Dönemin Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit , adadaki Yunan işgalini önlemek amacı ile müdahaleye karar verdikten sonra, diğer bir garantör devlet olan İngiltere ile birlikte müdahale etmek amacıyla görüşme yapmak için, 16 Temmuz 1974’te İngiltere’ye gitti.
Yapılan görüşmeler sonucu İngiltere’nin ortak müdahale’ye yanaşmayacağı anlaşıldı.
Bunun üzerine Türkiye hükümeti 1960 Garanti Antlaşması’ndan kaynaklanan tek yanlı müdahale hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974’te Mutlu Barış Harekatını gerçekleştirdi.
Türk Barış Harekâtı, Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını engelleyerek adanın bağımsızlığını korumuş, Kıbrıs Türklerini topluca imhadan kurtarmış ve Kıbrıs sorununun gerekçi, hakça ve kalıcı bir çözüme ulaştırılması için gerekli siyasi ve coğrafi zemini oluşturmuştur.
Türkiye’nin 1974 yılında adaya gerçekleştirmiş olduğu müdahalenin, uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan yasal bir zemine dayandığı ve “işgal” olarak kesinlikle tanımlanamayacağı gerek Avrupa Konseyi’nin 29 Temmuz 1974 tarih ve 573 sayılı kararı, gerekse de Atina Temyiz Mahkemesi’nin 21 Mart 1979 tarihinde aldığı 2658/79 sayılı kararla tescil edilmiştir.
Avrupa Konseyi 573 sayılı kararının 3. maddesinde;
“… Adada diplomatik yollardan bir anlaşmaya varılamamasından dolayı, Türk Hükümeti 1960 Garanti Antlaşması’nın 4. maddesine göre müdahale hakkını kullandı.” denmektedir.
Atina Temyiz Mahkemesi ise kararında;
“Türkiye’nin Zürih ve Londra Anlaşması çerçevesinde garantör devlet olarak
Kıbrıs’a müdahalesi yasaldır. Asıl sorumlu, haklarında dava açılan Yunanlı Subaylardır” demektedir.