonra Zekeriya Sertel, kendi deyimleriyle bir vicdan muhasebesine girmiş ve özetle size sunduklarımızı yazmıştır.

Rahmetli Sertel’e, nesnel tarih anlayışı, gerçekçi ve dürüst özeleştirisi için
teşekkür ediyorum..

Sevgi ve saygı ile.
5.8.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

İstanbul’da bütün halifeci, padişahçı ve gerici basın, Atatürk’e karşı yaylım ateşi açmıştı. Bütün bu koşullar içinde hürriyet ve demokrasi gelişebilir miydi? O, kişi yönetiminden çok Meclis egemenliğine, yani halk egemenliğine önem verdi. Bütün koşullar O’nun Doğulu bir diktatör olmasına elverişliydi. Fakat, asker olmasına karşın, yumuşak, sevimli ve akıllı bir otorite kurdu. O’nun otoritesi,  diktatörlüklerde olduğu gibi korkuya değil, sevgiye dayanıyordu. Günün koşullarının elverdiği ölçüde hür bir rejim kurdu. Biz eleştirilerimizi özgürce yapabildik. Nâzım Hikmet en devrimci şiirlerini O’nun döneminde yazdı. Bugün memlekette ilerici kuvvetler, Atatürk ilkelerine dayanarak savaşabiliyorlar. Onun için, Atatürk dün de büyüktü, bugün de büyüktür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir